18/03/2015 | Yazar: Hande Çayır

Sokakta cinsel tacize ve tecavüze uğradıysan susma, haykır! Senin suçun değil! Eteğin çok kısa değil! Popon çok büyük değil! Yanlış hamamı seçmedin! Yalnız değilsin!

Hamamda tacize polis sorgusu: Niye hamama gittin, masaj istedin mi! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Hande’nin boyun düzleşmesine bağlı ağrıları dayanılmaz bir hâl almıştır.
 
Arkadaşı akıl verir: Masaj yaptırsana!
 
Gider masaj mekânına...
 
Uğradığı taciz nedeniyle ağrıları ikiye katlanmış olarak döner yuvasına...
 
Önce pek anlayamaz ne olduğunu...
 
Derinlerde bir yerlerde bilir yine de...
 
Ve bilmesine rağmen -tuhaftır- sorunu kendisinde aramaya devam eder...
 
Az sonra okuyacağınız taciz olayını kaleme almaya çalışırken o tatsız güne dönmüş buldum kendimi...
 
Mor Çatı ile her temasımda olduğu gibi "yardım edeceğim" sanmıştım anlatıyı aktarırken ve fakat "yardım buldum" yine aniden...
 
Mor Çatı gönüllüsü Tanja VölkerNora Freitag ve Ali Tilly’ye sordum:  
 
Tanja Völker ve Nora Freitag arkadaşlarıyla birlikte hamam sahibi ile tartışırken...
 
- Söz konusu gün arkadaşlarınız neler yaşadı?
 
Fransa’dan İstanbul’a gelmiş olan iki kadın (H.N. ile A.P.*) ve iki erkek 4 Mart Çarşamba günü Karaköy’deki Yeşildirek Şifa Hamamı’na gittiler. İçeri girdiklerinde hamamın kadın-erkek karma olduğu söylendi, ancak daha sonra anladılar ki içeride sadece erkek müşteriler vardı ve çalışanların hepsi erkekti. Kadınları erkek arkadaşlarından ayrı bir yere aldılar. İki kadını da birbirinden ayırmak istediler fakat onlar bunu kabul etmedi. Sonrasında tüm iç çamaşırlarını -istememelerine rağmen- çıkarttılar! Çok uzun süren ve özellikle vücutlarının mahrem bölgelerini içeren bir masaj uyguladılar. Hamam deneyiminden tamamen yoksun oldukları için ve Türkçe konuşamadıklarından -durumu çok yadırgamalarına rağmen- karşı çıkamadılar.
 
- İnternetteki yorumlardan hamamlarda ne yazık ki bu gibi olayların yaşandığından haberdarız...
 
Evet... Tripadvisor’da başka hamamlarda da böyle olayların yaşandığına dair yorumlar var. Bu olayın Şifa Hamamı’nda da ilk kez olmadığından eminiz.
 
- Tüm erkek çalışanlar işbirliği yapıp birbirlerine fırsat yaratabiliyorlarsa…
- O kadar rahat kese ve masaj yapabiliyorlarsa…
- Kadın istememesine rağmen iç çamaşırlarını çıkartabiliyorlarsa, böyle bir olay büyük ihtimalle daha önce de yapılmış…
 
- Başlatmış olduğunuz eylemde neler oldu?
 
Farklı feminist, LGBTİQ, anti-hiyerarşik ve anti-kapitalist dayanışma mail gruplarında yaptığımız çağrılarda da belirttiğimiz gibi, hamamdaki tacizcileri yaptıkları ile yüzleştirmek istiyorduk. Şifa Hamamı’nın önüne vardığımızda çevik kuvvet polisi ile karşılaşmamıza çok şaşırdık. Daha hamamdakilerle temasa geçmeden bir sivil polis kapının önünde bizi durdurdu ve “Basın açıklamanızı dışarıda yapın; içeriye giremezsiniz” dedi. Olayı anlatırken hamamın patronu dışarı çıkıp bizi dinlemeden konuyu örtmeye çalıştı. “Öyle bir şey olmadı bu hamamda” deyip bağırarak tacizcileri korudu. Kadınları susturmaya çalıştı. Sonra polis iki kişinin içeri girmesine izin verdi. Olay dört kişiyi ilgilendirdiği ve tercüman da gerekli olduğu için en az beş kişinin içeri girmesi gerektiğini söyleyip tartışmaya devam ettik. Sonuçta bu dört (iki kadın ve iki erkek) Fransız arkadaşımız ile birlikte tercümanlık yapmak üzere bir kadın ve basından bir temsilci içeri alındı. Dayanışmaya gelenler dışarıda kalmak zorundaydı.
 
- İçeride ne oldu?
 
Hamamın içine girdikten sonra tacize uğrayan H.N. ve A.P. hamam sahibinden çalışanlarını giriş salonuna çağırmasını talep etti. (İki) kese ve (iki) masaj yapan bu erkeklerden ikisi önce yokmuş... Polisin aramaları ile salonda bulunuyorlar birden! Paralel bir şekilde iki polis memuru, daha tacizcilere herhangi bir soru yöneltmeden durmaksızın tacize uğrayan arkadaşlara soruyorlar:
 
- Niye bu hamama geldiniz?
- Niye hemen tacize uğradığınızda kalkıp bağıra çağıra gitmediniz? 
- Niye hemen şikâyette bulunmadınız?
 
Dört tacizciyi tespit ettikten sonra H.N. ve A.P. şikâyette bulunmak istediğini belirtiyor. 10-15 dakika sonra herkes dışarı çıktı. H.N., A.P. ve iki Fransız erkek arkadaş şikâyette bulunup ifade vermek için yola çıktılar. Ayrıca Türkçe-Fransızca çeviri yapacak olan iki kadın arkadaş var; biri feminist harekette aktif ve aynı zamanda Mor Çatı gönüllüsü... Yani, beraber asayiş bürosuna gitmek üzere alandan ayrıldılar. Tacizciler gözaltına alınıp karakola götürüldü.
 
- Karakolda ne oldu?
 
Cinsel taciz ile ilgili ifade verirken en az bir kadın ve bir erkek polis memur ilgilenirdi. Fakat uzun nöbetten çıktıkları için hem yorgun, hem de gergindiler. Kapı iki dakikada bir açılıyordu. Birileri odaya giriyordu. Başka biri dosya arıyordu. Bilgisayar çöküp baştan başlıyordu. Bunlar ifade vermeyi zorlaştırıyordu. Ve tacize uğrayan kadınları tekrar travmatize ediyordu. Memur tarafından “Niye hemen kalkıp gitmedin, hiç anlamam, senin yerinde olsam hemen kalkıp giderdim” gibi yorumlarla yargılanıyorlardı. Birkaç defa müdahale ettik. Sakin ve güvenli ortam sağlamaları gerektiğini belirttik. Uyardıktan sonra girip çıkanların engellenmesi için odanın kapısı kilitlendi. İki üç saat sürdü ifade alınması... Tercümanlar gözden geçirdi. Birkaç düzeltmeden sonra imza atıldı. Tacizciler teşhir edildi. Şikâyet edildi. Davacı oldular. Hem tacizciler,  hem de sahibine karşı... Takipçisi olacağız avukatlarla...
 
- Yabancı (misal Erasmus programı ile Türkiye’ye gelmiş) kadınlar sistematik olarak nasıl bir tacizle / şiddetle karşı karşıyalar?
 
