30/01/2013 | Yazar: Ozan Gezmiş
Film, !f Festivalinde 21 ve 23 Şubat’ta; 24 Şubat’ta ise !f² kapsamında 31 farklı şehirde izlenebilecek. Aileler ‘Bir İnisiyat!f: Listag’ etkinliğinde, 22 Şubat’ta SALT Beyoğlu’nda bir araya gelecekler
Film, !f Festivalinde 21 ve 23 Şubat’ta; 24 Şubat’ta ise !f² kapsamında 31 farklı şehirde izlenebilecek. Aileler “Bir İnisiyat!f: Listag” etkinliğinde, 22 Şubat’ta SALT Beyoğlu’nda bir araya gelecekler
"Koskoca dünyaya benim çocuğumu mu sığdıramadılar?"
Bu söz Bursa’da 2010 yılında vahşice öldürülen transseksüel İrem Okan’ın annesi Melek Okan’a ait. İrem bu ülkede her yıl öldürülen lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyden sadece birisiydi. Kaos GL’nin LGBT Bireylerin İnsan Hakları 2012 Raporu*na göre medyaya yansıdığı kadarıyla geçtiğimiz yıl 11 LGBT nefret cinayeti sonucu hayatını kaybetti. Birçok LGBT ise cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden ötürü çeşitli ayrımcılıklara maruz kaldı.
Ölüm tehlikesi altında genellikle gizlenerek yaşamaya çalışan LGBT’lerin ailelerinden -tıpkı LGBT gibi- yıllarca çok fazla bahsedilmedi. Kimlerdi, ne yaparlardı? Çocukları onlara açıldığında bununla nasıl baş ediyorlardı? Onlar da kendilerini tıpkı LGBT’ler gibi yalnız ve de yanlış hissediyorlar mıydı?
Kişisel tecrübelerimiz gösteriyordu ki ataerkil heteroseksist aile yapısı içerisinde aileler çocuklarının cinsel yönelimlerini/cinsiyet kimliklerini öğrendiğinde aslında yüzleşmenin getirdiği zorlukla çocuklarına yoğun tepkiler veriyorlardı. Bu süreçte bir yandan gizlenme sırası çocuklarının gerçek kimliğini öğrenen ailelere geçiyordu. Aile içinde ne kadar şiddetli tartışmalar ve reddedişler olsa da toplumsal baskıya dayanmak için dışarıya karşı büyük bir sessizlik sarmalı kuruluyordu...
İşte bu sarmalı kırmak için 2008 yılında birkaç aile cesurca ortaya çıktı. Çocuklarının cinsel yönelimleri/cinsiyet kimlikleri hakkında kulaktan dolma bilgileri bir kenara bırakıp gerçeğin peşine düştüler ve öncelikle birbirleriyle dayanışarak her şeyi en baştan, yeniden öğrenerek çocuklarına sahip çıktılar.
Birçok insanın gönüllü katkılarıyla ve de çok fazla emekle geçtiğimiz günlerde tamamlanan bir belgesel film “Benim Çocuğum” bu cesur ailelerin öykülerini şimdi bizlere anlatıyor. Filmi !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivalinde 21 ve 23 Şubat’ta; 24 Şubat’ta ise !f² kapsamında 31 farklı şehirde izlemek mümkün. Bu cesur ailelerle birebir tanışmak isterim diyenler içinse 22 Şubat’ta 15:00 - 17:00 arası SALT Beyoğlu’nda gerçekleştirilecek bir etkinlik var: "Bir İnisiyat!f: Listag"
“Benim Çocuğum”un gösterimine ailelerimizle, arkadaşlarımızla birlikte katılarak ya da en azından bunu yapamasak bile internet üzerinden duyurularını yaygınlaştırarak filme destek olabiliriz. “Benim Çocuğum” diyenlere “Benim Ailem” dediğimiz zaman da sanırım ayrımcılıkla mücadele konusunda önemli bir yol kat etmiş olacağız…
İlgili bağlantılar:
http://benimcocugumbelgeseli.com
Etiketler: yaşam
