26/05/2017 | Yazar: Aslı Alpar
Emniyetin lojistik şubesine çevrilen Ankara sokaklarında artık türkü söylemek de yasak!
Emniyetin lojistik şubesine çevrilen Ankara sokaklarında artık türkü söylemek de yasak!
Fotoğraflar: Kaos GL- Konur Sokak'ın TOMA otoparkına dönüşmesi
Ankara Valiliği bugün web sayfasından yayınladığı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasağına İlişkin Basın Duyurusu”nda Ankara ili genelinde ateş yakmayı, türkü söylemeyi ve her ne suretle olursa olsun eylem yapmayı yasakladığını açıkladı.
Valilik bu yasakları, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. maddesi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11/m maddesi hükümlerine dayandırıyor.
Bombalı saldırılar hatırlatılıyor
Ankara Valiliği, demokratik haklarını kullanan vatandaşların güvenliklerini sağlamak yerine, “terör örgütlerinin eylem yapan topluluklara yönelik bombalı saldırı yapma riski” bahanesiyle uyarmayı tercih etti. Valilik tuhaf yasakları açıkladığı basın duyurusunda, cadde ve sokaklarda gece geç saatlere kadar ateş yakıldığı ve yüksek sesle “çevreyi rahatsız edici şekilde” şarkı, türkü, söylenerek eylem yapıldığını ifade ediyor ve bu durumun vatandaşları tedirgin ettiğini, kamu düzeni ve güvenliğini bozduğunu ileri sürüyor.
2016 yılında Ankara’da art arda gerçekleşen bombalı saldırıların da yeniden hatırlatıldığı açıklama, 75 günlük açlık grevindeyken tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eyleme başladıkları Konur Sokak’ın polis tarafından ablukaya alınmasının ardından gelmesi dikkat çekti.
Kabahatler Kanunu yine devrede
Ankara Valiliği duyuruda, belirtilen yasaklara uymayanlar hakkında; 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu, 5442 Sayılı İl İdare Kanunu, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince yasal işlem yapılacağını da hatırlatıyor.
Seks işçilerinin çalışma hakkını gasp etmekten, sokakta türkü söylemeye dek, kanunda suç olarak tanımlanmayan fiillere cezai işlem uygulamanın bir yolu haline gelen Kabahatler Kanunu, Valiliğin bu açıklamasında da yer alıyor.
Kent yaşamı daraltılıyor, sokaklar ablukaya alınıyor
Valiliğin açıklamasındaki yasaklar, son bir yıldır Ankara’nın merkezi Kızılay’da güvenlik adına aldığı söylenen tuhaf “önlemlere” bir yenisini daha ekledi. Zira Ankaralılar kentteki günlük yaşamlarını bütünüyle engelleyen birçok “tedbir” ile gün içinde sıklıkla karşılaşıyor. Metroların bazı girişlerinin kırmızı şeritlerle kapatılması, trafik yollarının polis araçları ile daraltılması, bazı sokaklara akrep olarak tabir edilen araçların çekilmesi, her gün binlerce vatandaşın kullandığı Konur Sokağın TOMA otoparkına dönüşmesi ve en nihayetinde güneş battıktan sonra sokakta türkü söylemenin yasaklanması.
.jpg)
Meşrutiyet Caddesi'nde otobüs durağındaa bekleyen "akrep", insanların otobüslere binmesini engelliyor.
Ankaralılar, OHAL’den de önce başlayan ve giderek etkisini arttıran yaşam alanlarının daraltılmasına ve kent merkezinin “emniyetin” lojistik şubesine çevrilmesine karşı öfkeliler. Ankara’daki bu yasak ve uygulamalar, kent yaşamını imkânsız hale getirirken, bu kentte yaşayanlar için sokak ve meydanlar kendilerini çok daha güvensiz hissettikleri bir çeşit hapishaneye dönüştü.
Etiketler: insan hakları, kent hakkı
