15/11/2017 | Yazar: Yıldız Tar

Uyumuşum sarılarak, tutmuşum elinden, eğilmişim dudaklarına, koymuşum başımı göğsüne...

Güzel bir gün: Meksikano Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Aklım karışık, dinleyin beni. Uyumuşum sarılarak, tutmuşum elinden, eğilmişim dudaklarına, koymuşum başımı göğsüne...

Güzel bir gün dizisinin sekizinci yazısında Mert Güzel, romantik Ankara’dan aromantik Bursa’ya dönüşünü, Arjantin bardakta birayı, on sekiz liralık şarabı ve Sezen-Uzay-Yıldız efsanesini anlatıyor:

"Bira Arjantin bardakta gelsin lütfen."

"Bardağın kenarını tuzlarsanız sevinirim."

"Bir de içine limon sıkıverin."

-Madem feminist arkadaşım birayı böyle içiyor ben de böyle içeceğim.-

Üç gün olmuş görüşmeyeli. Geri dönmüşüm romantik Ankara'dan aromantik şehrim Bursa'ya. Betül’den daha fazla dinlemek istiyorum bu gece kadınları, Kürtleri, devrimcileri... Hem Semih'de yanımda. Bundan daha güzel bir gün olamaz.

Yol yorgunluğuna rağmen formumdayım. Gullümler, dertleşmeler, gülüşmeler, ağlaşmalar sonsuzluğa akıyor. Ne ararsan var masamızda. Bizon'u severim. Kendimi var edebiliyorum burada. Semih kuduruk, Betül mutlu... İlgiyle dinliyorum Betül'ün feminizm soslu konuşmalarını. Semih desen yine mantilere tikeliyor.

Bize daha fazlası lazım. Geçelim evimize. Şarap on sekiz lira. Ben yanına fıstık, peynir ve meyve koyacaksam dilimizdeki tadı, gözümüzdeki değeri değişir. Yine aynı muhabbeti açacağım. Aklım karışık, dinleyin beni. Uyumuşum sarılarak, tutmuşum elinden, eğilmişim dudaklarına, koymuşum başımı göğsüne...

"Kalbim duraksız..."

Nağme sırası Tilbe'ye geldiyse iki lubunya elbette Sezen-Uzay-Yıldız efsanesini aynı heyecanla yine konuşacağız. Konuşmanın sonu da eniştecilikle biter zaten. Betül gözlerini düşürür geceye...

Şarap bitti, bira yok... Betül yarın staja gitmeyecek ve baş kaldıracak sisteme. Bu hırsla getirttik araya araya masamıza otuz beşlik Efe'yi. Oysa ki biraz önce yalamıştık Mastika'nın son damlalarını. Efe'yle, kediyle uzandım geçmişe. Kafam, midem, boyun morluklarım ve göğüs uçlarım sızlıyor. Semih'in erotik sabahlığı ve Betül'ün saçları dalgalanıyor. 

Uyumazsam ağlayacağım. Yarın Seda gelecek ve kahve içip dedikodu yapacaksak ve ben baş ağrımla bu geceyi yazacaksam iyi geceler arkadaşlar, ben uyuyorum.

Sen de yazmak istemez misin?

Herkesin güzel günü kendi rengindedir. Kimisinin puslu mavi, kimisinin altın sarısı, kiminin ise alabildiğine yeşil, yemyeşil…

Peki senin güzel günün ne renk? Güzel bir gün dendiğinde aklına gelen o gün neler yaşadın? Kimler vardı yanında? Yalnız mıydın, kalabalık mı? Ne giymiştin? Ne yapıyordun? Çekinme yaz bize…

Yok ben hayalimdeki güzel günü yazacağım diyorsan o da olur.

Güzel günlerimizi hatırlamak, hatırlatmak, paylaşmak bir mail uzaklıkta: yildiz.tar@kaosgl.org

KaosGL.org’taki yanı yazı dizimizin parçası olmak için tek yapman gereken yildiz.tar@kaosgl.org adresine güzel geçen bir gününü yazmak. Bir de varsa elinde o günden bir fotoğraf…

Yazı dizisindeki diğer anlatılar:

‘Güzel bir gün’ yazı dizisi başlıyor

Güzel bir gün: Sesim kendi boşluğumda yankılanmıyor artık

Güzel bir gün: Işığı kucaklamışçasına parıldayan gözler

Güzel bir gün: Zıplıyom ben

Güzel bir gün: Londra’da bir gün

Güzel bir gün: Bizim arkamızdan da deli diyorlar mıdır?

Güzel bir gün: İçimdeki ikindi

Güzel bir gün: Kış misafiri


Etiketler: yaşam
nefret