02/09/2017 | Yazar: Ezgi Epifani

‘Şişman ayıplama aslında beden polisliği ve bedenlerin özgürlüğü için mücadele edenleri küçümseme ile yakından bağlantılı bir şey.’

Hem beden olumlama ne ola ki? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Şişman ayıplama aslında beden polisliği ve bedenlerin özgürlüğü için mücadele edenleri küçümseme ile yakından bağlantılı bir şey.”

Ijeoma Oluo’nun 3 Kasım 2015 tarihli “What IS Body Positivity Anyway?” yazısının çevirisidir.

Substantia Jones, hedefi şişman bedenleri kutlamak olan, basit ama paradigma değiştiren muhteşem fotoğrafçılık girişimi The Adipositivity Project‘in kurucusu. Ve, bunu yaparken, “Fiziksel güzelliğin tanımlarını genişletiyor. Gerçek anlamda.”

Kamera lensinin gücü aracılığıyla toplumsal güzellik normları ile mücadele etmediği zamanlarda Jones, hem bir konuşmacı hem de bir podcast sunuyor. Şişmanlığı Kabulün (Fat Acceptance) aslında ne olduğu üzerine, tam da bu tartışmalı terimin sıklıkla yanlış kullanıldığı zamanda konuşmuş olduk.

Bugün bedeninle ilgili nasıl hissediyorsun?

Bugün bedenimle ilgili iyi hissediyorum. Bedenim bana zevk alma olanağı veriyor ve hareket etmemi sağlıyor. Üzerine çantamı asabilmek için harika bir yer, organlarımı içeride tutuyor ve üzerindeki 20 dolarlık bir elbiseyle dikkat çekebilmemi sağlıyor. İnanılmaz eğlenceli işlevleri var; kahkaha atmak, orgazm ve çok sıcak bir günde buz gibi bir içeceği kafaya diktiğinizde size verdiği his gibi. Bu hissin adını bilmiyorum ama favorilerim arasında olduğu kesin.

Ayrıca, biraz yardımla, yoktan bir insan evladı var edebiliyor. Ben bu özelliği kullanmamaya karar verdim ama cebinizde böyle bir şeyin olması hoş değil mi? Bu, hayatın bana atadığı beden o yüzden onu aktif olarak ve ısrarla seviyorum. Bu beden; birkaç el ameliyatına, küçük bir kadın meselesi operasyonuna, biraz tiroid saçmalığına, birkaç kırık kemiğe ve sarhoş bir sürücünün çarpmasına dayandı. Beni onlarca yıllık deneyime taşıdı ve hala yapması gereken çoğu şeyi yapmaya devam ediyor. Yani evet, bugün bedenimle ilgili iyi şeyler hissediyorum.

Listeye, “arabalarından herifler laf atıyor” ve “internette korkaklar dalga geçiyor”u da eklerdim de, bunların yukarıdakilerle pek aynı ligde oldukları söylenemez değil mi? Hayır. Bugün kesinlikle bedenimle ilgili iyi hissediyorum.

Şişmanlığın kabulü senin için ne anlama geliyor? 

Bunu birbirinden ayrı ancak bağlantılı iki şey olarak görüyorum. Biri, kendi bedenimizi kabul etmemiz. Bu kişisel bir şey ve tanımı kişiden kişiye göre çeşitlilik gösteriyor. Bu bize şişmanlığı kabulün diğer unsuru olan başkalarının bedenlerini kabulü yaymamız ve telkin etmemiz için yardımcı oluyor. Bunu, başkasının bedenini yargılamadan ve bedenine yönelik sahip olduğu hakların önünü tıkamadan yapıyoruz. Bazıları sadece birini becerebiliyor ama ikisinde de ustalaşırsanız gerçek şişmanlığı kabulü başarmış oluyorsunuz.

(İpucu: Birini başarabilmek genellikle diğerini daha kolay hale getiriyor.)

Şişmanlığı kabulde senin karşılaştığın en yaygın yanlış anlamalar neler?

Düzenli olarak “obeziteyi yüceltiyorsun!” e-postaları alıyorum. Cevap olarak aslında neyi yücelttiğimi anlatıyorum onlara. Güzel bir listem var, öyle güzel ki sonunda kendime 60’lardan bir çiçek çocuk (hippi) olmadığımı hatırlatmam gerekiyor.

Ben beden otonomisini yüceltiyorum. Ben eleştirel düşünmeyi yüceltiyorum. Ben şirketlerin açgözlülüğüne karşı mücadele etmeyi yüceltiyorum. Ben parlak sürtük-kırmızısı ruju yüceltiyorum. Ben mutluluğu yüceltiyorum. Ve bilimi. Ve seçimi. Ben gerçeği yüceltiyorum. Ben sevgiyi yüceltiyorum.

Bu yüzden iyi bir çiçek çocuk istiyorsanız, bana obeziteyi yücelttiğimi yazın ve söyleyin.

Sence şişmanlığı kabule olan nefret nereden geliyor?

Korku, cahillik ve açgözlülükten. Bunlar düşmanca suçlamalar gibi gelebilir ancak bunlar aslında beden polisliği ve bedenlerin özgürlüğü için mücadele edenleri küçümseme ile bağlantılı şeyler. Büyük ihtimalle buna inandığım için safım ama şişmanları ayıplayanlar ve endişe trollüğü yapanların, bu davranışlarının dar kafalılık olup, artarak göze battığının farkında olduklarından şüpheliyim. Tabi ki ne yaptıklarının tamamen farkında olanlar da var. Ben bir pragmatistim. Oldukça meşgul bir pragmatist. Şişmanları ayıplayanlarla uğraştığımda ilk gruptakilere odaklanıyorum, daha iyisini bilen nefret döllerine değil. Onları karmaya bırakıyorum.

Ayrıca bir öcünün varlığından rahatlık duymanın insan doğasının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Açgözlülük burada devreye giriyor. Kilo verme endüstrisi, akıllıca ve sürdürülebilir iş modelinin yanı sıra etkili ve bereketli bir öcü yarattı. 

Şişman ayıplama nedir? Bunun insanlar üzerindeki etkisi nedir? Gerçekten ciddi bir sosyal mesele mi?

Şişman ayıplama, beden ölçülerine dair dar kafalılığın bir meyvesidir. Beden polisliğini, bilmeyerek veya bilip de umursamayarak yanlış bilgi yaymayı, zorbalığı, mikro-agresyonları, Amerika’nın yılda 66 milyar dolarlık kilo verme endüstrisinin pis işlerini yapmayı içerebilir. Ben bunu ciddi bir sosyal mesele olarak görüyorum. Birine yapılabilecek “en kötü” şey olmayabilir ama çok ciddi zarar veriyor.

Şişmanlığı Kabul Hareketi’nin bazı görünümleri ile herhangi bir sorunun var mı? Varsa nedir?

Evet, bazı aktivistlerin bazı davranışları nedeniyle cesaretimin kırıldığı oldu. Görünür ırkçılık, yaşları nedeniyle insanlara yapılan ayrımcılık (ageism), transfobi, yalancılık, sadedillik, adilik ve ikiyüzlülük örnekleriyle karşılaştım. Toplumun genelinde bulabileceğiniz tüm “-izm”leri, Şişmanlığı Kabul Hareketi’nde de bulabilirsiniz. Tüm toplumsal hareketlerde bulabileceğiniz gibi. Çünkü bir hareket, insanlardan oluşur. Tüm insanlar da farklı farklı geçmişlerden, hırslardan ve bakış açılarından oluşur. Ve dikenlerden. Ama hareketi kolektif olarak suçlamıyorum çünkü hepimiz karmaşık bir dünyada yaşayan karmaşık varlıklarız.

Bazen büyük öneme sahip meselelerde bile hemfikir olmamamızı kafama takıyor muyum? Hayır. Hiç sorgulamadan anlaşmak durağanlıktır. Bazı doktrinsel meselelerde taban tabana zıt olsak da, herkesin katkısına değer veriyorum. Ama benim kimse adına konuşmadığım gibi kimsenin de benim adıma konuşamayacağının farkında olunduğundan emin oluyorum.

Toplumda artan obezite hakkında endişelenmeli miyiz?

