02/08/2012 | Yazar: Esra Güleç

Ben de dinlemiyordum yakın bir zaman öncesine kadar Björk’ü keşfetmemi sağlayan şeyle karşılaşana dek. Nasıl mı? Keşfettim onu. Hemen anlatıyorum.

Björk dinlemiş miydiniz hiç? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Ben de dinlemiyordum yakın bir zaman öncesine kadar onu keşfetmemi sağlayan şeyle karşılaşana dek. Nasıl mı? Keşfettim onu. Hemen anlatıyorum.
 
Lezbiyen görünürlüğü hakkında araştırma yapıyordum bir gün ve lezbiyenlerin dünyadaki görünürlükleriyle ilgili bir yazı buldum. O yazıda İzlanda’nın şu an ki başbakanının eşcinsel bir kadın olduğu yazıyordu. Dünyanın ilk eşcinsel hükumet başkanı olduğu ve İzlanda’nın ilk kadın başbakanı olduğu yazıyordu.
 
Bu beni çok şaşırtmıştı ve hoşuma gitmişti açıkçası. Bunu öğrendikten sonra İzlanda hakkında bir araştırma yaptım ve yaparkende ünlü müzisyenleri arasında Björk’un olduğunu öğrendim. Hemen birkaç şarkısını bulup dinledim ve çok etkilendim.
 
Sanatını kendisinden bir şeyler katarak yaptığı hissediliyordu. Eserlerinde müziğinde aradığım doğallık fazlasıyla vardı bence. Üstelik farklı tarzlarda çalışmalar yapmış olmasıda farklılıklara açık yenilikleri seven bir sanatçı olduğunu gösteriyordu.
 
Onun dolu dolu hayatını anlatmaya başlamaya korkuyorum doğrusu. Çünkü oldukça uzun ve başarılı bir geçmişi var. 21 Kasım 1965 yılında İzlanda’nın başkenti Reykjavik’te doğdu ve daha çocukluk yıllarında flüt, piyano, şan dersleri almaya başladı.
 
Şu anda 46 yaşında olan sanatçı sanat yaşamı içerisinde müzisyenliğinin yanı sıra oyunculuk da yaptı.
 
15 yaşında ilk grubu olan “Tappi Tikarass”’a katılarak müzik hayatının tam anlamıyla içinde yer almaya başladı.
 
Daha sonra müzik hayatına The Sugarcubes grubu ile devam eden sanatçı kendisinden ve yaptıklarından oldukça fazla söz ettirir hale geldi.
 
1993 yılında Londra’ya taşınan sanatçı burada ünlü İngiliz dans müziği yapımcılarıyla çalışma imkânı buldu.
 
Björk’ün ilk solo albümü olan Debut ve albümden 1993 yılının Haziran ayında çıkan ilk single “Human Behaviour” çok ilgi çekti.
 
Ayrıca Björk, o yıl düzenlenen Brit Ödülleri’nde de “En İyi Uluslararası Kadın Solo Artisti” seçildi.
 
1995 Yılının Haziran ayında Björk’ün ikinci albümü “Post” piyasaya çıktı. Björk’ün bu ikinci albümünden çıkan ilk single ise “Army Of Me” idi.
 
Albüm İngiltere Müzik listelerine iki numaradan, Amerika müzik listelerine ise 32 numaradan giriş yaptı. Bu albümle Björk, 1995 yılında yapılan Brit Ödülleri’nde ikinci kez “En İyi Uluslararası Kadın Solo Artisti” ödülünü aldı. Albümden çıkan singlelar “Isobel”, “It’s Oh So Quiet”, “Hyperballad” uzun süre listelerde kalmayı başaran parçalardı.
 
Daha çok deneysel ve sanatsal çalışmalarıyla tanınan sanatçının o güne kadar yaptığı en deneysel parçalarınından oluşan albümü 1997 yılında çıkarmış olduğu Homogenic albümü oldu.
 
Telli çalgılarla kekelemeler, belli belirsiz ritmler, ve akordiyon ve cam armonikanın yer aldığı albümde belirsizliklere rastlamak mümkün. Örneğin albümün açılış parçası olan “Hunter” gayet soğuk bir hava estirirken “All Neon Like” da Björk, soundu yumuşatabiliyor. Bu albümde ki belki de en başarılı parça “Bachelorette”.
 
Ayrıca albümde yer alan Björk’ün anavatanı ve en değer verdiği arkadaşı için bestelediği parça “Jóga” da kendinden sıkça bahsettiren parçalardan biri. Albüme noktayı koyan parça ise “All Is Full of Love”.
 
2000 Yılının baharında Björk, Cannes Film Festivali’nde, Lars Von Trier Palme D’or Ödüllü filmi Dancer In The Dark’da gösterdiği başarılı performansından dolayı “En İyi Aktrist” ödülünü aldı. Björk bu film için hazırladığı soundtrack Selmasongs ile birçok çevre tarafından övgüye değer görüldü.
 
2001 yılında Vespertine albümü yayınlandı. Albüm içe dönük bir kış albümüdür. Björk bu defa bir kadının iç dünyasını anlatmaktadır. Albümden çıkan singlelar Hidden Place, Pagan Poetry ve Cocoon büyük yankı uyandırdı.Şarkılara çekilen videolar da büyük ilgi gördü.Pagan Poetry’de Björk Nick Knight ve Alexander McQueen ile çalıştı.
 
2002 Yılının ekim ayında ise Björk’ün internet sitesinden hayranlarının verdiği oylar sonucu belirlediği şarkı listesiyle yayınlanan "Greatest Hits" albümü piyasaya çıktı.
 
2004 Yılının ağustos ayında ise sondan bir önceki albümü olan Medúlla piyasaya çıktı. Albümün 7. parçası olan "Oceania"
  
2004 Atina Olimpiyatları için açılış şarkısı olarak kullanıldı. 2005 Yılında partneri Matthew Barney’nin yönetmenliğini yaptığı "Drawing Restraint 9" adlı filmde rol aldı ve bu filmin müziklerinden oluşan bir albümü piyasaya çıktı.
 
2007 Mayıs ayında ise altıncı albümü Volta’yı piyasaya sürüldü. On şarkıdan oluşan Volta’nın kimi şarkılarında Björk Timbaland ile çalıştı. Volta’dan çıkan ilk single ise Earth Intruders.Tamamen dışa dönük ve politik yönü ağır basan bir albümdür.Björk albümün yayınlanmasının ardında uzun bir Volta turnesine çıkmıştır ve ülkemize de uğramıştır.Volta turnesi bittikten sonra Voltaic isimli 2 CD ve 2 DVD ’den oluşan bir live albümü yayınladı.
 
Ipad üzerinden yayınlanan dünyanın ilk app (uygulama) albümü olma özelliğini taşıyan Biophilia Ekim 2011’de piyasaya çıktı.
 
Björk, sitesinde dinlenebilecek ses kaydında Biophilia’yı şöyle anlatıyor:
 
"Biophilia’ya hoş geldiniz. Doğanın her türlü suretine karşı duyulan sevgiye. En küçük organizmadan, evrenin derinliklerinde seyreden devasa kırmızıya kadar. Biophilia bitmek bilmez bir merak uyandırır, doğa ile buluştuğumuz, ulaşılması güç yerleri araştırma ve keşfetme isteğidir. Renkler ve biçimler, parfümler ve kokular, tuzlu rüzgârın dile dokunuşu ve tadı; doğanın duyularımız üzerinde oyunlar oynadığı yerler. Ancak, doğanın büyük kısmı bizden gizlidir, onu göremeyiz veya ona dokunamayız, aynen günlük hayatımızda bizi her şeyden çok etkilediği söylenilen fenomen olan ses gibi. İnsanlar tarafından kontrol altına alınan sesin cömertçe ve duygularla dağıtılmasına müzik diyoruz. Müzik olmasaydı şu anda gizli kalmış olacak parçalarımızı ifade etmek için müziği kullandığımıza göre, doğanın gizli dünyasını biraz daha görünür kılmak için teknolojiyi de kullanabiliriz. Biophilia’da bu üçünün nasıl bir araya geldiğini göreceksiniz: doğa, müzik ve teknoloji. Dinle, öğren ve yarat. Parmağının ucunda yatan evreni dolaş. Üç boyutlu galaksilere dokun, içerisinde yolculuk et. Takımyıldızlarının içine yerleştirilen farklı şarkı uygulamalarını (app) ve bu uygulamaların ek özelliklerini keşfet. Boşlukta kaybolduğunu hissedersen, seni eve götürmesi için her zaman müzikal pusulayı kullanabilirsin. Şimdi, insan bedeninin boyutunu unut. Evrensel ile mikroskobik arasında bir geçit olduğunu hatırla. Varlığının derinliklerini harekete geçiren görülmemiş güçler ve seni ve var olan her şeyi kucaklayan doğa. İnsanları teknolojik yenilikler aracılığıyla doğayla yeniden birleştirecek bir devrimin eşiğindeyiz. Oraya ulaşana kadar, hazırlan, keşfet, Biophilia."
 
Resmi web sitesi:
kaynak:
 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam