07/07/2011 | Yazar: KAOS GL

Federal Alman Meclisi bugün ‘embriyo aşılanması öncesi tanı yöntemi’ ile ilgili karar veriyor. Düşük ya da sakat doğum ihtimallerinin belirlenebildiği yöntem, etik açıdan yoğun eleştiri topluyor.

Federal Alman Meclisi bugün “embriyo aşılanması öncesi tanı yöntemi” ile ilgili karar veriyor. Düşük ya da sakat doğum ihtimallerinin belirlenebildiği yöntem, etik açıdan yoğun eleştiri topluyor.
 
Meclis’te yapılacak oylamadan nasıl bir sonuç çıkacağı ise kestirilemiyor. Çünkü yöntemi savunan ve karşı çıkan milletvekillerinin sayısı birbirine çok yakın. Öte yandan Alman Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Nikolaus Schneider, çok katı sınırlar getirilmesi şartıyla yöntemi savunduğunu söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise “Yapılması mümkün olan her şey yapılmak zorunda değildir” diyerek yönteme karşı çıktığını bir kez daha gözler önüne serdi.
 
Bir ailenin dramı
Günter Graumann, bebeklerinin anne karnında öldüğünü öğrendiklerinde neler hissettiğini anlatacak söz bulamıyor. Çaresizlik, öfke ya da güçsüzlük… Suni döllenme yoluyla eşinin rahmine yerleştirilen ve dört gözle bekledikleri bebekleri artık yaşamıyordu.
 
Graumann, "En kötüsünü doğrudan müdahaleyle yani embriyonun kürtajla alınması sonucu eşim yaşadı. Bizde umut duygusuna yol açan sözler, yani deyim yerindeyse her şey geri alındı ve çöpe atıldı. Bu bizim için çok kötü bir deneyimdi ve tekrar böyle bir tecrübe yaşamak istemiyoruz diye düşündük. Bu neden kaynaklanıyor? Nasıl değiştirilebilir?“ şeklinde konuşuyor.
 
Graumann ve eşine doktorların verdiği yanıt, embriyo aşılanması öncesi tanı yöntemiydi. Graumann, eşi ve ölü embriyo üzerinde yapılan testler, anne ve babanın genetik uyuşmazlığa sahip olduklarını ortaya çıkarmıştı.  Deney tüplerinde üretilen embriyonun anne rahmine yerleştirilmeden önce genetik olarak incelenmesine izin veren tek yöntem, embriyo aşılanması öncesi tanı. Böylece embriyoda çocuğun engelli olmasına ya da ileride belirli bir genetik hastalığa sahip olmasına yol açabilecek hatalı gen tespit edilirse, embriyo kenara alınıyor ve sadece sağlıklı embriyolar rahme yerleştiriliyor. Böyle bir testin Almanya’da yapılması yasal olarak mümkün değil ancak yurt dışında yapılabiliyor. Günter Graumann ve eşi, yöntemin varlığını öğrendiklerinde beyinlerinden vurulmuşa döndüklerini söylüyor: "Tabii ki etik ve toplumsal açıdan pek çok zorluk bulunduğunu o dönem pek düşünmedik. Sadece şu his oluştu: Eğer bu test yapılırsa, o zaman büyük bir acı ve keder daha en başından önlenebilir.”
 
Etik Kurul da ikiye bölündü
Graumannlar için mantıklı ve insani görünen yönteme Almanya’da izin verilmiyor. Kalıtsal hastalıkların belirlenmesine olanak sağlayan embriyo aşılanması öncesi tanı yönteminin etik olup olmadığı konusunda görüş ayrılıkları yaşanıyor. Federal Meclis’e konuyla ilgili tavsiyelerde bulunan Etik Kurul’daki uzmanlar da ikiye bölünmüş durumda. Wolf-Michael Catenhausen,
 
“Etik Kurul’un görüşü temelde iki seçenek ortaya koyuyor: Embriyo aşılanması öncesi tanı yöntemine açık yasal düzenlemelerle sınırlı olarak izin verilmesi ya da yasaklanması. Bu konuda karar verecek olan ve vermesi gereken meclistir" diyor.
 
Yönteme karşı çıkanlar, insan embriyolarının sınıflandırılıp seçilmesinin etik olmadığını, bunun ileride engelli çocuklar ve ebeveynlerinin dışlanmasına yol açabileceğini savunuyor. Ayrıca hatalı genleri gösteren bir katalog hazırlamanın zorluğuna dikkat çeken muhalifler, bazı kalıtsal hastalıkların yetişkinlik döneminde ortaya çıktığına bazılarının ise hiç ortaya çıkmadığına dikkat çekiyor. Yöntemin sadece hastalıkları teşhis etmekte değil, embriyolar üzerinde manipülasyon için kullanılmasından da endişe ediliyor.
 
"Kürtajdan daha az zararlı"
Öte yandan yöntemi savunanlar, belirli genetik hastalıklara sahip çiftlerin engelli bir çocuğa sahip olmasının önlenebileceğini belirtiyor. Alman yasaları engelli bir bebeğin kürtajla alınmasına izin verse de embriyo aşılanması öncesi tanı yöntemini yasaklıyor. Yönteme izin verilmesini savunanlar, bunun daha sonra yapılacak bir kürtajdan daha az zararlı olduğunu vurguluyor.
© Deutsche Welle Türkçe
 

Etiketler: insan hakları, sağlık
nefret