11/11/2010 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL Derneğinin de bileşeni olduğu Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü programını açıkladı.   Platf

Kaos GL Derneğinin de bileşeni olduğu Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü programını açıkladı.
 
Platform üyeleri, kadınlara ve LGBTT bireylere yönelik şiddet, cinayet, taciz ve tecavüzlerle ilgili Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptılar. Platform üyeleri, Ankaralı kadınların 25 Kasım’da sokaklarda ve alanlarda olacağını duyurdular.
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü Programının da duyurulduğu basın açıklaması (9 Kasım) metni şöyle:
 
“Yasta Değil İsyandayız, 25 Kasımda Alanlardayız”
“Mirabel Kardeşlerin tecavüz edilerek katledilmelerinin ardından tam 50 yıl geçti. 25 Kasım 1960’da yaşanan bu vahşet karşısında Latin Amerikalı ve Karaipli kadınlar, tepkilerini günlerce sürdürdü ve sonuçta onların verdiği bu mücadele, "kadına yönelik şiddetle mücadelenin" simgesi haline geldi. Mirabel Kardeşlerin yaşamını kaybetmesinden bu yana biz kadınlar için hiçbir şey değişmedi. Hatta her geçen gün daha çok öldürülmeye, şiddete uğramaya, tecavüz edilmeye başlandık.”
 
“Öldürülen Nejla Yıldız, Bu Adliye’de Çalışıyordu”
“Yaşadıklarımızı ve yaşayabileceklerimizi anlamak için çok değil geçen aya bakmak yeterli aslında. Nejla YILDIZ’ı kaybetmemizin üzerinden bir ay bile geçmedi henüz. Şu an önünde bulunduğumuz Adliye binasında görev yapmakta olan Nejla YILDIZ’ı 20 Ekim günü bir otobüs durağında buldu ölüm. Defalarca tehdit edilen, bu konuda Savcığa suç duyurusunda Nejla katiliyle baş başa bırakıldı. Nejla’nın başına gelenler bu ülkede her gün onlarca kadının başına geliyor. En yakınındaki erkekler kadınların canını alıyor, tehdit ediyor, şiddet uyguluyor. Ve her seferinde görüyoruz ki kimse buna dur demiyor.”
 
“Tecavüz Sanıkları Bir-İki Ayda Tahliye Ediliyor”
“Tecavüz sanıkları artık bir iki ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye ediliyor bu ülkede. Tecavüz mağdurlarını İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderme ısrarı, geçtiğimiz ay Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanıkları tecavüze ilişkin net kanıtlar olmasına rağmen tahliye etmesiyle sonuçlandı. Tecavüzcüler aramızda elini kolunu sallayarak geziyor.”
 
“Cinsel Yönelim Ayrımcılığına Son Verilsin”
“2010 yılında da eşcinsel, biseksüel, trans bireylere yönelik saldırılar devam etti. Yaşanan cinayetler sonrası kolluk kuvvetleri soruşturma aşamasında isteksiz davranmakta, zanlıların yakalanması sonrası kovuşturma evresinde adli birimler "ağır tahrik" indirimleri ile zanlıları ödüllendirmekte.”
 
“Barış İstiyoruz”
“Bu 25 Kasım etkinliklerimize de cezaevlerinde olduğu için katılamayacak yüzlerce arkadaşımız var. Sadece barış istedikleri için, düşüncelerini açıkladıkları için, sendikalar ve siyasi partilerde demokrasi mücadelesi verdiği için dört duvara hapsedilen bütün kadınlara özgürlük istiyoruz.”
 
“Çocukların İstismara Uğramadığı Bir Ülke İstiyoruz”
“Çocuklarımız da artık güvende değil. 2010 yılında yaşanan çocuk tacizi ve tecavüz olayları kanımızı dondurdu. Mardin, Siirt, Van-Erciş, Ovacık’ta yaşananlar hele de Siirt’te onlarca erkeğin tecavüzüne uğrayan kız çocukları hala hatırımızda. Mardin’deki N.Ç. davasında sanıklara verilen ödül gibi cezayı tanımlamak için isyan sözcüğü bile yetersiz kalıyor.”
 
“Erkek Medya Artık Yeter”
“Tecavüzün bir parodiye, gülmece unsuruna dönüştürüldüğü bir medyayı izliyoruz günlerdir. Bir televizyon dizisi ile tecavüz meşrulaştırılmaya, olağanlaştırılmaya çalıştırılıyor, arkasından bu da yetmiyor tecavüz kahkahalarla gülünebilecek bir olaymış gibi sunuluyor.”
 
“Çalışma Hayatındaki Şiddete Son”
“Mobbing ülkemizde artık sistematik bir hale dönüşmüş, kadın çalışanlar bu yöntemle işlerini kaybetmek ya da bu koşullarda ağır bir psikolojik şiddet altında çalışmak zorunda bırakılmıştır. Paşabahçe Devlet Hastanesi çalışanı Türkan ALBAYRAK’ın direnişinde gördüğümüz gibi iş güvencesiz, sendikasız, düşük ücretlerle çalıştırılıyoruz. Öte yandan çoğumuz çalışma olanaklarına sahip değiliz, Başbakan’ın ısrarla vurguladığı üç çocuk annesi kadınlar bizim görevlerimizi tanımlamak için yeterli görülmektedir. Buradan bir kez daha söylüyoruz ki kimsenin bizim kaç çocuk doğuracağımıza karışmasına izin vermek niyetinde değiliz.”
 
“Adalet İstiyoruz”
“Kadına yönelik şiddet davaları, kadın cinayeti davalarında haksız tahrik indirimleri uygulanmaya devam ediyor, şikayet eden kadınlar koruma altına alınmıyor, sığınmaevleri açılmıyor, kadınlara başvuracakları bütün kapılar kapatılıyor. Bu sebeple bu 25 Kasım’da adalet istiyoruz diye haykırıyoruz. Türk Ceza Kanununda acilen kadına yönelik şiddetin özel ve nitelikli olarak düzenlenmesini, kadın cinayetlerinin nitelikli halden sayılması, bu sebeple Türk Ceza kanunun kasten öldürme suçunu düzenleyen nitelikli hallerine "cinsiyetinden, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden ötürü" katledilenlerin ibaresinin eklenmesini, tecavüz davalarında Yargıtay’ın Adli Tıp ısrarından vazgeçmesini istiyoruz.”
 
“25 Kasımda Sokaklardayız”
“Ülkemizde yukarıda anlattıklarımızı her gün yaşamakta iken ve bu tabloya karşı yetkililer tarafından en küçük bir açıklama bile yapılmazken biz kadınlara yine mücadele etmekten başka bir seçenek kalmadığını görmekteyiz. Bu yüzden her yıl olduğu gibi bu yılda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma gününde bütün dünyadaki kadınlarla birlikte sokaklarda olacağız. Bizi ısrarla duymak istemeyenlere inat daha yüksek sesle haykıracağız.”
 
Diğer etkinlikler ve Yürüyüş
25 Kasım gününe kadar gerçekleştirilecek etkinlikler ise şunlar:
11 Kasım 2010 Perşembe günü saat 12.00’de Yargıtay binası önünde tecavüzcülerin tahliye edilmelerini protesto eden bir basın açıklaması
23-24 Kasım günlerinde Sakarya Caddesinde stand
23 Kasım 2010 Salı günü 17.30’da Yenişehir Postanesinde basın kuruluşlarına faks eylemi 25 Kasım 2010 günü ise saat 12.00’de Kolej kavşağında buluşup, 13.00’de Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması


Etiketler: kadın
nefret