30/11/2018 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL Derneği’nin de katılımcısı olduğu 21. Sığınaklar ve Kadın Da(ya)nışma Merkezleri Ana Kurultayı sonuç bildirgesini yayımladı.

“Devlet yetkilileri cinsiyetçi dilden vazgeçmeli” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Derneği’nin de katılımcısı olduğu 21. Sığınaklar ve Kadın Da(ya)nışma Merkezleri Ana Kurultayı sonuç bildirgesini yayımladı.

21. Sığınaklar ve Kadın Da(ya)nışma Merkezleri Ana Kurultayı sonuç bildirgesini yayımladı. 3 - 5 Kasım’da Bodrum’da gerçekleşen, Kaos GL Derneği’nin de katıldığı “Kadına Yönelik Erkek Şiddeti Yeni Devlet Politikalarının Neresinde?” başlığı ile düzenlenen Kurultay’ın sonuç bildirgesinde kadın ve LGBTİ+ örgütlenmeleri yaşam alanlarını tehdit eden erkek şiddeti ile mücadelesini sürdüreceğini ilan etti.

Sonuç bildirgesinde, 6284 sayılı yasaya ilişkin birçok ihlal ve yanlış uygulama ile karşılaşıldığına dikkat çekiliyor. Bildirgede İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı olmasına rağmen kadına yönelik erkek şiddeti vakalarında kadınların erkeklerle uzlaşmaya sevk edilmesi, erkek şiddetinden kurtulmak üzere ilgili kurumlara başvuran kadınların cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimlerinin sorgulanması gibi yasaya aykırı uygulamalardan bahsediliyor.

Kurultayın sonuç bildirgesinde 27 kadın ve LGBTİ+ örgütünün ortaklaştığı talepler şöyle:

  1. Devlet yetkilileri, hükümet ve muhalefet sözcüleri kadın erkek eşitsizliğini ve erkek şiddetini yeniden üreten ve pekiştiren cinsiyetçi dilden vazgeçmeli.
  2. Kadınların şiddetle mücadele etmelerindeki en önemli araçlardan olan kadın da(ya)nışma merkezleri ve sığınaklar için hem bakanlık hem de yerel yönetimlerce ayrılan bütçe artırılmalı, şeffaf olarak yönetilmeli ve mevcut bütçe toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı hale getirilerek bütçenin planlama aşamasında bağımsız kadın örgütlerinden bu konuda görüş alınmalı.
  3. Kadına yönelik şiddet ve cinsel suçlara ilişkin verileri detaylı bir şekilde anonim olarak tutulup raporlanarak belirli aralıklarla kamuoyuyla paylaşılmalı ve bu bilgiler istatistiksel biçimde erişilebilir olmalı.
  4. Nafaka konusunda mevcut yasal düzenlemeler korunmalı ve kadınların nafaka konusunda karşılaştıkları sorunlar üzerine çalışmalar yapılmalı ve mağduriyetleri telafi edilmeli.
  5. Devlet, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirerek nafaka ile ilgili verileri detaylı bir şekilde anonim olarak tutup raporlayarak belirli aralıklarla kamuoyuyla paylaşmalı ve bu bilgiler istatistiksel biçimde erişilebilir olmalı.
  6. Devlet, İstanbul Sözleşmesi’ndeki sorumluluğu gereğince GREVIO raporunu ivedilikle aslına uygun olarak Türkçe’ye çevirmeli ve kamuoyu ile paylaşmalı.
  7. GREVIO raporunda yer alan tavsiyelerin hayata geçirilmesi için bağımsız kadın örgütlerinin de katılımıyla bir eylem planı hazırlanmalı, var olan eylem planı raporda yer alan tavsiyelere uygun şekilde revize edilmeli.
  8. Türkiye, GREVIO Komitesi için uygun bir adayı, kadın örgütlerinin tavsiyesine uygun olarak göstermeli.
  9. Psikolojik şiddet de dahil olmak üzere kadına yönelik şiddet barındıran iş hukuku davaları zorunlu arabuluculuk kapsamından çıkarılmalı.
  10. CMK 253. maddesinin değiştirilerek kadına yönelik şiddet içeren dosyaların uzlaştırma kapsamı dışında kalması için gerekli düzenleme yapılmalı.
  11. Mevcut uygulamalar ciddi hak ihlalleri içerdiği için uzlaştırmacılar ve arabuluculara kadına yönelik şiddet, kadın hakları, cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyet konularında düzenli eğitimler verilmeli, polis, imam, vaiz/vaize ve adliye personeli uzlaştırma görevlerinden çıkarılmalı.
  12. Kadınların şiddetten korunmaları ve kurtulmaları içi hayati bir önemi olan 6284 sayılı kanunun kamuoyunda bilinirliğinin artırılması için kamu spotları yayınlanmalı; kanuna ilişkin bilgiler eğitim müfredatına, hizmet içi ve meslek eğitimlerine alınmalı, kanunun Türkiye’de yaşayan göçmen/mülteci kadınlar da dahil tüm kadınlar için uygulanabilir olduğu ve bu kadınların Kanun’dan yararlanabilmesi için yasa uygulayıcıların ve bu destekleri verenlerin bilgi eksikliğini gidermek üzere çalışmalar yapılmalı.
  13. Baroların staj, adli yardım ve CMK eğitimlerinde 6284 sayılı kanun, İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve toplumsal cinsiyet konuları zorunlu olmalı, adli yargı personelinin gördükleri vaka sayısına kota konulmalı ve gerekli eğitim ve süpervizyonları almaları desteklenmeli.
  14. 6284 sayılı kanun kapsamında verilen tedbirlerin süresinin giderek kısalması sonrası koruma mekanizmalarının etkisini yitirmesi sebebiyle bu uygulamadan vazgeçilerek kadınlara ihtiyaçlarına uygun süre ile ve etkili koruma kararları verilmeli.
  15. Kamu personeli, sağlık, kolluk vb. gibi meslek gruplarından kişilere cinsel istismarın önlenmesine yönelik eğitimler verilmeli.
  16. Her il ve ilçede Çocuk İzleme Merkezi ve adli görüşme odaları kurulmalı, cinsel istismar ve ihmale maruz kalmış çocukların ifadeleri alınırken yasada geçen gerekliliklerin (ifadenin psikolog eşliğinde görüntü ve ses kaydı alınarak ve bir defada verilmesi) yerine getirilmesi için Adalet Bakanlığı ilgili hakim ve savcılara genelge göndermeli, bu konuda hazırlanan muayene raporlarının içerik ve yöntemi konusunda Türkiye Tabipler Odası’nın ilgili biriminden görüş alınmalı.
  17. Her da(ya)nışma merkezi ve sığınakta çocuk odaları açılmalı, her mahallede geçici çocuk evi kurulmalı.
  18. Farklı illerdeki ŞÖNİM’ler arasında fiziksel koşullar, çalışan nitelikleri ve çalışma pratiklerindeki ayrılıkları engellemek için bir standart getirilmeli, ŞÖNİM’lerin koşulları ve çalışmaları kadınların bilgilerinin gizliliğinin korunduğu ve kadından yana bakış açısı ile etkin hizmet verecek hale getirilmeli.
  19. ŞÖNİM ve belediyelerin da(ya)nışma merkezlerine ve sığınaklara yeterli bütçe ayrılmalı, kapatılan da(ya)nışma merkezleri ve sığınaklar yeniden açılmalı, ŞÖNİM, sığınak ve dayanışma merkezi olmayan il ve ilçelerde bu birimler açılmalı, mevcut birimlerin sayıları artırılmalı ve yereldeki kadın örgütlerinin bu alandaki çalışmaları desteklenmeli.
