30/06/2011 | Yazar: Nihal Albayrak

2010’da ‘nitelikli cinsel saldırı’ya uğrayan Feminist Kadın Çevresi üyesinin üçüncü duruşması görüldü. Mahkemenin şart koştuğu Adli Tıp raporu için Kurum, 2012 Ocak ayına randevu verdi.

Cinsel Saldırı Davası Adli Tıp Raporu Şartıyla Süründürülüyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

 

 

2010’da “nitelikli cinsel saldırı”ya uğrayan Feminist Kadın Çevresi üyesinin üçüncü duruşması görüldü. Mahkemenin şart koştuğu Adli Tıp raporu için Kurum, 2012 Ocak ayına randevu verdi.
 
2010 Eylül’ünde Feminist Kadın Çevresi üyesi ve LGBT hareketi aktivisti bir kadın arkadaşımız Bahçelievler’de kuaförünün tecavüz girişimine maruz kalmış ve şikâyeti üzerine “nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs” suçundan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. 1 Şubat ve 7 Nisan’da gerçekleşen duruşmaların ardından 24 Haziran’da 3. duruşma görüldü.
 
24 Haziran Cuma günü gerçekleştirilen duruşma, Lambdaistanbul LGBTT Derneği adına Fırat Söyle’nin müdahillik talebinde bulunmasıyla başladı. Fakat mahkeme geçen duruşma müdahillik talebinde bulunun Amargi Kadın Kooperatifi’nin ve Lambda’nın müdahilliğini doğrudan kurumlara zarar veren bir durum olmadığı gerekçesi ile reddetti. Duruşma 2. duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verilen kuaför çalışanı M.K.’nin dinlenmesi ile devam etti. M.K. kendince kuaförde geçen o günü anlattı. Fakat, sorulan sorular karşısında tutarsız ifadelerde bulundu ve beyanının gerçek olmadığını kanıtlar pozisyona düştü.
 
Tanığın dinlenmesinden sonra Av. Eren Keskin iç hukukumuzda Adli Tıp Kurumu’na gitmek gibi bir zorunluluk olmadığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre bağımsız hekim raporunun yaşanan travmayı belgelemesi açısından yeterli olacağını belirtmesine rağmen, mahkeme davayı sonuçlandırmak için Adli Tıp Kurumunun raporunun beklenmesine karar verdi. Eren Keskin, gerekçelendirmesini yaparken “Bizim Adli Tıp Kurumu’na gitmek konusunda bir direncimiz yok fakat Adli Tıp Kurumu şu anda sırada bekleyen onca cinsel şiddet mağduru kadın yüzünden tıkanmış durumda. Randevu almak sonrasında raporun çıkmasını beklemek aylar sürüyor ve daha büyük mağduriyetler yaratılıyor. Böylesine işleyişinde sorunlar olan bir devlet kurumunda nasıl sağlıklı bir karar çıkarmasını bekleyebiliriz ki? Eğer ki bu dava bağımsız hekim raporunu kabul ederse diğer davalar içinde emsal yaratacak ve yanlış giden bir işleyişe müdahalede bulunulmuş olacaktır”
şeklinde bir açıklama da yapmıştı.
 
Duruşma sonucunda bir dahaki duruşma için ekim ayına gün verilirken Adli Tıp Kurumu’ndan 2012 Ocak ayına randevu alındı. Bu uygulama ile Devlet, eğer bir cinsel saldırıya maruz kaldın ve hakkını arıyorsan yaşadığın travmayı 2 yıl boyunca atlatmayacaksın ki mağdur olduğunu ispatlayabilesin, demiş oluyor. Aynı zamanda dava işleyişinde sanıktan hiçbir talepte bulunulmazken mağduru bir şeyleri ispatlamak zorunda bırakıyor.
 

 


Etiketler: kadın
nefret