05/04/2011 | Yazar: Hiba Abbani

“Lübnan’da bahsedilen özgürlük alanları her eşcinsel için geçerli değil, sosyal ve ekonomik sınıfa göre değişir.

Beyrut Kimin Cenneti? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
“Lübnan’da bahsedilen özgürlük alanları her eşcinsel için geçerli değil, sosyal ve ekonomik sınıfa göre değişir. İşçi sınıfından geyler, yoksul geyler ve sistem içerisinde kendine iyi bir yer edinmiş geylerin çıkarları arasında büyük farklar var.”
 
Hiba Abbani yazdı

Günümüzde, Ortadoğu’da, Lübnan’ın, gey ve lezbiyenler için Mekke’ye döndüğü varsayılır. “Gey ve lezbiyen dostu” barların, otellerin açılması, kurtuluş mücadelesinin ileri aşamalara ulaştığını gösteriyor. Bazı kesimlerde, bu algıya dayanarak, geçtiğimiz Kasım ayında kurulan ve en iyi gey ve lezbiyen turizmi başkenti olan Beyrut Uluslararası Gey ve Lezbiyen Turizm Derneği ilk yıllık toplantısını, turizm pazarlamasını hedef alarak gerçekleştirdi. Lübnan “Lübnan’daki LGBT topluluğunun durumu geçtiğimiz birkaç yılda önemli bir ölçüde gelişmiştir” mesajı ile eşcinselleri bir süredir teşvik ediyor. Gey barlar, restoranlar, saunalar özgür bir şekilde işletiliyor. LGBT topluluğun ihtiyaçlarına hitap eden bir LGBT merkezi de açıldı. (http://www.beirut2010.com/)
 
Öte yandan dünya çapında birkaç gazete, özellikle New York Times “Beyrut, bazı gey ve lezbiyen Arap’lar için, bölgede sosyal hayatın açık bir şekilde yaşandığı farklı bir Orta Doğu’yu temsil ediyor“ açıklamasını yaptı. (http://travel.nytimes.com/2009/08/02/travel/02gaybeirut.html)
 
Kapitalist ve ataerkil toplumun ışığı altındaki geylerin hayatlarındaki gelişmelere bakacak olursak, ayrımcılığı, polis tarafından yapılan tutuklamaları, tacizleri de hesaba kattığımızda geniş bir kesim bunlardan etkilenmeye devam ediyor. Bundan da en çok işçi sınıfı ve yoksullar etkileniyor. Anayasanın 534 maddesinde eşcinsellik hâlâ hapis cezası öngörülen bir suç olarak yer alıyor. Avukat Nizar Saghieh tarafından yapılan bir çalışma, yoksul geylerin bu hükümlerden en çok etkilenen kesim olduğunu ortaya koyuyor. (http://helem.net/node/53
 
İmaj ve gerçek arasındaki bu çelişki açık bir boşluk ortaya koymaktadır. Cinsel yönelimin insanları bir araya getiren bir faktör, aynı zamanda yok sayan, sınıf farklılıklarındaki tek faktör olduğuna inanmak gerekiyor. Aslında, işçi sınıfından geyler, yoksul geyler ve sistem içerisinde kendine iyi bir yer edinmiş geylerin çıkarları arasında büyük farklar var.
 
Pink Pound ve Tüketim Kültürü
Bu, hâlâ eşcinsel harekette aktivistler arasında tartışılıyor. Hatta günümüzde bu konuda geylerin özgürlüğü için yapılan çalışmalarda, derneklerden ve hareketten ciddi bir eleştiri görmedik.
Aslında, bugün gördüğümüz gey tablosunun bizim ihtiyaçlarımız için nasıl bir klişe olduğunu görüyoruz. Giyiniş tarzı, aksesuarlar, restoranlar, gece hayatı, müzik sitilleri, dergiler ve hatta içecek türleri, hayat tarzının yansıması haline geldiğinden beri, tek başına cinsel yönelim bir bireyi gey yapmak için yeterli değil. Fakat bu kalıplar özgürlüğün bir göstergesi haline geldi. Bu nedenle, bir geyin nasıl olduğunu belirleyen buradaki piyasa geyler tarafından uyulması gereken yaşam tarzını belirler.
 
Toplumdaki sınıf farklılıkları eşcinseller arasında sırayla yansıtılır. Bu tüketicilik kültürünü kendi çıkarları doğrultusunda savunanlar da vardır. Birçok aktivist bunu destekler ­-onlara güvenli ve özgür bir yaşam alanı sağlaması ve rahat işlerde çalışma fırsatları sunması gerekçesiyle “gey dostu“ gece kulüpleri, barlar ve restoranların sahiplerini desteklerler. 
 
Aslında, bahsettikleri özgürlük alanları her eşcinsel için geçerli değildir, sosyal ve ekonomik sınıfa göre değişir. Birçok kişi taciz, tehdit altındadır ve bu mekânlarda bazen özel güvenlik tarafından dövülür. İşverenler ve çalışanlar arasındaki ilişki, herhangi bir yerde sistem altında var olan aynı işçi standartları tarafından karakterize edilmiştir. Bunlara çalışma saatleri, düşük ücretler, kıyafet zorunluluğu ve davranış şekilleri de dâhildir.  
 
Sistemi kabul mü etmeli yoksa onunla savaşmalı mı?
Sonuç olarak, eşcinsellerin kurtuluşu için verilen çaba, sistem ile savaşmaktan çok sistemi kabullenmek, pazara karşı koymaktan çok teslim olmak haline dönüştü. Geylerin tüketici bir grup olduğu kabul olundu ve sadece bu tüketim onlara toplumda güven ve kabul sağlıyor.
İşçi sınıfından geylerin çıkarları ve onu temsil eden hareket bugün zorunludur. Özellikle birçoğunu marjinalize eden ve ayrımcılığın birden fazla şekline açık hale getiren ekonomik sistem, radikal hareketin sloganları ile sistemde değişiklik çağrısı yapıyor. Tüketim kültürünü reddeden bir hareket sömürü ilkesine dayanmaktadır. Bir bütün olarak toplumda gerçek değişimi sağlayacak bir hareket. Sınıf sistemini reddedelim!  
 
Hiba Abbani, Lübnan’dan LGBT örgütü Helem üyesidir.
İngilizceden çeviren: Semih Varol / Kaos GL


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam