20/01/2019 | Yazar: Kaos GL

Çocuklar İçin Daha İyi Bir Dünya Girişimi ve Ankara Gökkuşağı Aile Grubu’nun düzenlediği “Çocuk Edebiyatı ve Heteroseksizm” söyleşisinde ‘masallar nasıl olmalı’ sorusu tartışıldı.

Çocuk edebiyatında değerler mi, çocuğun yararı mı? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çocuklar İçin Daha İyi Bir Dünya Girişimi ve Ankara Gökkuşağı Aile Grubu’nun düzenlediği “Çocuk Edebiyatı ve Heteroseksizm” söyleşisinde ‘masallar nasıl olmalı’ sorusu tartışıldı.

Fotoğraflar: Umut Güven / Kaos GL

Çocuklar İçin Daha İyi Bir Dünya Girişimi ve Ankara Gökkuşağı Aile Grubu dün (19 Ocak) Ankara’da çocuk edebiyatını heteroseksizm bağlamında tartıştıran bir söyleşi düzenledi.

“Çocuk Edebiyatı ve Heteroseksizm” isimli söyleşide Hatice Kapusuz çocuk edebiyatından örneklerle toplumsal cinsiyet ve heteroseksizme dikkat çekti. Moderatörlüğünü Kaos GL’den Aslı Alpar’ın yaptığı etkinliğe, LGBTİ+ aktivistleri, sosyal hizmet uzmanları, anaokulu öğretmenleri ve çocuk gelişimi uzmanları ile alanda çalışan akademisyenler katıldı.

Şifacı kadından cadıya

“Çocuklara ne anlatıyoruz” sorusu ile başlayan etkinlikte Kapusuz, çocuk kitaplarında tarihsel gelişimi, bu süreçte çeşitli kavramların dönüşümünü, modern devlet ile farklılaşan masal kurgularını anlattı. Kapusuz, “Modern devletle birlikte masallardaki şifacı kadın figürleri cadıya, anne karakterler de acımasız üvey annelere dönüştü. Benzer şekilde hikâyelerdeki prensler kurtarıcıya, prensesler de kurtarılmayı bekleyenlere evrildi. Bu tarihsel süreçte toplumsal cinsiyet rejiminde kadına biçilen roller çocuklara masallar ile aktarıldı” dedi.

Değerler değil çocuğun ihtiyacı

Söyleşide çocuklara yönelik hazırlanan kitapların işlevleri de konuşuldu. Masalların ve çocuk hikâyelerinin üretildiği tarihin ürünü olduğu ve hikâyelerdeki sınıflı toplumun, toplumsal cinsiyet rejiminin, ikili cinsiyet sisteminin, heteroseksizmin ve türcülüğün izleri tartışıldı. Kapusuz, çocuk edebiyatında değerler serisinin çok yaygın olduğunu, bazı toplumsal değerlerin çocuklara bu yolla dikte edildiğini hatırlattı ve “Çocuk edebiyatında toplumsal yargılar değil çocuğun yararını göz etmek önemli” dedi.

Söyleşi grup tartışması ile sürdü. Katılımcılar çocukken okudukları ya da çocuklara okudukları kitapları toplumsal cinsiyet ve heteroseksizm bağlamında yorumladı. Çocuk kitaplarında karşılaşılan cinsiyet rollerinin nasıl hissettirdiğinin tartışıldığı bu bölümün ardından “Baby X” animasyonu izlendi ve üzerine konuşuldu.

Morris’le biten sohbet

Söyleşinin son bölümünde Christine Baldacchino’nun yazdığı, Güldünya Yayınevi’nin yayımladığı “Morris Micklewhite ve Turuncu Elbise” kitabı okundu. Elbise giymeyi seven bir oğlan çocuğunun karşılaştığı ayrımcılıkla mücadelesinin anlatıldığı çocuk kitabı katılımcılarla birlikte değerlendirildi.


Etiketler: kültür sanat
İstihdam