30/06/2016 | Yazar: Yıldız Tar

HDK LGBTİ Meclisi’nden HDP Milletvekili Kadri Yıldırım’ın homofobik sözlerine yanıt

HDK LGBTİ: ‘LGBTİ’leri İslam’a hakaret gören zihniyet devlet hassasiyetlerinden nemalanıyor’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

HDK LGBTİ Meclisi’nden HDP Milletvekili Kadri Yıldırım’ın homofobik sözlerine yanıt: LGBTİ’lerin varlığını topyekün İslam’a hakaret olarak gören bir zihniyetin toplumsal hassasiyetlerden değil, toplumu biçimlendirmeye çalışan devletçi iktidarın hassasiyetlerinden nemalandığını görmek durumundayız.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) LGBTİ Meclisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım’ın “Herkes eşit insan haklarından faydalanmalıdır ama LGBTİ eylemlerinde İslam’a hakaret ediliyor” sözlerine ve HDP’nin bu eylemlere katılmasını eleştirmesine yanıt verdi.

İstanbul Hêvî LGBTİ Dayanışma Derneği’nde basın açıklaması yapan HDK LGBTİ Meclisi, “LGBTİ bireylerin varlığını topyekün İslam’a hakaret olarak gören bir zihniyetin toplumsal hassasiyetlerden değil, toplumu biçimlendirmeye çalışan devletçi iktidarın hassasiyetlerinden nemalandığını görmek durumundayız” dedi.

“Irkçı ve faşist dalga artıyor”

Meclis adına basın açıklamasını okuyan İrem Güven sözlerine şöyle devam etti:

“28 Haziran 2016 tarihinde Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen saldırı, Haziran 2015’ten beri Türkiye’nin içine sürüklendiği savaşın artık gündelik hayatımızın olağan bir parçası olduğunu gözler önüne serdi. Muktedirler, daha önce Amed’te, Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul’da patlatılan bombalardan sonra olduğu gibi, bir kez daha insan hayatından, barıştan, bir arada yaşayabilmekten değil; güvenlikten, istikrardan, ekonomiden dem vurdular.

“7 Haziran 2015 seçimleri ile birlikte HDP etrafında birleşen toplumsal muhalefetin elde ettiği başarı sonucu devletin ve iktidarın bizlere dayattığı, ablukaların, hak ihlallerinin, hukuk dışı uygulamaların sıradanlaştığı, ırkçı ve faşist dalganın gittikçe arttığı, bir arada yaşama umudunun yerini nefret ve öfkenin aldığı bir Türkiyedir.

“Türkiye’de özgür ve eşit bir yaşam umuduyla bir araya gelmiş kesimlerin tahayyül ettiği ve Türkiye halkları tarafından sahiplenilen bir arada yaşama umudu karşısında iktidar, toplumsal muhalefetin her kesiminin sesini duyulmaz hale getirmek için korku ve şiddeti kullanarak sahip olduğu tahakküm araçlarını fütursuzca kullanmaktan çekinmiyor. Bu topraklarda özellikle son bir senedir neredeyse her gün bombalar patlıyor. Roboski’de, Cizre’de, Sur’da, Lice’de, Nusaybin’de, İdil’de canlar alınıyor, insanlar kaybediliyor, köyler ve şehirler boşaltılıyor, evler, ormanlar yakılıyor.”

“Mesele toplumsal hassasiyetler değil”

8. Trans Onur Yürüyüşü ve 14. LGBTİ Onur Yürüyüşü’nün hedef gösterilmesi, yasaklanması ve polis saldırısını hatırlatan Güven, “Devlet güdümlü yapılan baskı ve tehditlerdi. “Ramazan,” “Kutsal aylar,” “toplumsal hassasiyet” gibi sebepler gösterilerek onur yürüyüşü engellenmek istenmiş, LGBTİler hedef gösterilmiştir. Oysaki, meselenin “toplumsal hassasiyet” olmadığını, İslam’ın belli çevrelerce siyasete alet edilerek iktidarın toplumu şekillendirme aracı haline dönüştürülme çabası olduğunun bilincindeyiz” dedi.

“LGBTİ bireylerin varlığını topyekûn İslam’a hakaret olarak gören bir zihniyetin toplumsal hassasiyetlerden değil, toplumu biçimlendirmeye çalışan devletçi iktidarın hassasiyetlerinden nemalandığını görmek durumundayız. Bu zihniyet, Rojava’da IŞİD’i, Bakur’da Hizbullah’ı, İstanbul’da ise Alperen Ocakları ve benzeri oluşumları kullanarak faklı kimliklerle beraber demokrasi ve özgürlükten yana olanları bertaraf etme çabasına girmiştir” ifadelerini kullanan Güven açıklamanın devamında şunları kaydetti:

“Bu dil Cumhurbaşkanının duymak istediği dildir”

“Halkların Demokratik Partisi 26. Dönem Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım’ın 29 Haziran 2016 tarihinde yaptığı basın açıklamasında “Müslüman Kürt Halkının beklentileri doğrultusunda partisinin kendini revize etmesi” talebi, ne yazık ki yukarıda bahsettiğimiz zihniyetin bir tezahürüdür. Yıldırım’ın çoğunluk seçmen kitlesi olarak işaret ettiği “Müslüman Kürt” tarifi, “bunlar Zerdüşt, bunlar Ateist” diyerek ötekileştiren ve dışlayan Cumhurbaşkanının beslediği ve duymak istediği dildir.

“Biz HDK LGBTİ Meclisi ve bileşenleri Hevî LGBTİ Derneği, İstanbul LGBT Derneği, KeSKeSoR Amed LGBTİ Oluşumu olarak, aynı platformda bileşeni olduğumuz siyasi örgütün “tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin; dışlanan ve yok sayılan bütün halkların ve inanç topluluklarının, kadınların, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, gençlerin, işsizlerin, emeklilerin, engellilerin, LGBTİ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks) bireylerin, göçmenlerin, yaşam alanları tahrip edilenlerin; aydın, yazar, sanatçı ve bilim insanları ile bütün bu kesimlerle birlikte mücadele yürüten güçlerin her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve insan onuruna yaraşır bir yaşam kurmak üzere bir araya geldiği, demokratik halk iktidarını hedefleyen” programını artan faşist ve ırkçı dalgaya karşı savunuyor ve sahipleniyoruz.”

“LGBTİ’lerin mücadelesi hedef gösterildi”

Yıldırım’ın, Ramazan ayında LGBTİ’lerin toplumsal alanda görünürlüklerini Ramazan’a ve İslam dinine hakaret olarak gördüğünü, LGBTİ’lere yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet, baskı, tehdit, aşağılama, egemenlik kurma gibi cinsiyetçi uygulamaları ve söylemleri “Müslüman Kürt halkının hassasiyetleri” olarak savunduğunu söyleyen Güven, “LGBTİ’lerin kamusal ve toplumsal yaşamda maruz kaldıkları şiddet, dışlanma, ayrımcılık, nefret suçu ve söylemlerine karşı verilen mücadeleyi hedefleştirmiştir” şeklinde konuştu.

“Sürecin takipçisi olacağız”

HDK LGBTİ Meclisi olarak sürecin takipçisi olacaklarını da belirten Güven açıklamayı şöyle sonlandırdı:

“26 Haziran Pazar günü polis, bir grup İslamofaşist ile birlikte İstiklal Caddesi’ni ablukaya aldı. İktidarın, toplumsal muhalefetin sokakta kendini göstermesi ve sesini duyurmasından duyduğu korkuya ve şiddetle engelleme çabalarına rağmen, LGBTİler “dağılarak” ablukayı kırdılar.

“Savaşın ve şiddetin egemen olduğu Yeni Türkiye’de özgür, adil ve eşit bir hayatı savunanların içinde bulunduğu ablukayı hep beraber yıkabileceğimize olan inancımız bugün daha da güçlü.

“Öldürülmeye, yok sayılmaya, ötekileştirilmeye, dışlanmaya alışmadık, alışmayacağız. Barış içinde yaşam hayalimizi gerçekleştirmek üzere, kaybettiklerimiz önünde saygıyla eğiliyor, yitirdiklerimizin anısını ortak mücadelemizde yaşatacağımızı tüm halklarımıza ilan ediyoruz.”

İlgili haber:

HDP’li vekilden homofobi: LGBTİ eylemleri İslam’a hakaret


Etiketler: yaşam, siyaset
nefret