Tüm dünyada erkek egemenliğinden ve kadın-erkek eşitsizliğinden dolayı kadınlar** şiddete maruz kalıyor ve Türkiye’de de tüm kadınlar tacize uğruyor. Erkek zihni ve avantajlarına sahip olanlar, “yabancı”*** kadınları;

- Türkçe’yi bilmemeleri,
- Kültürü ve gelenekleri tanımamaları, 
- Türkiye’deki haklarından haberdar olmamaları…
 
gibi nedenlerle sistematik şekilde suistimal edebiliyorlarsa / bu durumdan faydalanabiliyorlarsa -ki bu sadece erotize edilmiş Erasmus ve Avrupalı olanlara değil- aynı şekilde; dezavantajlı pozisyondakileri veya düzene tehdit olarak algılanan misal Kürt kadın olmayı, Afrikalı kadın olmayı kullanıp / taciz edip / tecavüz edip / işgücü sömürüp / sesleri susturup / bedenlerini kontrol etmeye çalışıyorlar. Tüm kadınlar, toplumsal cinsiyet kimliği “kadın”a ek olarak sınıf, yaş, cinsel yönelim, dini yönelim ve etnik kökenden dolayı çok boyutlu erkek şiddeti ile karşı karşıyalar... Tüm bu şiddet türleri erk zihniyetinden, cinsiyetçi ve kadın düşmanı olan hükümet politikasından besleniyor, meşru kılınıyor. Türkçe bilmeyen ve Türkiye vatandaşı olmayan kadınların durumunu istismar ettiler. Fakat bunu tüm kadınlara yapabildiklerini bildikleri için erkeklerin uyguladığı şiddeti ayrı görmüyoruz / görmemek lazım.
 
- Yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Biz hamamdaki erkek çalışanlarla yüzleşmeye gittiğimizde tacizcileri koruyan kocaman bir çevik polis otobüsü ile karşılaşınca çok şaşırdık. 6284 sayılı "kadına yönelik şiddete karşı" yasayı çıkartmalarına rağmen hâlâ bu ülkede günde üç kadın öldürülüyor! Türkiye’de toplam 14 ŞÖNİM (Şiddeti Önleme İzleme Merkezi) kuruluyor. Kocaman İstanbul’da sadece bir tane var! Yeterli bilgilendirme kampanyası yok. Çok uzakta bir yerde, bilinmiyor... Oradaki çalışmalar da zaten kadından yana değil. 2014 Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçici koruma tedbiri altındayken 23 kadın yakın ilişkide olduğu erkekler tarafından öldürüldü! Polis, yargı, ASPB, hükümet o zaman nerede?
 
“Niye hemen şikâyette bulunmadınız” diye sordular! Kadın olarak ev içi veya dışında erkek pozisyonuna sahip birinin uyguladığı cinsel, fiziksel, psikolojik, ekonomik ve/ya dijital şiddet yaşantısını polise şikâyet ettiğimizde kendimizi sorgulatıyoruz. İspat etmek zorunda bırakılıyoruz. Beyanımız esas alınmıyor. Haklarımızdan faydalandırılmıyoruz. “Niye hamama gittiniz; niye bu hamamı seçtiniz, masaj istediniz mi; masaj için ödeme yaptınız mı” gibi sorulara cevap vermek zorunda değiliz! Tacizciye “Niye taciz ettin” diye sorun! Sokakta cinsel tacize ve tecavüze uğradıysan susma, haykır! Senin suçun değil! Eteğin çok kısa değil! Popon çok büyük değil! Yanlış hamamı seçmedin! Yalnız değilsin! Yerel kadın örgütleri ile iletişime geçebilirsin... Korkmayacağız! Yaşam alanlarımızı ve sokakları terk etmeyeceğiz! Kadınlara karşı yapılan taciz ve şiddet türlerinin takipçisiyiz!
Dayanışma çok güçlü bir şey!
__________________________________________
* İsimler değiştirildi. 

** Kadınlar: Tüm kadın kimliği ve/ya kadın deneyimi olan bireyleri kapsıyor... (Trans kadınlar, interseks kadınlar...)
 
*** “Yabancı” ifadesinden çok rahatsızız; kastettiğimiz kadınlar Türk vatandaşlığı haklarından yoksun; Türkçe ana dili olmayan; Türkiye’de gündelik hayatı yaşamamış olanlardır. 

Etiketler: yaşam
İstihdam