04/11/2017 | Yazar: Yıldız Tar
İlk defa karşı tarafın kendini tatmin etmek için değil beni öpmek için öptüğünü hissetmiştim.
“Evet ilk defa öpüşmüyordum ama ilk defa karşı tarafın kendini tatmin etmek için değil beni öpmek için öptüğünü hissetmiştim.”
Güzel bir gün dizisinin dördüncü yazısında Ege Lucius, Londra’da doğruluk ve cesaret oyunu ile geçen bir geceyi ve kanepede kıvrılarak uyumanın güzelliğini yazdı:
Bazen öyle bir sabaha uyanırsın ki nerede olduğun konusunda aklın karışır, o gün öyleydi…
Beş hafta geçmesine rağmen o sabah da “oha Londra’dayım hem de üç sene çalışıp biriktirdiğim paramla kendi başıma”. Sonra hazırlandım ve mutfağa indim. Oradayken Anna ve çocuğu ile yaşıyordum çıkmak üzerelerdi ve bana “Günaydın kusura bakma bugün erken bir toplantım var sana kahvaltı hazırladım!” diye seslenmişti. Sesini duyunca bir önceki günkü konuşmamızı hatırladım. Kendisine açılmıştım ve ilk defa birine açıldığımda doğal bir tepki almıştım. Zaten arada oturup bir sürü konu üzerine konuştuğumuz için güveniyordum ona. Londra’da her sabah olduğu gibi vegan bir kahvaltı yemiştim.
Sonra dil kursundaki sınıfa girince bir anda Océane, Johanna ve Gulia bana doğru koşup daha günaydın bile demeden “Bu akşam yat partisi varmış kesinlikle gidiyoruz!” diye çığırdılar. Bot partisi olduğunu biliyordum ama tam param yok diyecekken Johanna “Salı günkü etkinliğe gelemedin bu yüzden biz de sana sormadan biletini aldık bile.” deyince tam kızacakken Marco sınıfa geldi ve “Boungiorno herkese. Bu akşamki partiye geliyorsunuz değil mi?” deyince bir şey diyemedim.
Dersler 1’de bitiyordu ama parti 6’daydı biz de Gulia ve diğer sınıftan arkadaşımız Raphaela ile şehri biraz gezdik sonra partiye geçtik. Aslında partiye az kalsın geç kalıyorduk tam biz bindikten sonra yat hareket etmeye başladı.
Bizimkilerle buluşup günbatımını izledik sonra bira içmeye başladık bir aşamadan sonra barmen reşit olmadığımı anlayınca bana alkol vermeyi kesti. Beş dakika sonra Marco elinde iki birayla geldi ve birini bana verdi. Bunu üç kere tekrarladık. Sonra dans ettik hayatımda ilk defa bir partiye gidiyordum ve ilk defa kamusal alanda dans ediyordum, ilklerin gecesi…
Dansımızı ettik sonra içeride nazaran daha boş olan bir alanda doğruluk mu cesaret mi oynamaya başladık. Birkaç turdan sonra Gulia cinsel yönelimimi sordu bana. Ben de bira duraksayıp o zamanlar kendimi tanımladığım yönelimi söyledim. Birkaç tur daha bu sefer Océane Marco’ya beni öpmesini söyledi. Evet ilk defa öpüşmüyordum ama ilk defa karşı tarafın kendini tatmin etmek için değil beni öpmek için öptüğünü hissetmiştim. Pek de masum olmayan neredeyse diş kontrolü gibi olan öpüşme sonrasında Marco yerine dönmek yerine yanıma oturdu ve oyun boyu kollarımız birbirine değdi.
Parti bitmişti ve görevliler evine gidemeyecek ya da sarhoş olanları okula götürüyordu biz de okula gittik.
Gecenin sonunda Marco ile konuştuk biraz sonrasında da kanepeye kıvrılıp birlikte uyuduk.
Sen de yazmak istemez misin?
Herkesin güzel günü kendi rengindedir. Kimisinin puslu mavi, kimisinin altın sarısı, kiminin ise alabildiğine yeşil, yemyeşil…
Peki senin güzel günün ne renk? Güzel bir gün dendiğinde aklına gelen o gün neler yaşadın? Kimler vardı yanında? Yalnız mıydın, kalabalık mı? Ne giymiştin? Ne yapıyordun? Çekinme yaz bize…
Yok ben hayalimdeki güzel günü yazacağım diyorsan o da olur.
Güzel günlerimizi hatırlamak, hatırlatmak, paylaşmak bir mail uzaklıkta: yildiz.tar@kaosgl.org
KaosGL.org’taki yanı yazı dizimizin parçası olmak için tek yapman gereken yildiz.tar@kaosgl.org adresine güzel geçen bir gününü yazmak. Bir de varsa elinde o günden bir fotoğraf…
Yazı dizisindeki diğer anlatılar:
‘Güzel bir gün’ yazı dizisi başlıyor
Güzel bir gün: Sesim kendi boşluğumda yankılanmıyor artık
Güzel bir gün: Işığı kucaklamışçasına parıldayan gözler
Etiketler: yaşam
