07/09/2012 | Yazar: Cenk Erdem

‘Formül’ kelimesi ancak laboratuarda kanseri ya da başka bir hastalığı iyileştirebilecek bir çözüm yaratırken olumlu gelebilir. Diğer şekilde ‘radyo hiti’ olacak kusursuz melodiyi, müziği ve nakaratı yaratıyorsunuz. O zaman da ‘formül’ denilmesini anlayabilirim. Benim için ise tam tersi: Güvenmekten başka formül yok.

Carlos Santana’dan yeni bir ses: Shape Shifter Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Dünyanın en ünlü gitaristlerinden ve şarkı yazarlarından, müzik dünyasının yaşayan efsanelerinden Carlos Santana, 13 şarkılık enstrümantal ağırlıklı yepyeni albümü “Shape Shifter” ile hayranlarını mutlu edecek bir dönüşe imza atıyor. 60’lı yıllardan bugüne 100 milyondan fazla albüm satan ve tam 10 Grammy Ödülü bulunan Santana, yeni albümünü Amerika yerlilerine ve Aborjinler’e bir saygı duruşu olarak sunuyor. Sony Music aracılığıyla dünyanın farklı ülkelerinden gazetecilerin aynı anda bağlandığı telefon görüşmesine, ben de İstanbul’dan katıldım. Sorularımıza Santana, New York’tan telefonda teker teker cevap verdi.
 
Son stüdyo albümünüz “Shape Shifter” ile Aborjinler’in ve Amerika yerlilerinin efsanelerine gönderme yaparken, tam olarak nasıl bir mesaj veriyorsunuz?
Bunu sorduğunuz için teşekkürler. Bu konseptle ortaya çıktım çünkü bu gezegendeki herkesin, değişimin kaçınılmaz olduğunu ve gelişimin de bize bağlı olduğunu bildiğine inanıyorum; herkes çok açık bir farkındalıkta olmak zorunda. Buna istekli olmaya izin vermezseniz ya da izin vermeye istek duymazsanız, bir çamura saplanırsınız ve mutlu olamazsınız. İzin verirseniz, yaratıcı olabilirsiniz ancak.
 
Uzun yıllar süren kayıtlarda hangi şarkıların hangi albümlerde olacağına ve “Shape Shifter” için hangi şarkıların en çok uygun olduğuna nasıl karar verdiniz?
Aşçılık ya da terzilik gibi: Neler damağınızın tadına uyar bilirsiniz, terziyseniz simetri açısından nasıl uyar yine bilirsiniz. Müzikte de neler birbirine uyar biliyorsunuz. Örneğin, arabada CD’yi koyduğumda ve şarkıları belirli bir sırada çaldığımda, ardı ardına hangileri daha bir ahenk içinde hangileri kulağı rahatsız ediyor anlayabiliyorum.
 
Bu albüm “Arista” etiketiyle yayınlanan son 4 albümünüzden sonra bambaşka bir albüm. Bunu nasıl formüle ettiniz ve sizce diğerlerinden farkı ne?
Öncelikle “formül” kelimesini gerçekten sevmiyorum. Formül kelimesi ancak laboratuarda kanseri ya da başka bir hastalığı iyileştirebilecek bir çözüm yaratırken olumlu gelebilir. Diğer şekilde “radyo hiti” olacak kusursuz melodiyi, müziği ve nakaratı yaratıyorsunuz. O zaman da “formül” denilmesini anlayabilirim. Benim için ise tam tersi: Güvenmekten başka formül yok. Hepsi bu. Formül değil, güven hissi.
 
Yeni şarkılar yazarken nereden ilham alıyorsunuz?
İlham yukarıdan geliyor. İster zihinde hızlı bir karmaşa olsun, ister hoş ve parlak fikirler olsun; kalbinizin merkezinden gelen bir ses ya da yukarıdan gelen herhangi bir konuşmadan daha sessiz bir ilham gibi…
 
Hangi melodiler ve müzikler üzerinde biraz daha fazla çalışmak zorunda kaldınız?
Kesinlikle “Spark of The Divine”. Kısa olmasına rağmen, çok güçlü bir melodisi var. “Shape Shifter” ise birlikte çalana kadar tam olarak gelişmiş değildi; hiç düşünmedikleriniz de çalarken ortaya çıkıyor.
 
Albüme Benny Rietveld, Chester Thompson ve Dennis Chambers gibi isimlerin yanısıra Raul Rekow, Karl Perazzo ve iki vokal olarak Andy Vargas ve Tony Lindsay eşlik ediyor. Hem bireysel olarak hem de bir bütün olarak albüme neler kattılar?
Bunu sorduğunuz için de teşekkürler. Her biri bir meslektaştan öte… Her biri kendi ruhunu katıyor, kendi imzasını koyuyor. Chester Thompson ve ben  1983 senesinden beri iki-üç sene öncesine kadar hep birlikteydik ve onunla yakın gelecekte yeniden çalışmayı dört gözle bekliyorum. Diğer müzisyenler de kendi renklerini ve yaratıcılıklarını kattılar.
 
Albüm boyunca bir akustik gitara geçiyorsunuz, bir elektro gitara… Hangi kısıma hangisi daha iyi yakışır meselesine nasıl karar verdiniz?
Vurmalılar -jalapeno gibi- çok baharatlı. Melodiler daha da fazla öyle. Sanırım durum gerçekten bunlara göre değişiyor. Yemek gibi, çünkü ruhunuza gıda…
 
Albümünüzün enstrümantal ağırlıklı olması dışında, “Shape Shifter” ve "Nomad" gibi şarkılarda farklı tarzlar içiçe geçiyor. Bir sanatçı olarak bu sizi nasıl özgürleştiren bir deneyim?
Gitar çalmaya başladığımdan beri bende her zaman bu vardı çünkü ne yapacağıma karışan yoktu. Ne yapabileceğim ya da yapmamam gerektiği konusunda kimsenin aklıma olumsuz bir düşünce sokmasına hiç izin vermedim.
 
Bugüne kadar onlarca yıl boyunca en iyi müzisyenlerle birlikte çalıştınız. Peki bugünlerde piyasaya giren yeni isimlerden gelecekte beraber çalışmak isteyebileceğiniz isimler var mı?  
Lady Gaga. Bakayım başka kimler… Bazı Afrikalı müzisyenler. Ah size ne söyleyeceğim; İran’dan , İstanbul’dan, Kudüs’ten ve Hindistan’dan müzisyenler var kendi tarzlarında Metallica ve Santana çalan. O gruplarla çalışmak istiyorum çünkü o tarzda şarkı söylemeyi ve müzik yapmayı öğrenmek istiyorum. Çok bilinmeyen ama benim için çok cazip gruplar. İran’dan ve Ortadoğu’dan bazı gruplar.
 
Şarkılarınızla nasıl her daim yeni dönemlere ayak uyduruyorsunuz?
Bana nasıl seçebilme gücüm olduğunu hatırlatan çok fazla kitap okuyorum. Aslında beynim, moleküllerim bana itaat ediyor, ben onlara değil.
 
Peki, tıpkı sizin gibi, müziğiyle dünyayı değiştirebilecek isimler kimler?
Sting, Stevie Wonder, Lady Gaga. Dondurmayı paylaştığınızda daha lezzetli olacağını iyi bilen birçok genç isim var bugünlerde…
 
Yeni plak şirketinizle bu albümden sonra sırada neler var?
En az 3 ya da 4 albüm daha hazırlıyor olacağız. Biri Santana yeni albüm. Bir de Cindy Blackman ile yapmak istiyorum çünkü kafamda çok fazla fikir var. Şükretmeye devam etmek ve mutlu olabilmek adına…
 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam