16/09/2008 | Yazar: KAOS GL

Hakan Yeşildal - Hatay

Artık ben bir deliyim Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı


Hakan Yeş?ildal - Hatay
Artık yine katlanma zamanı sevgilinin her ş?eyine. Zaten aş?k da onu her ş?eyiyle kabul edip olduğ?u gibi sevmek değ?il midir? Artık saygı zamanı sevgilinin düş?üncesine. Zaten aş?k da onun sevdiğ?i ş?eyleri sevip saygı duymak değ?il midir? Hatay’dan Hakan Yeş?ildal denemelerini bizlerle paylaş?ıyor. Aş?kın ne olduğ?u, aş?k üzerine ve kimliğ?i üzerine deneyimlediklerini ifade etmiş? kısa yazılarla.

Doğ?aya Haykırış?

Her ş?eyin sonu genelde baş?tan bellidir insanın hayatında. Ama kimse kolay kolay doğ?aya aykırı bir tutum sergileyemez. Genelde siyahın yanında beyaz, gülün yanına diken olur. Herkes öyle zanneder. İnsanlar kendilerini o kadar alış?tırmış? ki bir erkeğ?in yalnızca kadına âş?ık olabileceğ?ine, toplum içinde Alilerin yalnızca Ayş?elerle değ?il de Ahmetlerle, Mehmetlerle de aş?k yaş?adığ?ını fark etmezler. Kadın-erkek iliş?kisine tamamen kendi içinde karş?ı gelip birbiriyle aş?k yaş?ayan erkekler topluluğ?u vardır toplumun içinde. Ama toplum onları gördüğ?ü halde görmezlikten gelir, sorunlarını bildiğ?i halde çözüm yolu geliş?tirmek yerine sadece sorun çıkarmasınlar diye onlara imkânlar vermeyip hep dış?lar. Toplum içinde sorunları dinlenmeyen ve genelde azgınlıkla suçlanan bu doğ?aya haykıranlar genelde kapalı kapılar ardında ve kendine ayrılan kısımlarda rahatça aş?klarını ve duygularını yaş?amaya çalış?maktadırlar. Aslında herkesin çok yakınında olan uzak onlar. Birinin kendini bu halinden yadırgamasından çekinen doğ?aya haykıranlar genelde toplama açık yerlerde aslında onlar topluma kapalıdırlar. Dış?arıda el el dolaş?an iki sevgili yerine çok samimi iki arkadaş? görüntüsü vermekten çekinmezler. Baş?kasının sorununu rahatça dinler ve çözüm yolu getirirken kendi sorununu da öle herkese açmazla ama durmadan da kendi içinden doğ?aya haykırırlar. Toplumun bu denli önemli bir konuyu çözüme getirmesi çok da kolay değ?il ama biraz daha doğ?aya haykıranların yanında olarak “bakın, biz sizinleyiz” mesajını vermesi lazım. Herkesi avazı çıkana kadar doğ?aya haykırmaya çağ?ırıyorum, gelin siz de bizlere kulak verin...

Sensiz bir aş?kın öyküsü...

Her dakika gözlerinin sessizliğ?inde dalarken hayallere, günlerce beklemek birini... Sesini duyacak kadar yakın olmak ve sesini duyuracak kadar uzak. Kendi kendine yaş?amak aş?kı... Gözyaş?larının sırdaş?ı, kalbinin dostu olmak... Kendi sevdanı gömmek kalbinin bir köş?esine ve onun sevdasını paylaş?mak sevdiğ?iyle... Onun gülücükleriyle mutlu olmaya çalış?mak(!)
Her gün ona hasret yaş?amak ve her gün onu beklemek. Beklemek... Beklemek… Gelmeyeceğ?ini bildiğ?i sevgiliyi unutmaya çalış?mak. Zamana yalvarmak, unutturması için sevgiliyi ve yine beklemek öylece. Ancak bu kez gelmesini değ?il unutmayı beklemek. Günlerce, gecelerce ağ?lamak. İsyan etmek... Hem karanlıklara hem aydınlıklara. Yaş?amdan zevk almamak... Bekli de yaş?amayı bile istememek!

Ya sonra? Sonra lanet etmek zamana, bağ?ırmak, sebepsizce, çaresizce bağ?ırmak, laf dinlemeyen asi gönlüne bağ?ırmak olabildiğ?ince... Umudu kesmek bir yanda; gidip istemeyeceğ?ini bile bile söylemek bir yanda... Bütün umutsuz eylemleri kullanmak ve aş?kının sessizliğ?iyle yaş?amak hayatın en karanlık acı günlerini...

Aş?k böyle bir ş?ey iş?te. Bazen sesini çıkaramamak, bazen de “yetti artık” deyip olabildiğ?ince bağ?ırmak. Aş?k; sevgiyi üzüntüyle karıp sevgilinin önüne sunmak... Bir ikileme son vermek ve ne olacaksa olsun artık deyip tüm gururunu ayaklar altına alarak söylemek içine gün geçtikçe sığ?mayan sevdanı. Günlerce gecelerce bir yanıt beklemek... Ardından kepaze olmak aş?kınla, reddedilmek! Beklediğ?in aş?kından birlikte olamayacağ?ınızı duymak. ğ°stenmemek ve aynı karanlığ?a tekrar itilmek. Hayattan ve yaş?amaktan umudunu kesmek. Konuş?mamak kimseyle, aş?kın sessizliğ?ine bürünmek... Ta ki sevgili sevildiğ?ini kabul edene dek! Bir anda açar mı güller ilkbaharda? Yağ?mur yağ?ar mı böyle sessiz sevdalara? Kuş?lar uçar mı zorlu bir kış?ın ardından? Bir aş?k bir anda boğ?ar mı insanı mutluluk gözyaş?larına, sevda hıçkırıklarına? Kalbinin zaferi götürür mü seni uçsuz bucaksız hayallere?

Evet... Artık yine katlanma zamanı sevgilinin her ş?eyine. Zaten aş?k da onu her ş?eyiyle kabul edip olduğ?u gibi sevmek değ?il midir? Artık saygı zamanı sevgilinin düş?üncesine. Zaten aş?k da onun sevdiğ?i ş?eyleri sevip saygı duymak değ?il midir?

Aş?k; sıcaklıktır, sorumluluktur, kabullenmektir, inceliktir, anlaş?maktır, korumaktır, kıskanmaktır, neş?edir, mutluluktur, gerçektir!

Aş?k; uyumdur, güvendir, kaderdir!

Aş?k; asla anlatılamayacak hikâyelerdir!

Ve aslında aş?k; ş?imdi zamanı değ?il deyip beklemeyi bilmektir!

Artık Ben Bir Deliyim

Ben bir ruh hastası oldum sayende. Oysa sen varken çok güzel denecek anılarımız olmuş?tu bu yalan dünyada. Seninleyken sanki güneş? ayrı bir güzellikte doğ?uyordu. Kuş?lar daha içten ötüyordu. Çiçekler ise ayrı bir güzellikte açıyordu sanki. Tüm insanlar da senin sayende ayrı bir iyilik yapıyordu sanki. Ben seninle daha mutluydum. Hayata devamlı pozitif bakar, yarınları ayrı bir heyecanla beklerdim. Sen ise benim yaş?adığ?ım duyguların hiçbirini yaş?amadın galiba. Benim aş?kım o kadar büyüktü ki yazmaya kalksam bunu kelimeler yetmez, söylemeye çalış?sam kelime dağ?arcığ?ım buna izin vermez. Hani bana o ayrılık kelimesini söylediğ?in gün var ya; iş?te o gün benim kayboluş?um, iş?te o gün benim ölü gibi yaş?ar oluş?um baş?ladı bu yalan dünyada. Ben artık bir ruh hastası olmuş?tum senin sayende. Artık boş? gözlerle bakıyordum dünyaya. Bir bitkiden farkım kalmamış?tı. Hani derler ya “aş?k sarmaş?ık gibidir, gönülden girer ve tüm vücudu kapsar” diye. İş?te sen bendeki o sarmaş?ığ?ı soldurdun, çürüttün. Ne sarmaş?ıktan eser kaldı ne de aş?ktan. şžimdi kim bana gelip de "aş?ık oldum" derse inanamıyorum onlara... Çünkü sen bendeki aş?k bilincini yok ettin. Senin gidiş?in beni bu duruma düş?ürdü. Ben artık bir ruh hastası olmuş?tum ve senin sayende artık ben bir deliyim...


Etiketler:
İstihdam