17/04/2014 | Yazar: Yıldız Tar

Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri Aliye Dülger ile şubelerinde kurdukları LGBT Komisyonu’nu, komisyon çalışmalarını, sendikaların ve eğitim sisteminin heteroseksizmini konuştuk.

Eğitim-Sen’de Gökkuşağı Devrimi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri Aliye Dülger ile şubelerinde kurdukları LGBT Komisyonu’nu, komisyon çalışmalarını, sendikaların ve eğitim sisteminin heteroseksizmini konuştuk.
 
Eğitim-Sen İstanbul 3 Nolu Şube’de LGBT Komisyonu’nu kurdunuz. Bildiğim kadarıyla Türkiye sendikal hareketinde bu bir ilk. Nasıl karar verdiniz bu komisyonu kurmaya? Kuruluş sürecinde neler yaşadınız?
Daha öncesinde şubemizde kadın komisyonu bünyesinde LGBT çalışmaları yapmıştık (kadın komisyonu çağrısıyla yapılan etkinlikler olması sebebiyle karmadan katılım nispeten az olmuştu). 25 Eylül 2013’teki kadın komisyonu toplantısında bu çalışmaların bağımsız bir komisyon tarafından yürütülmesinin daha sağlıklı olacağı, bu etkinliklere katılımın artacağı konusunda hemfikir olduk. Şube Yürütme Kurulu’na şubede bağımsız bir LGBT komisyonu kurma önerisiyle gitme kararı aldık ve temsilen 3 kişinin adını yazdık. 30 Eylül tarihinde yapılan Yürütme kurulu toplantısında Şube Kadın Sekreteri olarak gerekçeleriyle önerimizi ilettim, öneri tüm üyeler tarafından kabul gördü ve resmi olarak komisyon kurulmuş oldu.
 
Sendika genelinde nasıl karşılandı komisyonunuz? Ne gibi tepkiler aldınız?
Açıkçası tepkileri tüm üyelerden birebir görme şansımız pek olmadı. Komisyonun kurulduğunu, iletişim bilgilerini (komisyon adına facebook sayfası, twitter hesabı ve mail adresi oluşturuldu) telefon mesajı ve mailler üzerinden duyurduk. Facebook sayfamızdan kısmen tepkiler aldık, olumsuz bir tepki olmadı. Yine komisyonun kurulduğuna dair okullara asılmak üzere bir afiş hazırladık. Bastırılan sayı üzerinden hesapladığımızda 60-65 okula bu afişlerin asıldığını söyleyebiliriz.
 
Diğer birçok alanda olduğu gibi sendikalar da ziyadesiyle erkek egemen ve heteroseksist yerler. Komisyon olarak Eğitim-Sen’in heteroseksizmini kırmak için neler yaptınız ve yapmayı planlıyorsunuz?
Yaptığımız ilk toplantılar komisyonun neler yapabileceği, çalışma alanı ve yöntemi hakkında oldu aslında. Her ne kadar birçok noktada daha ileri gibi dursa da sendikamızın bu konuda özellikle yerellerde dediğiniz gibi erkek egemen, heteroseksist, tutucu ve buna karşı dirençli olduğunu görmezden gelemeyiz (Ki kadın çalışmaları konusunda bile hala birçok sorunla karşılaşabilmekteyiz). Biz de öncelikli amacımızın ilk olarak komisyona özellikle LGBT üyelerimizin katılımını arttırmak ve daha otonom bir işleyişe sahip olmasını sağlamak ve yapılacak çalışmalar konusunda öncelikle sendikada alan açmak olacağını düşündük. Sendikanın bu yapısından dolayı LGBT üyelerimizin çekincelerini de düşünerek bazı toplantılarımızı sendika dışında yapma kararı aldık.
 
İkinci aşamada LGBT üyelerimizin çalışma hayatında yaşadıkları sorunlarla ilgili çalışma yapmamız gerektiğini düşündük. Okul idareleri ve meslektaşları tarafından ayrımcılığa ve baskıya maruz kalan, ötekileştirilen arkadaşlarımız olduğunu bilmekteyiz. Bu noktada öğretmenlerin daha iyi bilgilendirilmesi için kavramları içeren yine okullara dağıtılacak bir broşür hazırladık. Bu konuda öğretmenler yeterli bilgi ve bilince sahip olursa LGBT eğitim çalışanlarının yaşadığı sıkıntıların bir nebze önüne geçebileceğimizi umuyoruz. Bu konuda farklı eğitim çalışmaları yapmayı da önümüze koyduk.
 
“Her şeyin başı eğitim” diye klişe bir tabir vardır ya, ben de buradan hareketle sorayım. Eğitim sistemimizi heteroseksizm bağlamında nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıkçası bu konuda söylenebilecek çok da bir şey yok. Eğitim sistemimiz, eğitim programlarımız, ders kitaplarımız oldukça milliyetçi, ırkçı, ayrımcı, muhafazakar, cinsiyetçi ve tabiki heteroseksist. Eğitim sistemimizi her türlü ayrımcılık açısından değerlendirdiğimizde hiç iç açıcı bir tablo karşımıza çıkmıyor.
 
Komisyonunuz bu heteroseksist eğitim sisteminin değiştirilip, dönüştürülmesi bağlamında neler yapmayı düşünüyor? Neler yaptınız şimdiye kadar?
Eğitim sistemini dönüştürmek için öncelikle öğretmenleri dönüştürmek gerektiğine inanıyoruz ve bunu amaçlıyoruz. Henüz yolun başında olduğumuzu söyleyebiliriz. Komisyon toplantıları tahmin edeceğiniz gibi yığınlarla yapılmıyor ama her seferinde farklı insanlar katılıyor aramıza. Önce de söylediğim gibi öncelikle LGBTlerin çalışmalara katılımını arttırmak istiyoruz ki daha sağlıklı bir işleyiş olsun; bunun için de komisyonun devamlılığı konusunda biraz daha güven oluşmalı sanırım. Her duyurumuzda toplantıların yeni katılımlara açık olduğunu belirtiyoruz ve çok ileriye dönük planlamalar yapmıyoruz. Sadece bir sonraki adımımızı kararlaştırıyoruz her toplantıda. İlk 3-4 toplantımız komisyonun çerçevesi, amaçları ve yöntemiyle ilgiliydi. Broşürün içeriğiyle ilgi de uzun tartışmalar yürüttük. Şu ana kadar ne yaptık:18 Aralık’ta bir çok yeni arkadaşın katılımıyla ‘Prayers For Bobby’ filmini izledik. Filmle ilgili kısaca konuştuktan sonra ne yapabileceğimizle ilgili bir süre konuştuk. Ve o konuşmadan ‘19 Aralık’ta yapılacak grev mitinginde bayrak ve dövizlerimizle gidebilir miyiz?’  fikri çıktı, bir arkadaşın bunun üzerine ‘ Sorun olmasın, tepki gösterirlerse?’ demesi bu konuda LGBT arkadaşlarımızın algısını, çekincelerini ve güvensizliğini çok net görmemizi sağladı. Tam da bunun üzerine bunu yapmamız gerektiğine ve bu şekilde bu algıyı kırabileceğimize karar verdik ve hemen sloganlarımızı belirledik ve ertesi gün Türkçe-Kürtçe dövizlerimizi ve LGBT bayrağını açarak kortejin önünde yürüdük. Tabi ki öncelikli tepki şaşkınlık oldu. Dövizleri taşımak isteyen farklı arkadaşlar da çıktı, dönüşümlü olarak taşıdık. Birebir olumsuz bir tepki almadık ama erkek arkadaşlardan dövizleri taşımasını istediğimizde olumlu karşılamadılar, özellikle erkeklerin bizimle aynı karede olmak istemediğini tavırlardan, bakışlardan hissettik. Bu noktada iyi bir adım attığımızı düşünüyoruz ve okullardaki tüm eğitim emekçilerine ulaşarak homofobi ve transfobinin aşılmasını sağlayabilmeyi umuyoruz.
 
‘Çalışma Hayatında LGBT Olmak ve Sosyal Haklar’ la ilgili bir etkinlik planladık ama ne yazık ki takvim sebebiyle gerçekleştiremedik. Şubat ayı içerisinde Eğitim Sen İstanbul 6 no’ lu şubeyle ortaklaşa  ‘Benim Çocuğum’  belgeseli gösterimi, ardından yönetmen ve LİSTAG’ lı  ailelerin katılımıyla bir söyleşi planladık. (Gösterim sinemada yapılacak, şubat ayı programlarını netleştirmedikleri için tarih belirlenemedi.)
 
Bu arada şunu da belirtmek isterim; İstanbul şubelerinde ve diğer illerde de LGBT komisyonlara kurulmaya başladı.
 
Eğitim sistemindeki heteroseksizm ve sendika içerisindeki yerleşik homofobik ve transfobik kültürle mücadele mücadelenin birer ayakları. Ancak sendikal mücadelenin bir diğer ayağı da LGBT eğitim emekçilerinin sorunları. Bu konuya ilişkin neler yapmayı planlıyorsunuz?
Son toplantımız bunun üzerineydi diyebiliriz. Biliyosunuzdur Mart ayı itibariyle sendikamızın genel kurulları yapılacak. Şube genel kurullarında merkezi genel kurullarda görüşülmesi ve tüzükte değişiklikler yapılmasına dair önergeler hazırladık. Önergelerimizi kısaca özetlersek:
 
-Öncelikle tüzüğümüzün 2. maddesine ‘İnsan hakları ve temel özgürlüklerin bütünlüğü içinde, din, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce farkı gözetmeksizin bütün üyelerinin ekonomik, demokratik, akademik, sosyal, kültürel, hukuksal, siyasal, mesleki özlük hak ve çıkarlarını koruyup geliştirmeyi, üyelerine insanca bir yaşam düzeyi sağlamayı savunur.’  Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gözetmeksizin ifadesinin konulmasını,
 
-Merkezi olarak LGBT komisyonu kurulmasını (Ki böylelikle resmi olarak şubelerde kurulmasının da yolu açılacaktır.) ve bunun tüzükle güvence altına alınmasını,
 
-Merkez LGBT komisyonunun LGBT hakları konusunda merkezi eğitimler ve etkinlikler düzenlemesini,
 
-Sendikamızın LGBT üyelerimizin haklarıyla ilgili hukuki olarak mücadele etmesini (Cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimi sebebiyle ayrımcılığa uğrayan üyelerimizin haklarının korunması için hukuki destek sağlanması; devlet memurların cinsel yönelimini açıklamasının genel ahlaka uymadığı için disiplin suçu sayılması hükmünün kaldırılması; cinsiyet değişimi ameliyatı geçirecek devlet memurunun tüm sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılanması gibi)
 
-Örgütün disiplin yönetmeliğine cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği sebebiyle yapılan her türlü ayrımcılık, taciz vs nefret suçu olarak tanımlanmasını ve yaptırım uygulanmasını talep edeceğiz.
 
İletişim:
Mail/ egitimsenist3lgbt@gmail.com
facebook.com/ Eğitim Sen Istanbul 3 No’lu Şube Lgbt Komisyonu
twitter.com/egitimsenist3lgbt
 
*Bu söyleşi ilk olarak Kaos GL dergisinin “Queer Pedagoji” başlıklı 135. sayısında yayınlandı. 

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam