13/11/2010 | Yazar: Bulut Öncü

Diyanet’teki görev değişiminde, “kimseyi ayırt etmeme ve bütün sivil gruplara eşit mesafede durma” sözü dikkat çekti.

Diyanet’in İşleri Kimin İşleri? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Diyanet’teki görev değişiminde, “kimseyi ayırt etmeme ve bütün sivil gruplara eşit mesafede durma” sözü dikkat çekti. Peki “Diyanet eğer ayrımcılık karşıtı bir tutum izleyecek ise eşcinselleri de” düşünebilecek mi?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu
, Diyanet İşleri Başkanlığı görevini Prof. Dr. Mehmet Görmez’e devretti.

11 Kasım’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nda gerçekleşen törende konuşan Bardakoğlu; toplumu bütünüyle kucaklamada önemli bir dönüşüm yaşandığını belirterek, “İnancı, mezhebi, giyimi ne olursa olsun bir ferdi dahi kaybetmek istemiyoruz. Gönülden geçen Diyanet’in herkesin Diyanet’i olması gerektiğidir” dedi.

Görevini yeni başkan Mehmet Görmez’e devreden Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu veda konuşmasında, “Kimseyi ayırt etmeden, sevgiye ve doğru bilgiye dayalı olarak insanımıza kuşatıcı din hizmeti sunmayı, toplumsal hayatımızda ahlaki değerlerin yüceltilmesini, ülkede birlik ve beraberliğimizin, kardeşlik ve dayanışma duygularımızın pekişmesini gaye edindim. Bunları yaparken de gerek toplumun ve ülkenin ortak duyarlılıklarını, gerekse çağdaş dünyanın ortak sorun ve değerlerini hiç göz ardı etmedim” dedi. Bardakoğlu, Başkanlığın, vatandaşlar arasında hiçbir mezhep, meşrep, bölge, görüş ve düşünüş farklılığı gözetmeksizin, siyaset üstü kalmanın ve bütün siyasi görüş ve düşünüşlere, sivil gruplara ve oluşumlara eşit mesafede durmanın avantaj ve risklerini birlikte üstlendiğini de belirtti.
 
Kaos GL Muhabiri olarak “Kimseyi ayırt etmeme ve bütün sivil gruplara eşit mesafede durma” konusunu bu alanda çalışan uzmanlara ve Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan hizmet alanlara sordum.
 
“İnsanların Özel Hayatları ile İlgili Soruşturma Yapmıyoruz”

Konu ile ilgili kaosgl.org’a açıklama yapan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Çelebi, Ali Bardakoğlu’nun kendi fakültelerinin hocası olduğunu ve kendisini yakından tanıdığını belirterek, “Ali Bey, tutumu ve ilişkileri ile tasvip ettiğimiz bir kişiydi. Mehmet Bey de yıllarca kendisi ile çalıştı. Mehmet Bey’in de aynı yolu izleyeceğini düşünüyorum” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eşcinsellere yönelik tutumu hakkında da görüş belirten Çelebi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın herkese eşit yaklaştığını, hizmet almak isteyen kişiler arasında cinsiyet farkı gözetmediğini de belirtti. “Eşcinsel imam olur mu?” konusunun tartışmalı bir konu olduğunu vurgulayan Çelebi, “Bir imamın halkla bütünleşmesi için belli bir ahlaki yapıya bürünmesi gerekiyor. İmam olmak, doğuştan değil, sonradan öğrenilen bir iş. Nasıl ki üniversitede öğretim üyesi olmanın belli şartları varsa, imam olmanın da çeşitli koşulları var. Ama biz, özel olarak insanların özel hayatları ile ilgili ayrı bir soruşturma yapmıyoruz. Sadece sınavları geçip geçmediklerini, mesleki yeterliliklerini inceliyoruz.” dedi.
 
"Başkanlık Eşcinselleri de Düşünmelidir”

Konu ile ilgili görüştüğümüz Başkent Kadın Platformu Yönetim Kurulu Üyesi İlahiyatçı yazar Hidayet Tuksal ise, daha önce Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde eşcinsellik konulu bir toplantının yapıldığını belirterek, “Bu toplantıya tıpçılar ve Diyanet’in kendi uzmanları katıldı. Toplantıya davetli olmadığım için herhangi bir kararın verilip verilmediğini ben de bilmiyorum. Bu toplantının sonuçları kamuoyu ile paylaşılmadı. Diyanet eğer ayrımcılık karşıtı bir tutum izleyecek ise eşcinselleri de düşünmelidir” dedi. 
 
“Hocanın Eşcinsellik ile İlgili Hiçbir Bilgisi Yoktu”
 
Daha önce Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alo Fetva Hattı’nı kullanarak hizmet alan H.S. ise ilk aradığında yaklaşımlarının iyi olduğunu ve kendisini davet ettiklerini belirterek, “Karşılama da gayet iyiydi. Bir hocadan randevu almışlardı. Ama hocanın eşcinsellik ile ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Erkek bedenine sahip birinin kadınsı duygular da yaşayabileceğinden habersizdi. Bunlardan haberi olmayan birinin görüşlerini dikkate almadım” dedi.
 
“Diyanet ‘Sessizliğini’ Koruyor”
 
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 12-16 Ekim 2009 tarihleri arasında Ankara’da toplanan 4. Şura Toplantısı’nın 19. Karar Maddesi şu şekildeydi: “Kamuoyunda tedirginlik meydana getirecek bir şekilde yayılma istidadı gösteren cinsel davranış bozuklukları karşısında İslam’ın bilinen tavır ve cevabı bütün açıklığı ile belirtilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, insan doğasına aykırı, Müslüman tabiatının hiçbir şekilde kabul edilemez bulduğu her türden cinsel davranış bozukluğu karşısında, toplumun yeterli düzeyde bilgilendirilmesine öncülük etmeli, kişiler hedef gösterilmeden ve rencide edilmeden, sorunların sağlıklı bir şekilde giderilmesi konusundaki girişimlere destek verilmelidir.”

Diyanet İşleri Başkanlığı, 2005 yılı içersinde, özellikle Alo Fetva hattına gelen başvuruların artmasının üzerine konuyla ilgili olarak 35 kişiden oluşan bir uzmanlar heyeti oluşturduğunu ve bir fetva açıklayacağını duyurmuştu. Yapılan açıklamada bu konudaki bilimsel makalelerin derleneceği, doktor, psikolog ve sosyologlardan görüş alınacağı, özellikle AB ülkelerinin mevzuatı ve eşcinsellere yaklaşımı masaya yatırılarak, bazı Batı ülkelerinde eşcinselliğin hastalık olmaktan çıkarılmasının da dikkate alınarak ayet, hadis ve sünnetler esas alınarak bir fetva yayınlanacağı duyurulmuştu. Ancak geçen zamana rağmen konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı sessizliğini Şura kararlarına kadar korudu. (kaosgl.org, 6 Kasım 2009)
 
Kaos GL Derneği’nden Umut Güner, 2008 yılında bilgi edinme hakkını kullanarak Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan kişisel olarak edindiğini bilgiye göre Diyanetin, iki sene içinde 3309 kişiye eşcinselliğin günah olduğu cevabı verdiğini belirtti.
 
“Eşcinsellik İslam’da Caizdir”
 
27 Mart 2008 tarihinde Endonezya’nın başkenti Cakarta’da düzenlenen Endonezya Dinler ve Barış Konferansı’ndan “Eşcinsellik İslam’da caizdir” fetvası çıkmıştı. Prof. Dr. Beyza Bilgin de “Nisa Suresi’nde kadın kadına ve erkek erkeğe her türlü fuhuş kötüleniyor ve cezalandırılıyor. Asıl olan, insanın insana onurunu koruyacak şekilde davranmasıdır. İnancın heteroseksüeli, eşcinseli olmaz” demişti. 
 

Etiketler: yaşam, din/inanç
nefret