22/04/2020 | Yazar: Kaos GL

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, COVID-19 pandemisiyle mücadelede LGBTİ haklarını ve devletlerin sorumluluklarını hatırlattı.

BM: Devletler COVID-19’la mücadelede LGBTİ’lerin sesine kulak vermeli Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, “COVID-19’a Yanıt Arayışında İnsan Hakları” kapsamında “COVID-19’un LGBTİ Kişilere Etkisi Nedir” metni yayınladı.

Metni KaosGL.org için S. Sera Güllü Türkçeleştirdi. Metnin tamamı şöyle:

Odak Konu: COVID-19 ve LGBTİ Toplumuna Yönelik İnsan Hakları

COVID-19 ve LGBTİ’lerin İnsan hakları

COVID-19’un LGBTİ Kişilere Etkisi Nedir?

Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) kişiler COVID-19 pandemisinde daha savunmasız olabilirler. HIV/AIDS ile yaşayan bazı kişiler de dahil olmak üzere bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar daha büyük bir COVID-19 riskiyle karşı karşıyadır. Birçok LGBTİ kişiyi de içeren bir topluluk olan evsiz insanlar, sosyal mesafe ve güvenli hijyen uygulamaları eksikliği nedeniyle kendilerini daha az koruyabilir ve bulaşa maruz kalabilirler.

Sağlık Hizmetlerine Erişim: LGBTİ kişiler sağlık hizmetlerine başvururken düzenli olarak damgalanma ve ayrımcılık deneyimlemekte ve sağlık hizmetlerine erişim, kalite ve mevcudiyette eşitsizliklere maruz kalmaktadır. Hemcinsler arası ilişkileri kriminalize eden veya cinsiyet kimlikleri, ifadeleri nedeniyle trans kişileri hedefleyen yasalar, tutuklama veya şiddet korkusu nedeniyle sağlık hizmetlerine erişemedikleri için LGBTİ kişiler için olumsuz sağlık sonuçları daha da kötüleşme tehlikesi altındadır. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği/ifadesine dayalı sağlık hizmeti ayrımcılığı örnekleri birçok ülkede kapsamlı bir şekilde belgelenmiştir. Bu ayrımcılık LGBTİ’lerin COVID-19 riskini artırabilir.

Gerekli sağlık hizmetlerinin önceliklerinin kaldırılması: Haddinden fazla çalışan sağlık sistemleri göz önüne alındığında, LGBTİ kişilerin tedavisi, HIV tedavisi ve testi, hormon terapisi ve translar için cinsiyete yönelik uygulamalar dahil olmak çoğu sağlık hizmetinde kesinti ortaya çıkma ihtimali vardır. Hizmetlerin ölçeklendirilmesine ilişkin kararlar tıbbi temelli ve veri odaklı olmalı ve LGBTİ kişilere karşı önyargıyı yansıtmamalıdır.

LGBTİ Toplumuna yönelik damgalama, ayrımcılık, nefret söylemi ve saldırılar: LGBTI toplumu daha önce hem insan yapımı hem de doğal afetlerden sorumlu tutuldu ve bunun COVID-19 salgını bağlamında da gerçekleşeceğine dair resmi olmayan raporlar bulunmaktadır. Bazı ülkelerde raporlar Homofobik ve transfobik retorikte bir artış olduğunu gözler önüne sunmuştur. LGBTİ kuruluşlarına saldırmak ve hedeflemek için COVID-19 direktiflerini kullanan polis raporları da bulunmaktadır.

En az bir ülkede olağanüstü hal durumu trans bireylerin yasal belgelerde cinsiyet hanelerini değiştirebilmelerinin engellenmesine yönelik bir kanun geçirmek için kullanılmıştır. Birkaç ülkede ise cinsiyete dayalı sokağa çıkma kısıtlamaları getirilmiştir, kadın ve erkeklerin farklı günlerde kısıtlamadan muaf olmasını öngören bu yönetmelik durdurulup sorgulanabilecekleri için translar ve non-binary kişiler için daha fazla ayrımcılık riskine yol açmaktadır.

Ev içi şiddet ve istismar: Sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle, birçok LGBTİ genci, destekleyici olmayan aile üyeleri veya birlikte yaşadıkları şahısların düşmanca tavırlarına hiç olmadığı kadar çok maruz kalmaktadır. Dolayısıyla kaygı ve depresyon riski kaçınılmazdır.

İşe ve geçim kaynaklarına erişim: LGBTİ’lerin işsiz kalma ve genel nüfustan daha yoksulluk içinde olma olasılığı daha yüksektir. LGBTİ topluluğundaki birçok kişi kayıt dışı sektörde çalışıyor ve ücretli hastalık iznine, işsizlik tazminatına ve kapsamına erişemiyor. Buna ek olarak, tüm cinsiyetleri eşit olarak kapsamayan ayrımcı ücretli izin politikaları nedeniyle, LGBTİ’ler bakım vermekle yükümlü oldukları bireylerin bakımını sağlamak ve kendi sağlıklarını korumak açısından zor koşullara tabidir.

Devletlerin ve diğer paydaşların atabileceği önemli adımlar nelerdir?

Devletler, LGBTİ kişilerin bu krizde özellikle savunmasız olanlar arasında olduğunu anlamalı ve kriz mücadelesi kapsamında LGBTİ’lerin seslerine kulak vererek ayrımcılık karşıtlığını hedefleyen adımlar atmalıdır.

1) LGBTİ’lerin sağlık hizmetine erişirken ayrımcılığa ya da korkuya maruz kalmamasını sağlamak için özel çaba gösterilmelidir. Özellikle LGBTİ kişilerle ilgili olan sağlık hizmetlerinin önceliği ayrımcı bir temelde azaltılmamalıdır.

2) Salgının sosyo-ekonomik etkilerini ele almak için alınacak tedbirlerde, yaşlılar ve evsizler dahil olmak üzere LGBTİ’lerin de spesifik kırılganlıkları göz önünde bulundurmalı ve kapsayıcı politikalar hazırlanmalıdır.

3) Siyasi liderler ve diğer etkili figürler, salgın bağlamında LGBTİ kişilere yönelik damgalanma ve nefret söylemine karşı söz üretmelidir.

4) COVID-19 salgını sırasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ele alan sığınaklara, destek hizmetlerine ve diğer önlemlere LGBTİ popülasyonunu dahil etmek için adımlar atılmalıdır.

5) Devletler, LGBTİ toplumların mevcut hakları ve garantileri geri almak için olağanüstü hal veya diğer acil durum tedbirlerini kullanmamalıdır.

6) Hareketi kısıtlayan önlemler trans ve toplumsal cinsiyet normlarına uymayan kişiler için koruma sağlamalıdır. Kolluk kuvvetlerine, ayrımcılık yapmamaları konusunda talimat ve eğitim verilmelidir.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, çalışma hayatı, sağlık, sağlık hakkı
nefret