  20. Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında yönetmeliğe uygun olarak sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar gibi alanla ilişkili kadın meslek elemanları özellikle istihdam edilmeli, bu kişilerin yıpranma payları göz önünde bulundurularak personel ücretlerinde düzenleme yapılmalı.
  21. ŞÖNİM’ler ve belediyelerin danışma merkezleri ve sığınaklarında tercüman bulundurulmalı, kadınların ana dillerinde destek alması sağlanmalı. İstanbul Sözleşmesi’ne uygun olarak kadınların göçmen/mülteci olmasına bakılmaksızın aynı hizmetten yararlanması sağlanmalı ve yapılan çalışma göçmen/mülteci kadınların özel ihtiyaçlarına uygun hale getirilmeli.
  22. Barınma ihtiyacı olan yoksulluğa düşen ya da kalacak bir yere ihtiyacı olan kadınların barınma ihtiyaçları için sığınak dışı çözümler geliştirilmeli.
  23. Sığınağa giden kadınlarla iletişime geçmek isteyen koca ya da (doğrudan şiddet uygulamamış olsa da) diğer aile üyelerinin görüşme talepleri/dilekçelerinin kadınlara iletilmesinin kadınlar için bir arabuluculuk, vazgeçirme ve psikolojik şiddet pratiği olabileceği göz önünde bulundurularak, kadınların kendileri isterlerse bu kişilerle zaten iletişime geçebileceklerinden hareketle bu “iletişim talebi iletme” uygulamasından vazgeçilmeli.
  24. Her mahallede, yeni doğanlar için de dahil olmak üzere, çalışma saatleri ile uyumlu, ücretsiz ve erişilebilir kreşler açılmalı.
  25. Şiddet alanında çalışma yürüten tüm çalışanlar için süpervizyon desteği zorunlu hale getirilmeli ve bu destekler için ayrıca bütçe ayrılmalı, kurumlardaki meslek elemanları düzenli olarak eğitimlerine devam etmeli, personel değişikliklerinde de yeni personel öncelikle toplumsal cinsiyet eğitimine tabi tutulmalı.
  26. Şiddet çalışması yapan kişilerin danışan sayısı için dünya standartları baz alınmalı, başvurunun yoğun olduğu yerlerde çalışmanın verimli ilerleyebilmesi için çalışma yürüten personelin danışan sayısı değil, personel sayısı artırılmalı.
  27. Belediyelerde kadına yönelik şiddetle mücadele stratejik planının yazılması, izlenmesi için ayrı birimler ve şiddetin önlenmesine yönelik bir danışma kurulu oluşturulmalı, bu birimlerde bağımsız kadın örgütlerinden temsilciler olmalı, yerel yönetimlere bağlı kent konseylerinde kadın örgütlerinin temsilcileri doğal üye sayılmalı.
  28. Kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadelede yıllık bazda yerel eylem planı yapılmalı, yerel yönetimler tüm çalışma, uygulama ve hizmetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı dil kullanmamalı, belediye çalışanlarında şiddet uygulayan varsa diğer iyi örneklerde olduğu gibi şiddet uygulayıcıya belediye üzerinden yaptırım uygulanmalı.
  29. Alo şiddet hattı yerel yönetimlerde 7/24 uygulanmalı ve tüm mahallelere acil durum butonu konulmalı.
  30. Sığınaktan ayrılan kadınlara verilen süreli sosyal ekonomik destekler kadının çocuğu olup olmadığına bakılmaksızın sağlanmalı ve şiddet sonrası kadınların güçlenebilmelerine dair sosyal politikaların gerektirdiği bütçe ayrılmalı.
  31. Kreş ve Gündüz Bakımevleri Yönetmeliğinde yer almasına rağmen ücretsiz kreş hakkına erişimin güçlüğünden hareketle kreşlerin sayıları arttırılmalı, özel kreşlere ayrılan kontenjanların kullanımının takibi yapılmalı.
  32. Sığınaklarda yetersiz personel sebebiyle çocuk-ergen çalışmasının nitelikli şekilde yürütülmediği göz önünde bulundurularak 12 yaş üstü oğlan çocuklarıyla birlikte sığınağa başvuran kadınlar için 6284 ve ”Kadın Konukevleri Yönetmeliğinde” yer alan kadının can güvenliği riski aranmaksızın ayrı bir ev sağlanarak destek çalışmasının yürütülmesini kapsayan madde işletilmeli.
  33. İlk Adım Merkezlerinin sayısı ve buralarda çalışan personel sayısı artırılmalı, bu merkezlerdeki çalışma kadınların ve çocukların akut ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde yapılandırılmalı.
  34. 6284 sayılı yasa göçmen/mülteci kadınlar da dahil olmak üzere Türkiye’de bulunan tüm kadınlar için uygulanabilir olduğundan; göçmen/mülteci kadınlardan, destek alabilmeleri için darp raporu vb. resmi evraklar talep edilerek yasanın uygulanmasında ayrımcılık yaratılmamalı.
  35. Gizlilik kararlarının kadınların eğitim, sağlık ve kamu hizmetlerine erişimde engel çıkarmayacak şekilde uygulanabilmesi gerekli altyapı oluşturulmalı ve kadının bütün kurumlardan gizlilik kararı kapsamında hizmet alımı kolaylaştırılmalı.
  36. Sığınakta kalan kadınların güvenliğini sağlamak gerekçesiyle koyulan sınır ve kuralları içeren mevzuat, kadınların güçlenmesini destekleyen ve insan haklarına aykırı uygulamaları içermeyecek şekilde düzenlenmeli.
  37. Belediyelerde eşitlik birimi ve kadın müdürlükleri açılmalı, sığınaklar ve dayanışma merkezleri eşitlik birimi veya kadın müdürlüklerine bağlı birimler olmalı.

21. Sığınaklar ve Kadın Da(ya)nışma Merkezleri Ana Kurultayı sonuç bildirgesine buradan ulaşabilirsiniz.


Etiketler: kadın
İstihdam