27/09/2010 | Yazar: KAOS GL

Gazeteci-Yazar Ahmet Tulgar’ın ‘Diller, Ç

Diller Çehreler ve Barış Yazıları Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı Gazeteci-Yazar Ahmet Tulgar’ın ‘Diller, Çehreler, Barış’ kitabı, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümüne ilişkin çok sayıda yazıyı içeriyor.





Gazeteci-Yazar Ahmet Tulgar’ın yeni kitabı, ‘Diller, Çehreler, Barış’ Everest Yayınları’ndan çıktı. Kitapta, yazarın çeşitli gazetelerde yayınlanmış başta Kürt sorunun barışçıl çözümüne ilişkin konulu yazıları olmak üzere, çok sayıda köşe yazısı yer alıyor. Kitabını, „Ensesi güzel kardeşim“ diye hitap ettiği Orhan Doğan’a ithaf eden yazar, silahların susması yönündeki çağrısını da yineledi. Gazeteci-Yazar Ahmet Tulgar’ın 2009’da yayınlanan „Birbirimize“ isimli öykü kitabının ardından, Türkiye’nin sorunlarını gündelik politikanın gelip geçiciliğiyle değil, geniş bir bilgi birikiminin, aydınlık bakışıyla anlattığı yeni kitabı, ‘Diller Çehreler Barış’ raflardaki yerini aldı. Everest Yayınları’ndan çıkan kitapta, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümüne ilişkin yazarın önerileri ve Kürt dili üzerindeki baskıların sonra erdirilmesine ilişkin çok sayıda köşe yazısı yer alıyor. Yazar, kitabını, „Ensesi güzel kardeşim“ diye hitap ettiği, 2007’de Bazîd’de festivalde kalp krizi geçirerek, hayatını kaybeden eski DEP milletvekili Kürt siyasetçi Orhan Doğan’a ithaf ediyor. 

Meclis kapısında bir onur duruşu 
Doğan’ın halkının kollarına düşüşünü ve ‘’özür dilerim barışı getiremedim’’ dediği veda konuşmasını unutamadığını anlatan Tulgar, „Unutamıyorum onu. Halkının kollarına düşüşünü. Yaptığı veda konuşmasını. Barışı getiremedik, özür dilerim halkım derken o veda son konuşmasını. Ben de bu ülkede barışı isteyen herkes gibi, onu unutamıyorum ve özlemle anıyorum“ diye konuştu. Tulgar, yeni kitabında, Kürt siyasetçi Doğan’a neden „Ensesi güzel kardeşim“ diye seslendiğini de aynı başlıklı yazısında anlatıyor. Yazar Tulgar, „O’nun Meclis’ten alınıp götürülürken, O’nun başını dik tutmasına rağmen, onu götürenlerin ensesinden O’nu bastırmaya çalışmasını, unutamıyorum. Bu nedenle O’nun ensesi bana güzel gelir. Dik durmak, her şeye rağmen mücadele etmenin bir simgesidir. Bu nedenle, ben O’na, ‘Ensesi güzel kardeşim’ diyorum“ diye seslendiğini söyledi. 

Medya Kürt sorununu gözden uzak tutuyor 
Yazarın, Kürt sorunun çözümüne ilişkin önerileri ve silahların susması yönündeki çağrısı da kitapta yer alıyor. Kitabına ilişkin Kürt sorununa ilişkin hassasiyetini sorduğumuz Tulgar, „Vicdani olarak, ahlaki olarak, siyasi olarak bu mesele benim ilgi alanımda. Bir insan yaşadığı yerde adaletsizlik varsa ses çıkarmalı, ses çıkarmak zorunda. Acıları, yaşananları, çekilenleri, unutarak yaşamak bana biraz hayatın hakkını vermemek gibi geliyor. Hayatın hakkını vermek için de bu hassasiyet gerekiyor. Bölgeye gazeteci olarak gidip geldikçe, daha yakın temas ettik. Medyada, büyük gazetelerde çalışırken, bu sorunun gözden uzak tutulması için ya da kışkırtma amaçlı çok şey yapıldığını gördüm. İnsan hayatının para karşılığında değersiz olduğunu gördüm. Gençler ölüyor, toplum olarak hastalanıyoruz, hiç birimiz güvende değiliz“ diye cevap verdi. 

‘Rehabilite olmuş bir toplum hayal ediyorum’ 
"Türkiye halkları için nasıl bir ülke hayal ediyorsunuz?" sorusuna ise Tulgar, „Çok kültürlü, çok dilli bir ülke hayal ediyorum. Bütün bu toplulukların birbirileri ile yoğun iletişimde olduğu, bütün kültürel tarihsel potansiyelin önünün açıldığı, tekrar barışmış, yüzleşmiş, acıların adını koymuş, yapılan adaletsizliklerin adını koymuş, bunlardan pişman olmuş, iyileşmiş, rehabilite olmuş, bir toplum hayal ediyorum. Şu anda, gerçeklere sırtını dönmüş, gözünü yummuş bir toplum var. Sevgi, barış neredeyse, şiddet karşısında önemsiz, değersiz unutulmuş addedilmiş. Toplum sorunlarına sahip çıkmıyor. Çünkü toplumun sorunlarına sahip çıkabilmesi için önce kendi kendisine karşı dürüst olması lazım“ diye yanıtlıyor. 

‘Okul Boykotu’na destek veriyorum’ 
Kitabında Kürt dili üzerine yazdığı yazılara da yer veren Tulgar, Kürtçe üzerindeki baskıların da bir an önce ortadan kaldırılmasını istedi. „Ben dilleri aynı zamanda çehre olarak algılıyorum. Almanca bir yazı gördüğümde direk olarak Alman toplumunun, görüntüsü çehreleri de gözümün önüne geliyor. Diller bu kadar özdeşleşmiş yüzlerle. Düşündüm neden Kürtçe’nin konuşulmasına izin veriliyor da yazılı Kürtçe’ye neden bu kadar yasak var. Mesela, Newroz’da neden w kullanılmıyor çünkü pankarta görünce siz Kürt toplumunun gerçekliğini hatırlıyorsunuz. Kürtçe üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır. Bu yüzden ‘Okul Boykotu’na destek veriyorum“ diyor. 




Etiketler: insan hakları
nefret