07/07/2016 | Yazar: Gözde Demirbilek

Etkinliklerimizi ve dayanışmayla birlikte atlatmaya çalıştığımız bu yılı konuşmak üzere Kaos Kültür Merkezi etkinlik koordinatörümüz Melahat'ın evine konuk olduk:

Emekle, aşkla, dayanışmayla: Kaos Kültür Merkezi! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Etkinliklerimizi ve dayanışmayla birlikte atlatmaya çalıştığımız bu yılı konuşmak üzere Kaos Kültür Merkezi etkinlik koordinatörümüz Melahat'ı evine konuk olduk:

Bu ay öğrenci kahvaltısı ne zaman olacak? Kadın Kadına Öykü Yarışması’na son katılım tarihi ne? Melahat, etkinlik ücretsiz mi? Yanımızda bir şey getirmemiz gerekiyor mu? Yoga etkinliği yeniden olacak mı? Sinema terapi etkinliği nerede düzenlenecek? Ben dershaneden geleceğim, yarım saat geciksem bir sorun olur mu? Ya, kilden takı atölyesi mi yapsak? Etkinlik gündemden dolayı iptal edilecek mi? 90’lar partisi mi yapsak, çok sıkıldık!

Kaos Kültür Merkezi etkinlik koordinatörümüz Melahat ile KKM etkinlikleri üzerine keyifli bir söyleşi yaptık. Çay vardı içerseniz, Melahat vardı severseniz; ben çayı da içtim Melahat’i de sevdim! :) Uzatmadan, buyruuun, keyifli okumalar: 

Sevgili Melahat, Kaos Kültür Merkezi bu yıl gündeme ve gündemin getirdiği sivil toplumdaki ıssızlaşmaya rağmen bir dizi etkinlik düzenledi ve yürüttü. Kaos Kültür Merkezi Koordinatörü olarak, dayanışmayı vurgulayan ve birbirimize sarılmak gerektiğini hatırlatan etkinlikleri düzenlemek için verdiğin emeğe teşekkürler öncelikle. İlk sorum şu olacak: Bir etkinliği düzenleme süreci nasıl ilerliyor? Neye göre o ay o etkinliğin yapılmasına karar veriliyor?

Öncelikle güzel cümlelerin için teşekkür ederim. Biz Kaos Kültür Merkezi’nde şöyle bir süreç izliyoruz: Her yaz bir sonraki yılın Kaos Kültür Merkezi etkinliklerini planlıyoruz. Bu taslak bir program oluyor, yeni etkinlikler ihtiyaca göre belirleniyor. Planı yaparken kapsayıcı olma, LGBTİ+ hakları konusunda farkındalığı arttırma, sosyalleşme gibi amaçların yanı sıra bu etkinlikleri farklı mekânlarda da yaparak da nefes alacağımız alanları genişletmeye özen gösteriyoruz. Bazı etkinliklerimiz zaten sürekliliği olan etkinlikler. Misal; öğrenci kahvaltıları, ruh sağlığı atölyeleri, film gösterimleri her ay yapılan ve güncel tutulan etkinlik. Ama sürekliliği olmayan sosyal etkinliklerimiz oluyor. Bu sene LGBT Takı Atölyesi yaptık, sevgililer gününe tekabül etmesine rağmen inanılmaz kalabalık ve eğlenceliydi. Takı atölyesi gibi senede 1 ya da 2 kez yapma fırsatı bulduğumuz etkinlikleri genelde gönüllülerimizin önerisiyle yapıyoruz. Bir gün bir gönüllü geliyor “Ben kilden takı yapıyorum, birlikte etkinlik düzenleyebiliriz” diyor ya da “Ben kilden takı yapan arkadaşlar tanıyorum, birlikte iletişime geçip bir atölye düzenleyelim mi?” diyor. Ya atölye eğitmenliğini ya da düzenleme sürecini gönüllülerimizle paylaşarak düzenliyoruz sürekli olmayan etkinliklerimizi.

O takı atölyesine ben de katılmıştım, inanılmaz güzel bir enerji vardı gerçekten. Hatta takı atölyesi bence bizim “sürpriz” etkinliklerimizden biriydi. Sevgililer Günü sebebiyle katılım az olur diye beklerken katılımcılar yer olmadığı için ayakta ve koridorda yapmaya devam etmişlerdi. Bazen de kötü sürprizler olmuyor değil, buna kesin katılım çok olur dediğimiz etkinlikler beklediğimiz gibi gitmeyebiliyor. Sence neden oluyor?

Bazı etkinliklerin özel olarak takipçisi ve katılımcıları olabiliyor sadece ilgili olduğu etkinliğe katılabiliyor, bazen hiç tanımadığımız katılımcılar katılabiliyor. Katılımı önceden kestirmek zor ama bizim içinde katılımcı sayısından ibaret olmuyor etkinliği yapmanın önemi tabii ki. Pek çok kurum ve grupla birlikte çalışıyor olmak, pek çok farklı mekânda farklı etkinlikler yapabiliyor, birçok insanla temas ediyor birlikte yeni şeyler üretebiliyor, yol alabiliyor olmak… Bence bu çok önemli, böylece yeni sesler ve yeni alanlar tanımış oluyoruz. Bazı etkinliklerde öyle bir ortam oluşuyor ki sanırsın yıllardır birlikte bir şeyler yapan arkadaşlarız. Oysa o gün tanışmışız! Konuyu bu sene bağlamında konuşmak gerekirse de…

Dur dur dur!  Bu seneye geçmeden biraz kişisel bir soru sormak istiyorum, sen hangi etkinliklerden keyif alıyorsun? “Oh be, buna gerçekten ihtiyacımız varmış!” diyor musun?

Ben yaptığımız etkinliklerin pek çoğunda doyum yaşıyorum. Özellikle katılımcıların paylaşmaya, iletişime açık olduğu, aktif katılabildiği, sahiplendiği, beni de sadece organize eden olarak konumlandırmadığı ve etkinliği sahiplendiği etkinliklerde ben de iyi hissediyorum. Çünkü etkinlikleri “hepimiz” için yapıyoruz. Öte yandan, biz sürekli olmayan etkinliklerimizi de tam “ihtiyacımız varmış!” demeye bırakmadan, ihtiyaçlarımız dahilinde yapmaya çalışıyoruz. Mesela Ankara katliamından sonra, psikoterapi etkinliği şart olmuştu. Hepimiz korkmuş ve atlatamamıştık. Sonra aynı arkadaşımızla sinema terapi etkinliği yaptık ve o çok keyifliydi.

Peki, Ankara katliamı oldu üzerine patlamalar son bulmadı. Üzerine bir de Kaos GL’nin tehdit altında olduğunu yazan bir belge paylaşıma girdi. Sence bu durum Kaos Kültür Merkezi etkinliklerini nasıl etkiledi?

Maalesef, gündem inanılmaz iç karartıcı ve kaygılandırıcı. Pek çok insan olanların etkisiyle sokağa çıkmak, bir yerde uzun süre oturmak ya da kalabalığa karışmak istemeyebiliyor. Çok fazla el ayak çekme hali olmasa da elbette içinden geçtiğimiz süreç bizleri de, etkinliklerimizi ya da katılımı da etkilemiştir. Nisan ve Mayıs, pek çok etkinliğimize katılımcıları başvuru ile aldığımız, etkinlik mekânını yalnızca katılımcılara bildirdiğimiz bir dönem oldu tehdit konusu üzerine. Yeni dönemde bunları da hep birlikte atlatmanın yollarını geliştirebileceğimiz; ihtiyaçlarımıza yönelik, motivasyon arttırıcı etkinliklerle yol alacağımızı düşünüyorum. Yalnız ve çaresiz hissetmemeyi, bir arada olabilmeyi, birlikte üretebilmeyi çok önemli buluyorum.

Ben aslında beklendiği kadar büyük bir “el ayak çekme” olmadığını düşünüyorum Kaos GL’ye. Özellikle tehdit meselesinden sonra bazı arkadaşlarımızın yürüttüğümüz hak mücadelesini biraz daha ciddiye aldığını düşünüyorum. Yalnız hissetmemek çok önemli.

Haklısın kesinlikle. Yalnız hissetmemek ve insanın kafasının içini sakin tutması çok önemli. Bu olaylar artar mı azalır mı bilmiyorum ama dediğim gibi daha çok bir araya gelmeyi ve birbirimizi kırmaktan üzmekten çok sarılmayı önemsiyorum. Birbirimizi bazen çok sert eleştiriyoruz, özellikle bu dönemde çok sert eleştiriler yerine yapıcı olmak; gündeme bakışımızı değiştirebilir. Seneye bu çabuk yükselip çabuk düşmeler için atölyeler düşünüyorum şimdiden aslında.

Okuyucularımıza ve bizimle etkinlik yapmak isteyen gönüllülerimize ne demek istersin bu açık kürsüden?

Sokakta yürürken tedirginliklerimizin arttığı şu günlerde ihtiyacımız olan tek şey biraz dinlenip, sakinleşip yeni döneme daha sıkı ve daha güçlü başlamak. İletişime geçmek benimde ucundan tutacağım bir şey var mıdır acaba diyen arkadaşlar bilsinler ki: evet var! Gönül rahatlığı ile bizle iletişime geçebilirsiniz. Gönüllülerimizle paylaşarak, bir araya gelebileceğimiz kendimizi iyi hissedeceğimiz etkinlikleri birlikte inşa edebilir ve birlikte yürütebiliriz. Böylece etkinliklerimiz daha kapsamlı olabilir, daha farklı biçimde bakabiliriz.

Kaos Kültür Merkezi ile iletişime geçmek, yeni dönemde “Bir işin ucundan da ben tutarım!” demek için, kkm@kaosgl.org adresine mail atmanız yeterli.  


Etiketler: kültür sanat
nefret