27/04/2012 | Yazar: Esra Güleç

‘Toplumu her gün yeni bir vicdan muhasebesiyle baş başa bırakan, adaletin tartısını bir daha düzelmemecesine bozan, her seferinde ‘bu kadar da olmaz’ dediğiniz, ‘artık yeter’ diye bağırmak istediğiniz nice dava sonucuna tanıklık etmediniz mi siz de?

Fethiye Davası Kadınların Davası! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
“Toplumu her gün yeni bir vicdan muhasebesiyle baş başa bırakan, adaletin tartısını bir daha düzelmemecesine bozan, her seferinde “bu kadar da olmaz” dediğiniz, “artık yeter” diye bağırmak istediğiniz nice dava sonucuna tanıklık etmediniz mi siz de? Öldüreni, döveni, yakanı, tecavüz edeni neredeyse ödüllendiren dava sonuçlarından bıkmadınız mı? İşte bu davalardan biri daha göz göre göre bir hukuk skandalı olmaya doğru yol alıyor. Fethiye Davası!
  • 2007 yılında 8 kişinin toplu tecavüzüne maruz kalan kadının bütün çabalarına rağmen savcının “soruşturmaya gerek görmediği” için ilk aşamada dava açılmadığı,
  • Karakolda yetkililerin tecavüzcülere “buyur abi” diye çay ikram ettiği,
  • Delilleri bile kadının toplamak zorunda kaldığı,
  • Resmi makamlarca kadına uğradığı tecavüz sonucu “travma sonucu stres bozukluğu” raporu verilmiş olmasına, tanıklıkların varlığına rağmen savcılık 3,5 yıl boyunca kamu davası açmadığı,
  • Kadınların dayanışması ve mücadelesi sonucu Adalet Bakanlığı’nın “dava görülsün” kararı verdiği,
  • İlk duruşmada tecavüzcülerin bir kısmının “tanık” olarak dinlendiği,
  • Muğla Barosu Başkanı’nın tecavüzcülerin avukatlığını yaptığı,
  • Her duruşmada kadının suçlandığı, özel hayatının didik didik edildiği, ailesinin sorgulandığı, kadının neredeyse “tecavüzü hak ettiği”ni söyleyen savunmaların yapıldığı,
  • Memleketin dört bir köşesinden yüzlerce kadının ise her duruşmada hiç bıkmadan, usanmadan mahkeme önüne giderek saatler boyunca “gerçek adalet istiyoruz” diye bağırdığı,
  • Davayı takip eden kadın örgütlerinin tecavüz tanıklarına “komplo” kurmakla suçlandığı,
27 Nisan’da karar duruşması görülecek olan Fethiye Davası’ndan haberiniz var mı?
 
Davada tecavüzü belgeleyen adli tıp raporu, psikolojik durum raporu, sanıkların olay yerinde olduğunu tespit eden telefon teknik takipleri, tanıklar ve başka pek çok delil olmasına rağmen savcı, “delil yetersizliğinden” sanıkların beraatini istedi. İşte 27 Nisan’da görülecek duruşmada “bu dava bitmez, tecavüzcüler beraat ettirilemez” demek için bir kez daha Fethiye’ye gidiyoruz.  
 
Kadınların dayanışması nasıl davanın açılmasını sağladıysa, son duruşmada da tecavüzcülerin hak ettikleri cezayı almasını sağlayacak! Bu davanın kamuoyunda duyulması ve tecavüz çetesinin elini kolunu sallayarak toplum içinde yaşamlarına devam etmemesi için bu karar davasında kadının ve aslında tüm kadınların lehine bir sonuç çıkması için mücadele edeceğiz.
 
Bir daha hiçbir kız kardeşimizin aşağılanmadığı, hor görülmediği, şiddete, tacize, tecavüze uğramadığı günler için;
Fethiye Davası, sonuçlarıyla vicdanımızı ve adalet duygumuzu zedeleyen bütün şiddet-taciz-tecavüz davalarına karşı kadınların gerçek adaleti elde ettiği bir dava olsun!
 
Emek Partisi adına açıklamayı Dilara Çoban okudu.

Etiketler: insan hakları
İstihdam