27/07/2015 | Yazar: Hakan Özkan

Yağhane Pansiyon, Eski Datça’da dinlenebileceğiniz bir inziva noktası. Eskiden Yağhane olarak kullanılan taş bina bugünlerde büyükşehirden Datça’ya yerleşip bu mekânı pansiyon olarak işleten ve her türlü ‘öteki’yi pansiyonda misafir etmeye bekleyen ev sahipleri tarafından işletiliyor.

Bir tatlı huzur almaya geldim Datça’dan Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Yağhane Pansiyon, Eski Datça'da dinlenebileceğiniz bir inziva noktası. Eskiden Yağhane olarak kullanılan taş bina bugünlerde büyükşehirden Datça’ya yerleşip bu mekânı sıcacık bir pansiyona dönüştüren ve her türlü “öteki”yi pansiyonda misafir etmeye bekleyen ev sahipleri tarafından işletiliyor.

Mekân vejetaryen menüsü, yoga merkezi olarak kullanılan mekânları, permakültür faaliyetleri, ev sahipleri İlke ve Sinan’ın sohbetleri, atölyeleri ve Eski Datça’nın otantik havasıyla alternatif bir tatil sunuyor.

Pansiyonda geçirdiğim bir hafta boyunca sabah kalkıp yogamı yaptım. Sonra sabahımı Ege kahvaltısı ile taçlandırıp, Datça’nın yeşili ve mavisine karıştım.

Yağhane Pansiyon’un ev sahipleri İlke ve Sinan ile pansiyon üzerine KaosGL.org için küçük bir söyleşi yaptık.

Bize Yağhane’nin tarihinden ve şu anki durumundan bahseder misiniz?

İlke: Yağhane yüz kırk yıllık bir mekân. Eski tip sıkım yağhane imiş. Eski Datça da popülerken buranın avlusu köy meydanı gibi kullanılıyormuş. Pansiyon olarak 10 senelik bir geçmişi var. Bizden önce Yoga merkezi olarak işletiliyormuş, bir 2,5 sene önce satın aldık. Şu an yoga konsepti de dahil, permakültür, masaj, çello, bitki ressamlığı, yabanıl yaşam, tohum saklama, keçe, müzik gibi atölyelerle devam ediyoruz.

Sinan: Burayı daha çok alternatif atölye evi şeklinde kullanıyoruz. Mekân ev şeklinde, bir ticarethane gibi kullanmak istemiyoruz. Gelir gelmez çay, kahve ve sudan para almama kararı ile başladık. Gelen insanların karşısına koca koca adisyonlarla çıkmak istemedik.

İlke: Eski Datça’nın otantik tarihi de buna uygun. Alternatif insan tipi misafir kitlemizle de uyumlu. Belirli bir diyalog yakalayabiliyoruz herhalde ki, insanlar diğer senelerde de konaklamaya geliyor. Gelen herkese evimize gelmiş misafir gözüyle bakıyoruz. Buraya kadar bin kilometre yol yapıp gelen insanları fazlasıyla değerli görüyoruz.

Tüm bunların yanında vejetaryensiniz, odalarınız klima kullanmıyorsunuz ve katı atık yönetiminiz gayet iyi durumda. Fazlasıyla çevreci bir mekânsınız…

İlke: Mekân belirli doğal öğelere uygun. Geçen sene permakültürcülerle çalıştık. İçerdeki kimyasal malzemeleri ekarte ettik. Kimyasal temizleyiciler yerine, portakal ve limon bazlı ürünler kullanıyoruz. Permakültür çalışmalarımız hala devam ediyor.

Atık yönetimimiz iyi durumda, çöpleri ayırıyoruz. Yemek atıklarını kedi köpek kuş çiftliklerine gidiyoruz. Bunun yanında her gün çarşaf değiştirmek sürdürülebilir değil, iş yükü açısından değil çevresel duyarlılıklarla bakıyoruz.

Öteki dostu ve eşcinsel-dostu bir mekânsınız. Sizin için eşcinsel dostu olmak ne demektir?

İlke: Kendimizi bildik bileli Kaos GL ile ilişkilerimiz var. Ben 16 yaşındayken toplantılara katılıyordum. Her zaman bir yanımız LGBT bir yanımız eşcinsel dostu. Bizim için özel bir durum değil. Eşcinselsever değil eşcinsel dostuyuz. Başlangıcını bile hatırlamıyoruz. Sinan, Rüya İşçileri ekibiyle beraber Türkiye’nin ilk LGBT belgeselini çekmeye başlamıştı biz tanışmadan önce.

Sinan: Kaos GL’nin 94’te ilk fotokopi sayısını eline almış insanlardan biriyim aynı zamanda.

Sizden duyduğumuz kadarıyla Booking.com’a Türkiye’den erişildiğinde mekanların eşcinsel dostu ibaresi görülmüyor. Diğer ülkelerden bu ibareyi görebilirken Türkiye’den göremiyoruz.

Yağhane’yi Booking.com’a kaydederken eşcinsel dostu oda olarak işaretlik. Ön yüze bakarken bu ibarenin olmadığını gördük. Booking.com’u arayıp sorduğumuzda ise, ne derece yetkili biriyle görüştüm bilmiyorum ama çok önemli değil cevabıyla geçiştirildik. Eşcinsellerin rezervasyon yapabileceği bazı rezervasyon sitelerinde görünüyor ama Türkiye’de bunun görünmeyeceğini söylediler.

Büyükşehir geçmişiniz nasıldı? Buraya yerleşme fikrine nasıl karar verdiniz?

Geçmiş pratiklere baktığımızda, öteki dostu, dünyayı değiştirmeye çalışan, birer küçük Don Kişot modunda yaşarken, kendimizi bir anda şehirde özel okula giden çocuklar, özel bakıcılar, kariyerinde basamaklar tırmanan insanlar olarak bulduk. Bunun çocuğumuzun çok mutsuz ettiğini gördük. Bu yaşam formatına baştan karşı insanlar olarak bu tuzağa düşmememiz gerektiğini düşündük. O sırada hiç beklemeden elde avuçta ne varsa yağhaneye peşinat yapma kararı aldık. Hem biz bu yaştayken hem de kızımızın gelişim döneminde yapmak istedik bunu.

Şimdi nasıl?

Pişman mısınız diye soruyorlar bize. Pişman olacağımızı düşünen arkadaşlarımız hâlâ var. Dönüp baktığımız hayatımızın en doğru kararlarından bir tanesini aldığımızı düşünüyoruz. Çocuklar sokakta özgür büyüyor, çok mutlular. Tek kaygımız büyükşehirde nasıl olacakları. Biz onca yıl büyükşehirlerde vakit kaybettiğimizi düşünüyoruz. İnsanların hayatında inandıkları ve yaşadıkları yaşam var. Büyükşehir bunları ayırıyor ve uçurum yapıyor. Bir süre sonra kendinizi uçurumun kenarında beklerken buluyorsunuz. Yağhanede inandığım şekilde yaşıyorum. Daha huzurlu ve mutlu.

Asla çalıştığımızı düşünmüyoruz. Şu an mesaideyim. Bizler gibi sizler gibi insanlar burayı doldurduğunda rahat bir ortam olsun istiyoruz. Profilin de böyle kalmasını istiyoruz. Büyük firmaların tatil organizasyonu gibi işlere bulaşmıyoruz. Her türlü öteki ve öteki dostunun başımızın üzerinde yeri var.

Biz Yağhane’yi açtığımızda Gezi sonrasıydı. İlke’nin de benim de turizm deneyimi yoktu. Eski işlerimizden dolayı insan ilişkilerinde iyiydik. Gezi döneminde Türkiye biraz güzelleşmişken bıraktık ve buraya geldik. İlk yıl buraya gelenler Gezi yorgunlarıydı, her gelen anılarını paylaşıyordu. Oradan çok güzle dostluklar kurduk. Bizim çevremizden insanlar geldi, yeni insanlarla tanıştık. Burada tanıştığımız ve son 3 senedir buraya gelen insanlar var.

Bizim için de çok güzel bir deneyim oldu. Hâlâ kendimizi geliştiriyoruz, kafamız açılıyor. Örneğin ilk sene gelip ağaca sarılan insanlarla, ağaçla dans eden misafirlerle karşılaştık. Yemek sonrası, yaptığımız yemek için yüzümüze dua edenler oldu. Bize Deeksha enerjisi vermek isteyen Cihan’la tanıştık. Önceki anti militarist hayatımıza baktığımızda hiç öyle bir kanalımız olmamıştı. O huzuru, enerjiyi hissediyoruz. Yani bizim kafamız da bu mekânda açıldı. Biz de çok ciddi dönüşümler yaşıyoruz.

Bundan sonrası için ne yapmayı planlıyorsunuz?

Sinan: Formatı bozmadan burada geliştirmek istiyoruz. Bin tane hayalimiz var mekâna dair. Tek koşulumuz var, mekân bozulmadan yapmak istiyoruz. 


Etiketler: yaşam, gezi/mekan
İstihdam