03/08/2018 | Yazar: Kaos GL

LGBTİ+’ların özel hayatları, devletler tarafından sıkça müdahale edilen bir alandır ve bu hak, bu alana koruma sağlar.

Hak-sız mıyız (!): Özel hayata saygı hakkı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Hak-sız mıyız (!)” dosyasında dördüncü başlığımız özel hayatın gizliliği: LGBTİ+'ların özel hayatları, devletler tarafından sıkça müdahale edilen bir alandır ve bu hak, bu alana koruma sağlar. 

Temel hak ve özgürlükleri cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve ifadesi bağlamında değerlendiren “Hak-sız mıyız (!)” yazı dizisinde bu hafta sağlık hakkını konuşuyoruz.

Kaos GL Derneği hukuk danışmanlarından Av. Kerem Dikmen; özel hayata saygı hakkını LGBTİ+lar bağlamında ele alıyor:

Özel hayatın gizliliği

Özel hayatın gizliliği, özel hayata saygı ve aile hayatına saygı haklarını da içeren ve LGBTİ+ hakları açısından sıkça başvurulan kavramlardandır. Özellikle, ayrımcılığın genel olarak yasaklanmasına ilişkin 12 numaralı ek protokole imza atmayan Türkiye gibi Avrupa Konseyi üyesi devletler açısından bu madde, ayrımcılığı diğer hak başlıkları ile ilişkili olarak düzenleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesine dönük iddialara çoğu zaman dayanak teşkil etmektedir.

Kavramın içeriği çağrıştırdığı gibidir. Kişilerin özel hayatı gizlidir, mahrem alanlarını teşkil etmektedir. Bu özel alana kamu müdahalesi olamaz. Devlet, kişilerin kendi hayatlarına dair özel belirlemelere müdahale edemez ve ayrıca kişilerin diğer kişilerin özel hayatına dair belirlemelere müdahale etmesini de engellemekle yükümlüdür.

Bu, aile hayatını da kapsamaktadır. Aile, ulusal yasaların kendi belirlemeleri ile sınırlı bir kavram olarak düşünülemez. Bunun yanı sıra kişilerin özel hayatlarını geliştirmeleri de bu hakkın kapsamında değerlendirilecektir.

Belirttiğimiz gibi kavramın içeriği çağrıştırdığı gibidir. Hayatın, kamuyu doğrudan ilgilendirmeyen her türlü yöne, bu hakkın koruması kapsamı içerisinde değerlendirilecektir.

LGBTİ+ların özel hayatları?

LGBTİ+'ların özel hayatları, devletler tarafından sıkça müdahale edilen bir alandır ve bu hak, bu alana koruma sağlar. Kişilerin kimlik bilgileri, aile kurmalarına ilişkin haklar, sağlık kayıtları, nüfus kayıtları, isim değişiklikleri, cinsiyet geçiş süreçleri, şeref ve itibarları, bireylere hitap biçimleri, cinsiyet kimliklerine dönük talepleri, kıyafet seçimleri gibi özel alana dair akla gelebilecek her bölge, bu korumanın kapsamı içerisinde yer alır.

Bu bakımdan çatı kavramın özel hayata saygı hakkı olarak nitelenmesi daha doğru olacak, gizlilik bunun bir alt başlığı olarak ele alınabilecektir.

Devletlerin yükümlülükleri

Devletlerin, diğer birçok hak kavramında olduğu gibi bu hak bakımından da negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır.

Devlet, kişilerin özel hayatlarını geliştirmek konusundaki çabalarını kolaylaştırıcı bir rol oynamalı, öte yandan, bireylerin diğer bireylerin özel hayatına saygı hakkının ihlalini engelleme yönündeki eylemlerini engelleyerek, bu alanı düzenleyici bir rol oynamalıdır.

Örneğin, kişinin özel hayatına ilişkin bir ihlal anlamı taşıyan bir yayına erişimin engellenmesi talebinin karşılanması, devletin pozitif yükümlülüğü ile yakından ilgilidir.

Cinsiyet geçiş süreçlerinin kolaylaştırılması, prosedürlerin azaltılması, geçiş süreçlerinin ardından kamuda bulunan kayıtların kolaylıkla yeni kimlik bilgilerine göre yeniden düzenlenmesi için önlemler almak, özel alandaki ayrımcılığı yasaklayıcı düzenlemeler yapmak, bu pozitif yükümlülük çerçevesinde akla gelen ilk adımlardır.

Negatif yükümlülük ise devletin özel hayata müdahale etmeme yükümlülüğüdür. Örneğin, kimlik bilgisi değişen bir bireyin diploması üzerindeki ismin değiştirilmesi talebinin reddedilmesi bir ihlal olacaktır. Kişilerin geçiş istemlerinin zor prosedürlere bağlanması, bu değişikliklerin ilana zorlanması, devlet yetkilileri tarafından yayılan nefret söylemi ve alt başlıklardaki politikaların bu söylem üzerinden şekillendirilmesi, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin bir ayrımcılık gerekçesi olarak kodlanması, ihlal çeşitlerinden sadece birkaçıdır.

Ulusal ve uluslararası mevzuat

Özel hayata saygı hakkı kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu birçok karar vardır.

Geçiş sürecinden sonra nüfus kayıtlarını değiştirmemesi nedeniyle Fransa aleyhine, trans erkeğin eşinin önceki ilişkisinden doğan çocuğu ile yasal kişisel ilişki kurma talebinin reddedilmesi nedeniyle İngiltere aleyhine, emekli maaşı için nüfusta kayıtlı biyolojik cinsiyiyeti esas kabul ederek trans kadının emeklilik talebini yaş bakımından erkekler için yapılan uygulamaya tabi olduğunu belirterek reddeden İngiltere aleyhine, homofobik şiddete uğramasına rağmen şiddeti gerçekleştirenin bu eyleminin etkin biçimde soruşturulmamış olması nedeniyle Sırbistan aleyhine, sırf cinsel yönelimi nedeniyle 8 ay boyunca kaldığı cezaevinin tecrit hücresinde tutulan bireyin başvurusu üzerine Türkiye aleyhine, lezbiyen ilişkisi nedeniyle evlat edinme talebi reddedilen kişinin Fransa aleyhine, eşcinselliği suç olarak düzenlemiş olması nedeniyle Kıbrıs Cumhuriyeti ( Güney ) aleyhine, özel hayata saygı ve aile hayatına saygı hakkının ihlali nedeniyle verilmiş kararlar vardır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20. maddesi “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. “ hükmünü içermektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ise 8. maddesi bu konuyu düzenler, maddenin ilk fıkrasına göre “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.”

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 12. maddesi konuyu “Kimsenin özel yaşamına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz. Herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.” şeklinde düzenlemiştir.

İlgili içerik:

“Hak-sız mıyız (!)” yazı dizisi başlıyor!

Hak-sız mıyız (!): Yaşam hakkı

Hak-sız mıyız (!): İfade özgürlüğü

Hak-sız mıyız (!): Mal ve hizmetlere erişimde ayrımcılık yasağı

 


Etiketler: insan hakları
İstihdam