Hayır. Beslenme eğitimi ve gerçek besinlere ulaşabilme hakkında endişelenmeliyiz. Mutluluğu, güvenliği, genel iyilik halini ve azınlık olmanın verdiği stresten kurtulmayı içeren gerçek toplum sağlığı üzerine endişelenmeliyiz. Asıl işi bizi korumak olan kurumların bunun yerine bize daha çok zarar vermesi üzerine endişelenmeliyiz. Ticaretin tıpta oynadığı rol üzerine endişelenmeliyiz. Silahlı şiddet, bağımlılık, polis şiddeti, akıl sağlıkları konusunda kişilerin damgalanması, yasal üreme sağlığı merkezlerine ulaşabilme konularında endişelenmeliyiz. Tüm bunlar toplum sağlığı hakkında endişelenmemiz gereken meseleler. Şirket üretimi bir düşman değil.

Dahası, sağlığımızı geliştirmek veya korumak adına kendimize kilo hedefi koyup bu hedef uğruna çabalasak da, bu çabaların uzun vadede başarısız olduğu defalarca kanıtlandı. Eğer mesele bir şeyleri uzun vade için yapmak değilse, ne için o zaman?

Belki de toplum sağlığına dair en önemli unsur, her birimizin sağlıklı olmayı seçmek konusunda özgür olduğumuzu kabul etmektir. Bunu satması zor tabi ancak “özgürlük” kelimesinin Muhafazakarlar ona el koymadan önce ne anlama geldiği üzerine düşündüğümüzde, o zaman özgürlük hakkında konuşuyor oluruz.

İnsanlar Şişmanlığı Kabul Hareketi’ni desteklerken aynı anda kilo vermek isteyebilirler mi?

Asıl soru da bu değil mi? Ve benim cevabım, beni birçok beden olumlama aktivisti yoldaşımla ayrı düşürüyor. Eğer bireyin kendi bedeninin faili olmasını ve üzerindeki tasarruf hakkını savunuyorsak; zulüm içeren şeyler dışında bedeniyle her şeyi yapabileceğini kabul etmiş oluyoruz, değil mi? Bu tüm modifikasyonları kapsıyor, kilo kaybı dahil. Kilo vermeyi düşünen biri fikrimi sorarsa, tabi ki benden alacağı sürüsüyle çalışma, alıntı ve anektodsal iddialar olur. Ama nihayetinde, karar kendilerinindir. Bunu kabul etmeden beden otonomisi vaazı veremem. Bu konuyu dinleyip dinlemeyeceğime ben karar veririm ve kilo verme amigoluğu için bir araç olmam ama kimseyi de bedenleri ile ilgili yapmak istedikleri konusunda ayıplamam. Toplumsal adalet için çabalarını da reddetmem. Buna şişmanlığı kabul adına olanlar dahil.

Dünyaya dar kafalılık, kadın düşmanlığı (mizojini) ve sahtekarlık yayan biri yerine; bedeniyle ilgili kararları benimkilerden farklı olan bir müttefikle omuz omuza mücadele etmeyi yeğlerim. Her zaman.  

Şişmanlığı Kabul Hareketi’nin toplumda neyi başarmasını umuyorsun?

Toplumsal ve yasal olarak üstüne basılan bedenimize yönelik haklarımızı geri almak, bedenlerimizi özgürleştirmek. Bu kadar basit.

İnsanlar, Şişmanlığı Kabul Hareketi hakkında nereden daha fazla bilgi alabilirler?

Kapsamlı istatistikler ve bilgiler için ASDAH‘a bakabilirler. Kişinin kilosunun genel sağlığı hakkında pek bir şey belirtmemesi, beden polisliği ve şişman ayıplamanın zararlı toplumsal etkileri hakkında bilimin söylediklerini gördüğünüz zaman, size muhteşem Linda West’in kendi Twitter sayfasında yazdığı şeyi yapmanızı tavsiye ediyorum:

Bedeninizi kabul etmeye giden yolda kolay bir adım: İçselleştirilmiş şişman fobiniz tetiklenmeyi bırakana kadar internette şişman kadınların fotoğraflarına bakın. İnsanlar bana sürekli nasıl bu kadar “özgüvenli” olduğumu soruyor. Hakikaten tüm süreçte yaptığım buydu.

Fotoğraflar: The Adipositivity Project

Bu çeviri ilk olarak ezgiepifani blogunda yayınlanmıştır.


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam