24/02/2009 | Yazar: Esen Ezgi Taşçıoğlu

Lambdaistanbul gönüllülerinden Belgin Çelik, Beyoğlu Kâtip Mustafa Çelebi Mahallesi’nden muhtar adaylığını koydu.

Lambdaistanbul gönüllülerinden Belgin Çelik, Beyoğlu Kâtip Mustafa Çelebi Mahallesi’nden muhtar adaylığını koydu. Seçim çalışmalarını yürüten Çelik’le Kaos GL için görüştük.

Seni uzun yıllardır LGBTT örgütlerinde yaptığın çalışmalardan tanıyoruz. Muhtar adaylığı nereden çıktı?
Mahallemizde bulunan kadın örgütü Amargi’deki kadın arkadaşlarımdan birkaçı önerdi. Belgin muhtar adayı olur musun, dediler. İlk başta tereddüt etsem de biraz düşündükten sonra kararımı verdim. Bunun birçok sebebi var… Eski muhtarın yerine valinin atamasıyla gelen şu anki muhtar birçok trans evini, hatta kendi yetki alanı dışındaki evleri bile bastırtmış transfobik, homofobik ve kadın düşmanı biri. Transların evlerini bastırdığı zaman kendisiyle tartışmıştım. Ne hakla bu evleri bastırdığını sorduğumda, bu hakkı ona devletin verdiğini, polise yardımda bulunduğunu söylemişti. Katip Çelebi’nin sınırlarında aynı zamanda Mor Çatı da bulunuyor, biliyorsun. Bu muhtarın Mor Çatı’yla ilgili sarf etmiş olduğu çok yakışıksız sözler de var. Bunları düşündükçe bu muhtara birisinin dur demesi gerek artık dedim. Ayrıca yıllardır bu mahallede yaşıyordum, insanları tanıyor, sorunlarını biliyordum. Muhtarlığın mesela belediye başkanlığına göre insanlara çok daha yakın bir pozisyon olması da bana çok cazip geldi. İnsanlar bir belediye başkanına, bir milletvekiline her zaman ulaşamazlar ama bir muhtar mahallesinde yaşayanların bir sorunları, bir dertleri olduğunda kapısını çalıp dertleşebileceği biri. O yüzden de bence çok önemli.

 
Nasıl gidiyor çalışmalar?
Bir seçim ekibi kurduk. 6-7 kişiyiz. Sayımız az ama çok çalışkan bir ekibiz, ekipteki kişilerin hakkını da hiçbir zaman ödeyemeyeceğim. Çalışmalarımız gayet güzel devam ediyor. Mahalleyi iyi tanıyan kişilerden oluşan bir ihtiyar heyeti oluşturduk. Daha sonra ilk olarak mahalleliyle görüşmeler yaparak mahallenin sorunlarını belirledik. Bu sorunlara ne gibi çözümler üretebiliriz, bunları konuştuk. El ilanlarımızı, afişlerimizi hazırladık, bastırdık. Artık ev ziyaretleri yapıyor, mahalle sakinleriyle sohbetler ediyoruz. Çok güzel tepkiler alıyoruz. Özellikle de kadınlar adaylığımı sevinçle karşılıyorlar.
 
Kadınlar sevinçle karşılıyor dedin. Ne gibi tepkiler alıyorsunuz kadınlardan?
Bir kadın olarak muhtar olmamın da büyük bir önemi var. Örneğin geçen günlerde afişlerimizi asarken şöyle bir şeyle karşılaştık ve bu beni bir kadın olarak muhtar olmak konusunda daha çok heyecanlandırdı. Afişleri asarken bir okul çıkışında çocuklarını bekleyen bir grup kadınla karşılaştık, kadın aday olmam dolayısıyla beni tebrik ettiler ve anlatmaya başladılar. Kocalarının onlara şiddet uyguladığını, polisin meseleye yeterli ilgiyi göstermediğini ve ekonomik özgürlükleri olmadığı için kendilerini elleri kolları bağlı kalmış hissettiklerini anlattılar. Düşünün bu sohbeti ayaküstü yaptık, bir erkeğe bir kadın bunları anlatabilir mi? Muhtar seçildiğim takdirde kadınların buna benzer ya da farklı sorunlarını benimle daha rahat paylaşabileceklerini, benim de onlara kulak vererek onların sorunlarına birlikte çözüm üretebileceğimizi biliyorum. O gün de elimden geldiğince kocalarının şiddetinden şikâyet eden kadınlara yol göstermeye çalıştım.
 
Şimdi kadınlar söz konusu olduğunda, bugünkü durumunda ne yazık ki en çok kadınlar evlerinde, mahallelerinde vakit geçirmek zorunda kalıyorlar. Ama baktığımızda, mahallenin sorunlarıyla ilgilenme, onları temsil etme görevini üstlenenler hep erkek oluyorlar ve yerel siyasette kadınların sorunlarını görmezden gelerek erkeklerin taleplerine öncelik veriyorlar. Örneğin mahallemizde hiçbir yeşil alan yok, ama her yer otopark. Arabası olan kim? Erkekler. Kadınların bir araya gelebileceği hiçbir yerimiz yok, çocukların oyun oynayabilecekleri hiçbir alan ya da kadınların çocuklarını gündüz bakımı için bırakabilecekleri bir yer. Erkek siyasetçiler bunlara öncelik vermiyorlar. Mahalleli kadınlarla tanıştıkça, kadınlardan aldığım ilk tepki de “Kadın adaysanız oyum tabii ki size!” oluyor. Kadınlar artık kadınlar tarafından temsil edilmek isteniyor.
 
Kadınlar için projeleriniz var mı?
Dediğim gibi kadınların bir araya gelebilecekleri mekânlar, çocuklar için ücretsiz kreşler ya da oyun parkları hiç yok mahallemizde. Bu sorunlara eğileceğiz. Ayrıca kadınların emeklerini değerlendirerek ekonomik özgürlüklerini kazanmalarına katkı sağlama amacıyla mahallemizde belirli aralıklarla bir kermes düzenleme fikrimiz de var. Bunları hep kadınların talepleri doğrultusunda, hep birlikte gerçekleştireceğiz.
 
Peki mahallede belirlediğiniz diğer sorunlar neler?
Bu saydıklarım dışında başlıca sorunlarımız bakımsız caddeler, sokaklar, kaldırımlarımızı ve okul bahçelerimizi dahi işgal eden arabalar, sahipsiz hayvanlar, çöp, yeşil alan eksikliği... Programımızda bu sorunlara da çözüm üretmek yer alıyor.
 
Muhtarlık oysaki para verilip ikametgâh alınan bir yer olarak hep zihnimizde…
Evet, muhtarlık deyince hep para alınıp belge verilen bir yer aklımıza geliyor. Ben işte bu alışılmış anlayışı yıkacağım. Muhtarlığın sadece ikametgâh alınan bir yer olmadığını göstererek mahallenin sorunlarına çözüm üretmeye çabalayacağım. Elbette bunu tek başıma yapmayı düşünmüyorum. Yerel siyasette katılımın önemini vurgulayarak mahallemizde yapılması gerekenlere hep birlikte karar vereceğimiz bir mahalle hayal ediyorum. Kısacası mahallelinin sadece oyunu değil, fikrini ve katılımını da istiyorum.
 
Bunu nasıl başaracaksın?
Muhtar seçildiğim takdirde, tüm mahallenin katılımıyla ayda bir geniş toplantılar düzenlemeyi planlıyorum. İşte tüm kararları bu toplantılarda alacağız ve uygulayacağız. Gerekirse cumartesi ve pazar günleri de muhtarlık açık olacak. O günleri halkla ortak çalışmaya ayıracağız. En önemlisi mahallede transseksüelinden feministine, Romanlardan Yahudilere, Müslümanlardan Hıristiyanlara birçok kesimden insan yaşıyor. Hiçbir ayrımcılığa izin vermeden, toplumun tüm bu kesimlerinin bir arada ortaklaşa çalışmalar yürütebileceğini, bir arada yaşayabildiğini göstereceğiz.
 
Mahalledeki diğer muhtar adayları kimler?
Benden başka iki muhtar adayı daha var. İkisi de erkek. Biri biraz önce de bahsini ettiğim şu atanan muhtar. Diğeri de yeni bir aday.
 
Şansını nasıl görüyorsun?
Şu an için mahalleliden çok olumlu tepkiler alıyorum. Umutluyum. Ama kazansam da, kaybetsem de aldığım her oyu önemsiyorum. Aldığım her oy bir taşı yerinden oynatacak, değişime ön ayak olacak.
 
Transseksüel bir kadın olarak muhtar adaylığını koyman oldukça cesur bir adım diye nitelendi. Bu konuda ne diyeceksin?
Bu sonuçta bir vatandaşlık hakkı. Bize seçimden seçime vatandaşlığımızı hatırlatan bu sistemde, şimdiye kadar bizler hep oyları istenenler olduk, yönetilenler olduk. Bu sefer ben kendimi, bir birey olarak önemini ortaya koyarak yerel siyasette söz hakkı istedim. Bunu da alışılmış kalıplar dışında, katılımcı ve eşitlikçi bir şekilde yapmaya özen gösterdim ve seçildiğim takdirde de böyle yapmaya devam edeceğim.
 
LGBTT bireyler olarak edebiyatta, sanatta, medyada olduğu gibi siyasette de yerimizi almalıyız. Korkmadan, çekinmeden, kozalarımızı kırarak bize giydirilen tek tip kıyafetleri reddetmeli, bize yakıştığına inandığımız kıyafetleri kendi hür irademizle, cesaretle taşıyabilmeliyiz. Ağlamak yerine, sızlanmak yerine, acılarımızı unutmadan bize dayatılanlar dışında aklımızla, fikirlerimizle, yaratıcılığımızla, sevecenliğimizle istediğimiz her şeyi başarabileceğimizi göstermeliyiz. Hepimizin hayalleri vardır, o hayalleri gerçeğe dönüştürmek hepimizin elinde. Yeter ki değerimizi bilelim ve cesur adımlar atabilelim. Ne de olsa farklılık yeniliktir.

 


Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam