07/12/2010 | Yazar: Gülistan Aydoğdu

16.

Gezici Festival’de Toplumsal Bellek ve Darbe Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
16. Gezici Festival, 3-19 Aralık tarihleri arasında sırasıyla Ankara (3-9 Aralık), Artvin (10-16 Aralık) ve Ordu (16-19 Aralık) illerinde konaklayacak.
 
Bu yıl “Darbe!” temasıyla yola çıkan Gezici Festival’in yeni keşiflere olanak sağlayan yarışmalı bölümü geçen yıl olduğu gibi Artvin’de yapılacak. Peru’dan Macaristan’a, Çin’den Romanya’ya toplam 10 film Altın Boğa Ödülü için yarışacak.
 
Festival kapsamında Sırrı Süreyya Önder’in hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği,12 Eylül 1980 askeri darbesininin toplumu nasıl etkilediğini ve yansımalarını mizah ve dram şeklinde ele aldığı Beynelmilel filmi ve Özlem Sulak’ın 12 Eylül belgeseli 4 Aralık Cumartesi günü gösterildi.
 
Film gösteriminin arkasından toplumsal bellek, sinema ve darbe üzerine Mithat Sancar’ın yürütücülüğünü yaptığı ve Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Özlem Sulak’ın panelistler arasında olduğu “Uygunadım Hayatlar” başlığıyla bir söyleşi gerçekleştirildi.
 
Panelde Mithat Sancar 12 Eylül darbesinin toplumsal bellek kısmında yaşanan zafiyeti dile getirerek, sosyolojik, siyasal ve toplumsal travmaların sonraki dönemde bellek zayıflamasına neden olduğunu, yaşanan travmaların ve bellek yitiminin üstesinden gelebilmek için de belli bir zamanın geçmesi gerektiğini ve bu dönemde görsel alan olan sinemaya çok görev düştüğünü belirtti.
 
Sırrı Süreyya Önder darbeyle ilgili olarak “12 Eylül’de Ankara’da öğrenciydim. İçeri alındıktan sonra Mamak, Ulucanlar ve Haymana cezaevlerinde 7-8 yıl kaldım Ben içerde daha çok yapılanların, söylemlerin ve kuralların mizah derlemesi derdindeydim.” dedi ve “Cezaevinden çıktıktan sonra ‘Alacağım var bu insanlardan’ diyerek Adıyaman gibi küçük bir kentin yaşadıklarından yola çıktım. Çünkü orada siyasete bulaşsın bulaşmasın herkes şiddetin, işkencenin çemberinden geçti. Beynelmilel’de anlatılanların hepsi yaşanmıştır. Ben de hıncımı böyle aldım.” diyerek sözlerini tamamladı.
 
Ertuğrul Kürkçü ise “12 Eylül’de ben içerdeydim. İnsanlar alınmaya başladıkça gündelik hayatın bile nasıl devrimci ve faşist olarak kodlandığını gördüm. Faşizmin çocukların maneviyatı üzerindeki tahribatını sinema filmlerinde görüyoruz. Yeni dönem sinemacılardan bu anlamda umutluyum. Faşizm yenilmiş bir devrimler silsilesidir, Devrimi yenmek ve tamamen yerle bir etmek için darbe yapılır.” dedi.
 
Bu yıl on altıncısı düzenlenen Gezici Film Festivali Kuzeyin Sesleri, Zefir, Kayıp, Saç, Başka Bir Yerde filmleri ile 9 Aralık’a kadar Ankara’da devam edecek.
 
 

Etiketler: kültür sanat
nefret