26/04/2019 | Yazar: Kaos GL

İren Yılmaz’ın kendi ​hayaletlerinden yola çıkarak oluşturduğu “Hayalet Avı” sergisi, Dramaqueer Sanat Kolektifi’nde açılıyor.

Hayalet Avı, Dramaqueer’de başlıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İren Yılmaz’ın kendi hayaletlerinden yola çıkarak oluşturduğu “Hayalet Avı” sergisi, Dramaqueer Sanat Kolektifi’nde bugün açılıyor. Hayalet Avı, Dramaqueer’in yeni serisi Queerwall’un ilk sergisi.

Dramaqueer Sanat Kolektifi, şimdiye kadar hiç sergi açmamış ya da henüz üretimlerinin başında olan queer/feminist pratiklere sahip sanatçıları desteklemek için queerwall serisini başlattı.

Queerwall’un ilk konuğu, 26-29 Nisan 2019 tarihleri arasında İren Yılmaz. İren Yılmaz, borderline tanısından sonraki süreçte ürettiği çalışmalarından oluşan “Hayalet Avı” isimli sergisi ile ilk defa izleyiciyle buluşuyor.

Hayalet Avı

İren Yılmaz’ın kendi ​hayaletlerinden yola çıkarak oluşturduğu bu sergide herkesin kendi mental çöplüğünden bir parça, bir travma, bir dokunuş bulunuyor.

Sanatçının dünyası bizi iki ucunda gerçekler ve sanrılar, ​var'​lar ve y​ok'​lar, görünenler ve görünmeyenlerin olduğu yol ayrımlarına çıkarıyor. Sanatçı izleyicileri geçmişin ve kendi hayaletlerinin peşine düşürüyor. Aklını kaybetmeye doğru giderken her şeyi kontrol altına almaya çalışmak için efor sarf etmek veya tamamen kendini bırakmak...

Bastırılan, geriye atılan tüm travmalar bir patlama, bir karmaşa, bir kayboluş olarak yerini buluyor insan ruh halinde. İçsel ferahlığa varmak için bu çöplüğü temizlemek gerekiyor. Peki bu çöplüğü temizlemek ne kadar mümkün? Ya içimizde bizim göremediğimiz, bi yerlere sıkışıp kalan, bir yok olup bir var olan parçalar ne olacak?

İşte mental sağlığın öneminin tam olarak anlanmadığı bu dönemde; sanatçı kendi içsel savaşlarını, kazanışlarını ve kaybedişlerini tuvalle fırça arasına sıkıştırıyor. Bütün bu içsel savaş bazen bir çığlık olarak beliriyor, bazen bir karmaşa, bazen nereye gideceğini bilememe, bazen hapsolma, bazen ise kaybolma olarak.

Düşünceler ne kadar karanlık olursa olsun, bu karanlığı hayatın renkleriyle harmanlayarak eserlerinde dinamik, savrulan, bağırmak isteyen imgelere dönüştürüyor.

Queerwall

Dramaqueer, Queerwall’u şöyle anlatıyor:

“Bugüne kadar etkinliklere katıldığımız bir yöntemdir, bir duvarı komple Dramaqueer’den çalışmalarla düzenlemek. Bu deneyimden yola çıkarak, Dramaqueer olarak, queer/feminist yaşam pratiklerine sahip topluluk ve kişiler için, açmış olduğumuz alanla bir büyük boşluğu doldurmak niyetindeyiz. Son süreçte, şimdiye kadar hiç sergi açmamış ya da henüz üretimlerinin başında olan queer/feminist pratiklere sahip sanatçılar, üretenler, eyleyenler, konuşanlar kendilerine ifade alanı bulmak amacıyla Dramaqueer ile iletişime geçtiler. Bizler henüz oluşu yaşayan bu bağın cesaret verici hissinden çok etkilendik. Bu bağ dönüşmeliydi ve devamlılığı olmalıydı. Bizler de bahsi geçen yeri olası queer feminist kesişmelere açma isteği ile “queerwall” olarak isimlendirdik. Bu duvar bir bağın, bir ilişkilenmenin başlangıcına vesiledir aslında. Herhangi bir sınır ibaresi taşımayan tüm oluşların, zaman içerisinde şekillendireceği Queerwall’u kullanmak isteyen tüm bağımsız sanatçılar ve sanatçı olmayanlar ya da eyleyenler ve konuşanlar için sürekli olarak açıyoruz.”

İren Yılmaz kimdir?

1989 yılında İstanbul da doğdu. 2015 yılında Beykent Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema-TV bölümünden mezun oldu. Mezun olduktan sonra kendi alanı dışında bir süre kahve ile ilgilendi ve bu tutkusu hala devam ediyor. 18 yaşında borderline kişilik bozukluğu tanısı aldıktan sonra bunun üzerine tedavi görmeye başladı. Fakat yıllarca yanlış tedaviler gördü. Bu tedaviler ve rahatsızlığı ile ilgili bilgisizliğinin de etkisiyle çeşitli travmalarla yüzleşmek zorunda kaldı. Rahatsızlığına dair bilinçlenmesi ve travmalarından arınması için sanatına yöneldi. Kolaj ile başladığı bu yolcuğunda zaman içinde mürekkep, akrilik gibi çeşitli malzemelerle çalışmaya başladı. Günlük hayatında kendine koyduğu sınırlarından çıkıp özgürleşmek adına kendine sınırları olmayan serbest bir çalışma tekniği yarattı.


Etiketler: kültür sanat
nefret