05/04/2016 | Yazar: Aylin Keser

Kaos GL’nin Homofobi Karşıtı Buluşma kapsamında düzenlediği Medya Okulu atölyesi Mersin’deydi.

Artık biz’i biz anlatalım! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL'nin Homofobi Karşıtı Buluşma kapsamında düzenlediği Medya Okulu atölyesi Mersin'deydi. Atölye kapsamında toplumsal adalet, önyargı, hak temelli habercilik ve haber yazma süreci gibi konular tartışıldı.

Kaos GL tarafından düzenlenen Medya Okulu atölyesi; Bursa, Denizli, İstanbul, İzmir ve Ankara'nın ardından bu hafta da Mersin'deydi. İnsan hakları savunucusu Murat Çekiç ve Kaos GL editörlerinden Yıldız Tar'ın sunumları çerçevesinde gerçekleşen etkinliğe çoğunluğu İletişim Fakültesi öğrencilerinden oluşan otuza yakın kişi katıldı.

“Bilmeden yapılan ayrımcılık diye bir şey yoktur”

Atölyenin ilk bölümü Murat Çekiç'in ayrımcılık, toplumsal adalet, önyargı ve hak temelli habercilik kavramları üzerine yürüttüğü tartışmadan oluştu. İlk olarak empati kurabilmeye dayalı deneysel bir drama çalışmasıyla başlayan etkinlik, ardından “Toplumsal adaleti neden hayata geçiremiyoruz?” sorusuyla devam etti. Ayrımcılık ve önyargı üzerine konuşan Çekiç; “Bilmeden yapılan ayrımcılık diye bir şey yoktur. Ayrımcılık bilinçli ve kasıtlı olarak yapılır” dedi. Daha sonra “Hak temelli habercilik” kavramı üzerine yürütülen tartışmada, sorunu ve sorumluyu doğru tanımlamaya değinildi.

Haber kaynağına doğru yaklaşmak

Atölyenin ikinci bölümündeyse örnek bir vaka üzerinden haber yazma tekniklerini anlatan Yıldız Tar, “Saldırıya maruz kalan bir trans seks işçisi ile ilgili nasıl haber yapmalıyız?” konusunu karşılıklı soru-cevap şeklinde tartıştı. LGBTİ haberi yaparken sıklıkla düşülen hatalara değinen Tar, medyada kadın ve LGBTİ'lerin sunumundaki yanlışları ve eksiklikleri vurguladı. İstismar haberlerinden, intihar haberlerine kadar, özellikle şiddet haberlerinin nasıl yazılması gerektiğini anlatan Tar, hâlâ birçok gazetecinin bu konularda özensiz davrandığını örneklendirdi. Ayrıca LGBTİ ve kadın haberleri yapılırken sadece olumsuz konuları haberleştirmek değil, olumlu haberlerin de üzerinde durmanın önemine değindi.

Ana akımın karşısında durabilmek

Medyada LGBTİ ve kadın haberlerinin sunumunda birçok eksiklik ve yanlışlıklar söz konusu. Hatta bu konu çerçevesinde medyada nefret dili ve ayrımcılık had safhada. Bu nedenle bu alanı sahiplenip Biz'i başkasının değil yine bizlerin anlatmasının önemi daha da artmış durumda. 

Atölye sonunda özellikle İletişim Fakültesi öğrencilerinin haber yazma tekniklerinden muhabirliğe kadar birçok konuda kuramsal eğitim almış olsalar dahi, kadın ve LGBTİ haberi yapma konusunda, toplumsal cinsiyet ve nefret söylemi kavramları üzerine eksiklikleri olduğu görüldü. Ana akım medyanın haber yazma ve sunma kalıplarından ister istemez etkilenen geleceğin basın emekçileri olan İletişim öğrencileri, özellikle dil ve haber kaynağına yaklaşım konusunda sıkıntı yaşamakta. Bu anlamda, kısa sürse de eğitici olan atölye birçok konuda farkındalık yarattı. Özellikle ana akım yazılı ve görsel basında sıklıkla karşılaşılan ayrımcılık ve nefret söylemine karşı toplumsal cinsiyet, hak temelli habercilik ve gazetecilik etiği konusunda eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılmasının önemi daha da belirginleşti.


Etiketler: medya
nefret