Arap Baharı Amerikan Güzüne Dönüşebilir mi?

Dünya tarihine 1 Mayısları, 8 Martları armağan etmiş olan ABD halkı artık yeter diyor. On binlerce sendika üyesi New York’lu 5 Ekim Çarşamba akşamı aşağı Manhattan’in caddelerini doldurdu.

 

“Para hırsı, yolsuzluk ve sosyal bütçe kesintilerini” protesto etmek üzere Wall Street’i “Amerika’nın Tahrir Meydanı” yapmak için başlayan eylemler dün sendikaların yürüyüşü ile devam etti.

 

 

Tüketim kültürüne karşı olmakta bir araya gelen çeşitli toplumsal katmanlara mensup gençlerin ABD’nin ve tüm dünyanın finans merkezinde başlattıkları Wall Street’i İşgal eylemi 19. gününde New York kentinin hemen hemen tüm sendikalarından gelen destek yürüyüşü ile giderek büyümekte ve esin kaynağı olmakta olduğunu gözler önüne serdi.

 

 

Özelleştirilmeden önce ve şimdi yeniden kazandığı adı ile Özgürlük Parkı olan Ziccotta Parkı, gökdelenlerin arasına sıkışmış bir yaya alanı. Protestocular ise bu alanı dev finansman şirketlerinin açgözlülüğünün devlet eliyle hoş görülüyor olmasının her tür ve biçimde yerildiği bir kamusal mekân haline dönüştürdüler. 5 Ekim Çarşamba akşamı ise aşağı Manhattan’in caddelerini dolduran onbinlerce sendika üyesi New York’luya ev sahipliği yaptılar. Wall Street işgalcileri eylemlerini hiç bir merkezi yapılanma olmaksızın başlatmış oldukları gibi, kendi oluşturdukları bir Genel Meclis aracılığı ile kararlar üretmekteler. Yürüyüşçüler ise, öğretmenlerden, elektrikçilere, hemşirelerden üniversite hocalarına kadar kentin bel kemiğini oluşturan meslek gruplarındandılar. Bu nedenle, işgalciler açısından neredeyse yüzyıllık mücadele ve dayanışma gelenekleri olan sendikalardan gelen her türlü destek kesinlikle çok önemliydi.

 

 

Genellikle bürokratikleşmiş ve katılaşmış hiyerarşilere dayanan sendikalar ise işgalcilerin açtığı kendiliğinden muhalefet imkânını sonuna kadar desteklemeye kararlı görünüyorlardı. Aynı sendika üyeleri, eşinen at heykellerinin gerginliği ile göstericilerin etrafını kuşatan binlerce polis memuru ve komisere de zaman zaman “sizin de maaş ve haklarınızı savunuyoruz” diyerek seslendiler.

 

ABD’deki toplumsal servetin %40’ını elinde bulunduran nüfusun %1’ine karşı olarak kendilerini “biz %99’lar” olarak adlandıran göstericiler, Amerikan finans sisteminin yasalar tarafından denetlenmesinden, savaş karşıtlığına kadar bir dizi taleplerini18. yüzyıldaki Amerikan Devriminin sloganı olan “Biz Halk olarak” başlığı altında dile getirdiler.

 

 

Çoluk, çocuk, genç yaşlı New Yorklu kent emekçilerinin sokağa döküldükleri bu eylem kendi başına tarihsel bir niteliğe sahip. Wall Street’de faaliyet gösteren finans şirketlerinin gerek park işgalinin gerekse destek ve dayanışma eylemlerinin giderek büyüyecek olmasından endişelenmekte oldukları mevcut polis gücü ile yetinmeyip binalarının çevresine maaşları polis memurlarından çok daha yüksek olduğu tahmin edilen özel güvenlik görevlilerini yerleştirmiş olmaları ile açıkça ortaya çıktı.

 

 

Birbirinden ilginç yaratıcı eylemlerle yeniden şekillendirilmiş bir parka doğru son derece kararlı ama şenlik içinde yürüyen New York çalışanlarının yavaş yavaş evlerine dönmeye başladığı son dakikalarda işgalcilerin bir kısmının bizzat Wall street’in sokağına dalmak istemeleri karşısında, polis kuvvetleri ise bir kaç düzine genci göz altına aldı. Bir haftadan daha az bir süre önce 700 kişiyi gözaltına almakta hiç bir sakınca görmeyen NY kent polisinin geri adım atmaya hiç de niyeti olmadığını ortaya çıkartan bu gözaltılar, aynı zamanda işgalcilerin kararlıklarının da altını bir kez daha çizmiş oldu.

 

Benzer nitelikte işgal eylemleri ve dayanışma mitingleri ABD’nin pek çok kentinde hâlâ sürmekte. Sendikaların, öğrencilerin başı çektiği işgal ve eylemlere homofobi karşıtları da katılıyor. 

 

Fotoğraflar: Kumru Toktamış / Kaos GL