21/08/2016 | Yazar: Kaos GL

BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ve BM Nüfus Fonu, Suriyeli eşcinsel mülteci Wisam Sankari ve trans kadın Hande Kader’in öldürülmesini kınadı, Türkiye’yi nefret cinayetleri ve ayrımcılığa karşı harekete geçmeye çağırdı.

BM’den Wisam Sankari ve Hande Kader için açıklama Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ve BM Nüfus Fonu, Suriyeli eşcinsel mülteci Wisam Sankari ve trans kadın Hande Kader’in öldürülmesini kınadı, Türkiye’yi nefret cinayetleri ve ayrımcılığa karşı harekete geçmeye çağırdı.

Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ve BM Nüfus Fonu, Suriyeli eşcinsel mülteci Wisam Sankari’nin öldürülmesi trans kadın Hande Kader’in yakılarak öldürülmesini kınadı. Türkiye’deki homofobik ve transfobik bir nefret cinayetine ilişkin ilk açıklama olma özelliği taşıyan metinde, “Hande Kader’in vahşice öldürülmesini kınar ve Türkiye’de cinsiyet temelli şiddetle mücadele eden tüm kadın erkek ve LGBTİ bireylerin yanında yer aldığımızı beyan ederiz” ifadeleri yer aldı.

“Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ni uygulasın”

Cinsiyet temelli şiddet ve nefret suçlarının, en vahim insan hakları ihlallerinden olduğunu belirten BM kurumları, “Bizler Türkiye’de son yıllarda lezbiyen, eşcinsel, biseksüel ve trans bireylere yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılık içeren davranışlardan endişe duyduğumuzu belirtmek isteriz. Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) LGBTİ bireylere ve kadınlara yönelik şiddete sıfır tolerans presibini benimsemekte ve Paris Prensipleri ile Türkiye’nin 2012 yılında onadığı İstanbul Sözleşmesi olarak anılan, milat niteliğindeki uluslararası sözleşme, “Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Sözleşme”nin etkili bir şekilde uygulanması konusunda çağrıda bulunmaktadır” dedi.

“Tüm LGBTİ bireylere yönelik cinayetleri lanetliyoruz”

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Eylül 2015’de BM Kuruluşları tarafından yapılan açıklama uyarınca, biz, UN Women ve UNFPA Türkiye olarak, Hande Kader’in hunharca öldürülmesini kınıyor, LGBTİ bireylere yönelik şiddete “Hayır” diyerek konuyu medyanın gündemine taşıyan binlerce kadın ve erkeğin dayanışmasının yanında yer alıyoruz.

“İnsan Hakları evrenseldir; kültürel, dini ve ahlaki uygulamalar, inanışlar ve toplumsal yargılar, LGBTI bireyler de dahil olmak üzere hiçbir grubun insan haklarını ihlal etmek için sebep gösterilemez.

“Herkes, yaşam, özgürlük, vücut bütünlüğü, mahremiyet hakları ile birlikte kanun önünde eşitlik ve ifade özgürlüğü dahil olmak üzere ayrım gözetmeksizin ya da herhangi bir keyfi kısıtlama olmaksızın aynı temel haklara sahiptir. Türkiye, kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki yasalarla ilgili çok büyük ilerleme kaydetmiştir, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden benzer önlemlerin homofobik ve transfobik şiddet ve ayrımcılıkla mücadele konusunda da gösterilmesi için çağrı yapmaktayız. Özgecan Aslan’nın cinayetini lanetlediğimiz gibi, başta Hande Kader’in cinayeti olmak üzere, Suriye’li LGBTI mülteci Muhammad Wisam Sankari’in öldürülmesi de dahil olmak üzere tüm LGBTİ bireylere yönelik cinayetleri lanetliyoruz.”

“LGBTİ bireylerin insan hakları suistimal edildiğinde, hepimiz küçük düşürülmüş oluruz”

BM kurumları, Türkiye Hükümeti’ni, mağdur edilen LGBTİ bireylere saygılı ve haysiyetli davranılması ve koruma mekanizmalarına erişim ve etkili çözüm bulunması konusunda harekete geçmeye çağırdı ve ekledi:

“Söz konusu çabalara, LGBTİ bireylere uygulanan şiddeti tüm toplum önünde lanetlemek, ayrımcılıkla ilgili yasaların ve nefret ile şiddet konusunda kışkırtmaların içine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini açık şekilde eklemek de dahildir. Yetkililerin bu ve benzeri insan hakkı ihlallerini, adil yargı normları ve standartlarına uygun olarak hızlı, etkili, bağımsız ve tarafsız bir şekilde incelemeleri ve soruşturmaları çok büyük önem taşımaktadır.

“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un belirttiği gibi, “LGBTİ bireylerin insan hakları suistimal edildiğinde, hepimiz küçük düşürülmüş oluruz. Her bir insanın hayatı çok değerlidir, biri diğerinden daha değerli değildir.”. Bu çerçevede toplumun bireyleri olarak, hepimiz, LGBTİ bireylerin ve kadınların şiddetten uzak bir hayat sürdürdüğü bir toplum yaratma hedefine ulaşmaya katkı sağlayabilir,  toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargılar ve kırılgan gruplara karşı ayrımcılığa ve özellikle de LGBTI bireylerin maruz kaldığı ölümle sonuçlanabilen ayrımcılığa karşı mücadelede yer alabiliriz.”


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret