31/03/2011 | Yazar: KAOS GL

Ankara'da farklı alanlarda hak savunuculuğu yapan örgütünün üyeleri, 211 aydınla beraber, katılımcı ve demokratik bir anayasa için ortak bir metin imzaladılar.

Ankara'da farklı alanlarda hak savunuculuğu yapan örgütünün üyeleri, 211 aydınla beraber, katılımcı ve demokratik bir anayasa için ortak bir metin imzaladılar. Metinde, seçim barajının kaldırılması ve siyasi reformların gerçekleştirilmesi istendi.
 
TÜSİAD tarafından hazırlanan anayasa raporuyla ilgili tartışmalar sürerken, 'Özgürlükçü Anayasa Platformu' adı altında bir araya gelen 211 aydın, katılımcı ve demokratik bir anayasa için ortak bir metine imza attılar. Platform üyeleri arasında, Ankara'da kadın hakları ve kentsel dönüşüme karşı barınma hakkı gibi faklı alanlarda hak savunuculuğu yapan, üç sivil toplum örgütünün üyeleri de bulunuyor.
 
Seçim barajının kaldırılması ve siyasi reformların gerçekleştirilmesi istenen metinde şunlar vurgulandı:
 
"Demokrasilerde bulunmayan, Türkiye'ye özgü yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılması, siyasi ve ekonomik istikrar gerekçeleriyle göz ardı edilemeyecek kadar yaşamsal bir zorunluluktur. 12 Eylül'ün en çarpıcı ürünlerinden olan yüzde 10'luk seçim barajı, sadece çeşitli toplumsal kesimlerin mecliste temsilini engellemekle kalmayıp, çarpık temsil biçimlerinin oluşmasına da neden olmaktadır."
 
Ankara'da platforma katılan üç sivil toplum örgütünün üyeleri yeni anayasadan ne beklediklerini şöyle ifade ettiler:
 
KaDer Ankara Başkanı Ezgi Koçak: Yeni anayasa üzerinde konuşurken öncelikli olarak yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılmasının altını çiziyoruz. Çünkü yeni anayasanın hazırlanmasını sağlayacak ve onay verecek olan Meclis, toplumun her kesiminin temsil edildiği kapsayıcı bir meclis olmalı. Ancak böyle bir Meclis üzerinden yürütülecek anayasa çalışması toplumsal mutabakatı ve barışı sağlayacak meşruiyete sahip olabilir. Kadınlar ulusal ve yerel karar alma mekanizmalarında yok denecek kadar az temsil edilmektedirler. Bu durum da beraberinde temsil ve adalet sorununu getirmektedir. Yeni anayasanın kadınsız bir Meclis tarafından hazırlanması, o anayasanın meşruiyetini sorgulamamızı beraberinde getirecektir. O nedenle yeni oluşacak olan Meclis’teki kadın temsil oranı oldukça önemlidir. 'Eşit temsil' ilkesinin anayasa ile güvence altına alınmasının hayati öneme sahip olduğunun altını çiziyoruz. Burada yeni anayasada yer alması gereken 'parite yasası' na diğer bir ifadeyle '50-50 eşitlik yasasına' referans vermekteyiz.
 
Herkes 'olur' vermeli
Dikmen Deresi Kentsel Dönüşüm Mağdurları Dayanışma Derneği Başkanı Vedat Ağtaş: Bu coğrafyada yaşayan tüm insanların dil, din, ırk mezhep farkı gözetilmeksizin, algılanabilecek, makul karşılanabileceği ve tüm toplum dinamiklerinin olurunu alacağı bir anayasa yapılması zorunludur. Anayasanın oluşumunda, sadece bilim insanı, siyasetçi, akademisyenlerin düşünceleri olmamalı, bu ülkede yaşayan birinci tekil şahısların yaşama dair önerileri de alınmalı. Barınma hakkının anayasal güvenceye kavuşturulması için bu tür çalışmaları yapan STK'lara mutlaka yer verilmelidir.
 
Cinsel ayrımcılık olmamalı
Kaos GL üyesi Umut Güner: Biz talebimizi sokakta dile getirirken ne anayasanın sivilleşmesi gündemdeydi, ne de anayasanın siviller tarafından yapılması. Sivilliğin altı çizilirken genelde sivillerin hepsinin heteroseksüel olduğunu varsayıyoruz. Aslında sivilliğin en temel koşullarından biri heteroseksüelliği merkeze alan yapının eleştirilmesidir. Bizim talebimiz çok net ve çok açık. Hayatlarımızın anayasal güvenceye alınmasını istiyoruz. Ve sırf cinsel yönelimimiz ve cinsiyet kimliğimiz nedeniyle ayrımcılığa uğramak, şiddete maruz kalmak ve öldürülmek istemiyoruz. Bu süreçte LGBT örgütlerin taleplerinin sadece kendi talebi gibi algılanmasını istemiyoruz. Sivil toplum örgütlerinin özellikle insan hakları örgütlerinin LGBT bireylerin taleplerine sahip çıkmasını istiyoruz.


Etiketler: insan hakları, sivil anayasa
İstihdam