14/03/2007 | Yazar: Anıl Üver

Gökkuşağı Aileleri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Lezbiyen anneler, gey babalar... Gökkuşağı aileleri insanlık tarihi boyunca toplumsal bir realite olarak karşımızdalar fakat "yasal olarak" yoklar. Avusturya muhabirimiz Anıl Üver, eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi ve çocuk bakımını tartışan bir toplantıya katıldı.

Anıl Üver
- Viyana, Avusturya

Eşcinsel çiftlerin birlikteliklerinin yasal olarak tanınmadığı, dolayısıyla evlat edinme hakkının olmadığı Avusturya'da eşcinseller sadece "bakım ailesi" olabilmekteler. Yani bakıma muhtaç bir çocuğun bakımını üstlenebilmekteler. (Ama sanılmasın ki eşcinsel çiftler evlat edinme dairesinin kapısında kuyruğa girdiler. Aksine, 1 yıl içinde başvuruda bulunan eşcinsel çift sayısı yalnızca 5.) Bu bakım-evlatlık sisteminde çocuk belli bir zaman sonra isteğine bağlı olarak asıl ailesine dönebiliyor. Oysa evlat edinme bundan daha farklı bir durum.


*Fotoğraf: Zdenek Ulrich

15 Şubat - 4 Mart tarihleri arasında Viyana'da Yeşiller Partisi'nin, Berggasse Kültür Derneği ve Löwenherz Kitapevi'nin destekleriyle düzenlediği "Family Reunion" (Ailenin Yeniden Bir Araya Gelmesi) adlı sergi büyük ilgi gördü. Çek Cumhuriyeti'nde temelleri atılan ve pek çok sanatçıyı bir araya getiren bu etkinlik Avrupa’nın diğer şehirlerinde de ilgiyle izlenmekte.

Sergi etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen panellerden birine katıldım. Tartışma konusu eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi ve çocuk bakımıydı. Yeşiller Partisi'nden Marco Schreuder ve Petra Galkova'nın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda Ebeveynler ve Çocuklar Derneği’nden Helena Planicka, evlat edinme ve bakım aileleri dairesinden Martina Reichl-Rossbacher, Avusturya Aile Araştırmaları Enstitüsü'nden Olaf Kapela ve Katolik Kilisesi Aile Birliği’nden Andreas Cancura konuşmacı olarak yer aldılar.

Eşcinsel ebeveynlerle yetişen çocukların daha çok sorunları olduğu gerekçesiyle eşcinsellerin evlat edinme ve çocuk bakmasını sakıncalı bulan kilise mensubu katılımcıya yanıt gecikmedi. Sonuçta bu sorunların ailelerden değil eşcinsellere karşı önyargılı, ayrımcı ve eşcinselleri dışlayıcı toplumdan kaynaklandığının altı çizildi ve eklendi: ‘Ona bakarsanız şiddet vakaları en çok aile içinde yaşanmakta ve tabii ki bunların %99'u heteroseksüel aileler. Ayrıca, Amerika'da yayımlanan güncel bir araştırma verileri de eşcinsel ebeveynleri olan çocukların herhangi bir cinsel kimlik karmaşası yaşamadıklarını ortaya koymakta.’

Çocuğun sağlıklı bir cinsel kimlik oluşturabilmesi için hem kadın (anne) hem erkek (baba), yani her iki cinsiyetten muhatabının olması gerektiğini de vurgulayan kilise mensubu tartışmacıya katılımcılardan itirazlar yükseldi. "Çocuğa şunu yalnızca anne (kadın) verebilir ya da şunu yalnızca baba (erkek) verebilir diyebilir misiniz?" sorusu yanıtsız kaldı.


*Fotoğraf: Zdenek Ulrich

Hangi aile?

Salonda iki örnek aile de vardı. 6 yaşından beri iki annesiyle yaşayan 16 yaşındaki genç bir kadın ilk başta zorluk çekse de iki annesiyle gayet mutlu yaşadığını belirtti. Dahası, kız heteroseksüeldi... İnanılmaz, di mi?

Gey babasıyla yaşayan başka bir genç kadın da, babasının cinsel yöneliminin önemli bir rol oynamadığını, meselenin "iyi" ya da "kötü" bir babaya sahip olmakla alakalı olduğunu söyledi.

Tartışma çerçevesinde akıllardaki, "'Aile' kavramından ne anlıyoruz?" sorusuna aile araştırma enstitüsünden katılan uzmanın verdiği yanıt "Hangi aile?" oldu. Zira çağdan çağa ve kültürden kültüre farklılık gösteren aile formları bize aslında net, sabit ve genel geçer bir aile kavramının olamayacağını gösteriyor. Yalnız, çekirdek aileden aşiret ailelere kadar açılan yelpazede hangi aile olursa olsun "kadın+erkek+çocuk(lar)"dan oluşan aile düşüncesinin hepsinde ortak olduğu da açık. Ve bu düşüncenin aileyi ayakta tutmaya yetmediği de açık. Yetimhaneler dolup taşarken ve evlat edinmek isteyen bunca eşcinsel çift varken, bu çiftlerin kösteklenmesi yerine desteklenmesi temennileri dile getirildi. Toplumun da bu yönde dönüştürülmesi için projelerin üretilmesi ve uygulanması gerektiği vurgulandı.

Toplumun önyargıları yoruyor

Sergi etkinlikleri çerçevesinde çocuk sahibi eşcinsel çiftlerle yapılan röportajların yer aldığı bir kitapçık da sunuldu. Buradaki tanıklıklar gösteriyor ki, eşcinsel çiftler toplumun önyargılarıyla mücadele etmeyi yorucu bulmaktalar ve sonuç olarak bu çerçevede odaklanılması gereken noktanın eşcinsel ebeveynler değil, homofobik toplum olması gerektiğinin altını çizmekteler.

Haberle ilgili adresler:
www.family-reunion.net/





Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam