24/04/2018 | Yazar: Umut Erdem

Küresel olarak biseksüellerin maruz bırakıldığı bifobi ve görünmezleştirilmenin tartışıldığı Biseksüellerin İnsan Haklarının Tanıtılması ve Korunması panelinin raporu yayınlandı.

Biseksüellerin İnsan Haklarının Tanıtılması ve Korunması’na ilişkin rapor yayında! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Küresel olarak biseksüellerin maruz bırakıldığı bifobi ve görünmezleştirilmenin tartışıldığı Biseksüellerin İnsan Haklarının Tanıtılması ve Korunması panelinin raporu yayınlandı.

21 Mart tarihinde ILGA bünyesindeki Biseksüel Sekreterliği’nin ev sahipliğiyle “Biseksüellerin İnsan Haklarının Tanıtılması ve Korunması” paneli düzenlendi. Cenevre’de 37. Birleşmiş Milletler Konseyi kapsamında gerçekleştirilen panelde, konuyla ilgili avantajlar ve zorluklar tartışıldı. Küresel olarak biseksüellerin maruz bırakıldığı bifobi ve görünmezleştirilme ikliminin, öznelerin temel insan haklarından yararlanmalarına nasıl engel olduğu konuşuldu. Panel, biseksüellerin ihtiyaçları ve sıklıkla görmezden gelinen zorlukları tartışarak devlet bünyesine tavsiyeler oluşturma gayesiyle insan hakları savunucularını bir araya getirdi. 

Frank Evelio Arteaga, Luz Elena Aranda, Radica Hura,  Soudeh RAD ve Ian Andreas Lawrence’ın panelist olarak yer aldıkları sunumlar ilga.org sitesinde yayınlandı. 

Konu özelinde küresel koşulların değerlendirildiği panelde, yayınlanan rapora göre; San Francisco İnsan Hakları Komisyonu Biseksüel Görünmezliği Raporu, Biseksüellik Raporu, Bi UK (Birleşik Krallık)’nin verilerine göre biseksüeller arasında depresyon, tecrit, akıl sağlığı problemlerinin ve LGBT+ topluluğu içindeki en yüksek intihar oranlarının yaşandığını gösteriyor. A.B.D’de  heteroseksüellerin %8.5, eşcinsellerin %27’lik dilimiyle kıyasla biseksüellerin %40’ından fazlasının intihar etmeyi düşündüğü belirtildi. Panelde sunulan verili kaynaklara göre; biseksüel kadınların hemen hemen yarısı tecavüzden hayatta kaldı. Biseksüel gençlerin %45’i internet üzerinden zorbalıkla karşılaşırken, heteroseksüel gençlerin %19’u, eşcinsellerin %30’unun bu şiddeti yaşadığı belirtildi.

Biseksüellerin gündemi kesişimsel olarak ele alındı

“Görünürlük”, “İnsan Hakları”, “Araştırma” ve “Küresel Fon” başlıklarıyla biseksüellerin küresel koşulları ele alındı ve ihtiyaçlar, karşılanması gereken durumlar gündeme getirildi.

Biseksüellere karşı işlenilen olumsuz stereotiplerin elimine edilmesi ve buna karşı olarak biseksüellik üzerine doğru bilgilerin yaygınlaştırılması “Görünürlük” başlığı altında değerlendirildi. Biseksüellere yönelik sağlık bakım hizmetleri, küresel çapta biseksüel örgüt ağı oluşturma, medyada biseksüel temsili, biseksüel camiası içindeki heteronormativiteyle mücadele etme, biseksüel hareketin hak ve temsiliyet savunusu yapan bir politik hareket olarak yer alması konularına değinildi.  Biseksüellerin akıl sağlığı üzerine çalışma, bunun biseksüel yararına danışma ve destek çerçevesinde yürütülmesi, biseksüel kimliğinin patolojik bir vaka olarak değerlendirilmemesi için kampanya yürütülmesi önerileri “İnsan Hakları” çatısı altında sunuldu. Hakları garanti altına alan eylem ve kamusal politikalarla ikilik dışı ve monoseksüel olmayan cinsel yönelimlerin pratikliğine dair yoksunluğa dikkat çekildi. Biseksüellerin sahip olduğu insan haklarının ihlâl edilme meselesini görünür kılmak için küresel seviyedeki durumu açıklayan bir rapor hazırlamanın gündemleştirilmesine değinildi.

Biseksüellerin genelde gündemlerinde olan konuların, iş yerinde yaşanan problemler, fiziksel ve akıl sağlığı, poligami ilişkiler, toplumsal cinsiyet gibi kesişimsel mevzulara dair damgalama, ayrımcılık, görünürlük, stres, ev içi şiddet, babalık kurumu, haklar olduğuna dikkat çekildi. Biseksüellerin koşulları üzerine küresel araştırma yapmak ve biseksüelliğe odaklı bir araştırma ağı yaratma gündemi dile getirildi. 

Hükümet ve özel fon desteğiyle küresel biseksüel harekete parasal destek sağlama, biseksüel insanların kapasitelerini parasal destek için güçlendirme, bağışçılarla biseksüellerin problemlerinin konuşulacağı toplantılar organize etme gündemlerinden söz edildi. 

Bölgesel koşullar bölümünde sırasıyla; ABD, Kuzey Amerika ve Kanada, Asya, Avrupa, Afrika ve Okyanusya incelendi. 

“Biseksüellerin sıklıkla gey ya da lezbiyen olarak atanmaları sebebiyle şiddete uğradıkları belirtiliyor”

Amerika’nın incelendiği bölümde biseksüelliğin dar bir tanımla ele alınmasının, veri toplama konusunda yol açtığı handikaplardan bahsedildi. IACHR (Inter-American Commission on Human Rights) tarafından yayınlanan Amerika’daki LGBT’lere karşı şiddete dair rapordaki verilere göre IACHR biseksüellere karşı şiddetin takip edilmesinin birinci derede zor olduğunu tespit etti. 2013 yılının Ocak ayı ile 2014 yılının Mart ayındaki 15 aylık zaman dilimi incelendiğinde IACHR biseksüel erkeklere ya da öyle varsayılanlara karşı 3 tür şiddet gösterildiği bilgisini edindi. Ama spesifik olarak biseksüelleri hedef alan şiddeti belgelemekte zorluk yaşandığını belirtti. Bir kaynak, kişinin spesifik olarak biseksüel olması sebebiyle hedef alındığını göstermedikçe biseksüellerin sıklıkla gey ya da lezbiyen olarak atanmaları sebebiyle şiddete uğradıkları belirtiliyor. Şiddetin motivasyonunun ne olduğuna bakılmaksızın biseksüellerin ya da biseksüel varsayılanların gey ya da lezbiyen olarak kategorilendirilmesinin, biseksüel görünmezliğine yönelik ön yargı bazlı şiddet olarak ifade edilmesi eğilimi mevcut. Ayrıca ABD’de gerçekleştirilen bir araştırma biseksüellerin gey, lezbiyen ve heteroseksüellere göre daha yüksek oranda cinsel şiddet ve partner şiddetine maruz bırakıldıklarını gösteriyor. 

Hem heteroseksüel hem LGBT+ topluluğu içinde biseksüel beyanı olan kişilere düşmanca yaklaşıldığı, biseksüellerin kararsız olarak görüldüğü, LGBTİ+ aktivitelerinde partnerlerinin cinsiyetine göre heteroseksüel etiketiyle dışlandıkları belirtildi. 

Biseksüellik “yeterince queer olmayan” şeklinde tanımlanıyor

Kuzey Amerika ve Kanada bölümünde, biseksüelliğin, monoseksüelliğin aksine, monogami bir ilişki içinde görünmez kaldığına, kişinin, partner cinsiyetine göre monoseksüel bir yönelim atanmasına maruz bırakıldığı belirtildi. Biseksüelliğin “gerçek olmayan”, “geçici”, “arada kalmış”, “çok heteroseksüel”, “yeterince queer olmayan” şeklinde görüldüğü ve biseksüellerin her zaman yönelimlerini tekrar tekrar beyan etmek zorunda bırakıldıklarına dikkat çekildi. 

Amerika’da biseksüel kadınların sadece %33’ü ile biseksüel erkeklerin % 12’sinin hayatlarındaki önemli insanlara açılabildikleri paylaşıldı. Gey ve lezbiyenlerde bu oranların sırasıyla %77 ve %71 olduğuna dikkat çekildi. Kuzey Amerika’da biseksüellerin gey ve lezbiyenlere göre cinselliklerinden ötürü daha fazla fiziksel şiddete maruz bırakıldıkları, monoseksüellere göre daha yüksek düzeyde depresyon, kaygı, madde bağımlılığı, travma sonrası stres bozukluğu, intihar düşüncesi ya da teşebbüsü olduğu not düşüldü. 

“Türkiye’deki Bi+ sığınmacıların, eşcinsel ve trans sığınmacılarla aynı hakka sahip olduğu düşünülmüyor”

Soudeh Rad’in hazırladığı ve sunduğu Asya bölümünde Irak ve Suriye’de IŞID’in hemcinsiyle ilişki yaşayan erkekleri hedef aldığı belirtilirken eşcinsel varsayılan biseksüellerin medyada ve söylemde yer bulmadığının altı çizildi. Rad’in belirttiğine göre, İran, Afganistan ve Irak’tan Türkiye’ye sığınan Bi+ sığınmacıların, eşcinsel ve trans sığınmacılarla aynı hakka sahip olduğu düşünülmüyor, “yalancı eşcinseller” olarak görülüyorlar. Türkiye’deki emniyetlerde, Bi+ olarak açık olan sığınmacıların yargılandığı ve detaylıca sorgulandığı not düşüldü. 

Bisexuals of Serbia örgütünden Radica Hura’nın sunduğu Avrupa Bölümü’nde kendisini biseksüel, queer ya da “diğer” olarak tanımlayanların daha çok akıl ve beden sağlığı sorunları yaşadıkları ve intihar teşebbüsünde bulunduklarına dikkat çekildi. Biseksüellerin %64’ünün yemek problemi yaşadıkları ve %37’sinin kendisine zarar verme eğiliminde oldukları not düşüldü. Örgütlerdeki biseksüel ağ yoksunluğuna, destek azlığına, eşitlik ve çeşitlilik çalışmalarında biseksüellikten bahsedilmemesine değinildi.  İstihdam alanına özel olarak biseksüel odaklı bir veri çalışmasının bulunulmadığına dikkat çekildi.

Balkanlarda ise; daha fazla insanın biseksüel olarak açılmasının içselleştirilmiş homofobi olarak değerlendirildiğinden, biseksüel kimliğin bifiil inkar edildiğinden bahsedildi.                  

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. 

(Görseller: WikiHow)


Etiketler: insan hakları
İstihdam