14/06/2018 | Yazar: Ali Erol

Hafız’a yönelik homofobik önyargılar, heteroseksüel maskülenliğin hâkim sınırlarını zorladığından, kişilerin kendi toplumsal cinsiyet kimliklerini sağlama alma hedefiyle ifade edildiği görülüyor.

“Hâlâ milletin kaşıyla gözüyle uğraşıyorlar!” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Hafız’a yönelik homofobik önyargılar, heteroseksüel maskülenliğin hâkim sınırlarını zorladığından, kişilerin kendi toplumsal cinsiyet kimliklerini sağlama alma hedefiyle ifade edildiği görülüyor.

TRT'de yayınlanan “Ramazan Sevinci” programında Kur'an-ı Kerim okuyan Mustafa Özyılmaz'ın kaşları Mayıs ayında öne çıkan sosyal medya “olay”larından biriydi.

“TRT'de Kur'an okuyan hocanın kaşları” haberini Mynet, “Atletik vücudu ve bakımlı görüntüsüyle dikkat çeken Mustafa Özyılmaz'ın şekilli kaşları” ifadesiyle sundu.

İnternet platformu Mynet’in haberini olduğu gibi alan “AK Haber”, “TRT’deki hoca” haberini “Hâlâ Milletin Kaşıyla Gözüyle Uğraşıyorlar!” sunumuyla verdi. “Hâlâ Milletin Kaşıyla Gözüyle Uğraşıyorlar!” ifadesi memurlarahaber.com sitesinin de tercihi oldu.

Mynet’in “TRT’de Kur’an okuyan hocanın kaşları” haberini bir diğer site haberasi.com ise “Kaş Almak Hani HARAMDI ? TRT'de Kuran Okuyan Hocanın Kaşları Kadın Gibi Alınmış” ifadesiyle paylaştı.

Mustafa Özyılmaz’ın sosyal medyada “fenomen” olmasını ele alan onedio.com sitesi, hafızı, “sportif, yakışıklı ve genç bir adam” olarak tasvir ediyor ve ekliyor: “Ha bu arada mutlaka merak edenleriniz olmuştur. Mustafa Özyılmaz evli ve bir erkek çocuk sahibi.”

Öte yandan, bu haberi facebook sayfasında paylaşan Hafız Özyılmaz’ın aldığı yorumlardan birinde “evli ve çocuklu” olmasının altı bir kez daha çiziliyor: “Patladin gittin be reis Kızlar bekarmi diyor yok Çocuklu dedim twit sallanıyor haberin vardır hocam .Ateistler bile hayran kalmış 10 parmak da 10 marifet MaaşAllah... Kimi sol gruplar abes paylaşım yapmada sen ikisini de gör ve yoluna devam et çok kişi etkiledin..Selamlar ..” Bir başka takipçi ise Hafız’ın instagram hesabında bir yıl önce paylaştığı gökkuşağı şemsiyeli bir gönderisini aktarıp şu yorumu düşüyor: “Tanıyalım; LGBT renkleriyle gizli mesajlar veren birisi. Homoseksüelliğin ahlaksızlık çirkinlik ve haram olduğundan bizleri ayetlerle bilgilendirebilir misin?” Hafız’ın Konya’dan facebook takipçisi sorduğu “soru”ya cevap beklemeden homofobik nefret söylemli kartlar paylaşıp ikinci “soru”sunu ekliyor: “Bu renklerle ne ilginiz var anlatabilir misiniz?” Durmuyor, devam ediyor: “Erkeklerin kadınlara benzemesi dinen çirkin midir?” Bunun üzerine Hafız’ın bir kadın takipçisi “cevap” veriyor: “bu ne şimdi??Hocanın sayfasında ne gıbı talep ima ve yorumdur bu sizin gibi oküzler ve içi karanlıklar olmaz olsun!!herkesin sevabıda günahıda haramıda helalide kendinedir??”

Onedio’nun derlemesini alan Ahval, paylaştığı sunuma “özellikle dikkat çeken kaşları, 'metroseksüel imam' olarak nitelenmesine yol açtı” eklemesi yaptı. Hafızın “yaşam tarzı”na “muhafazakârlardan gelen tepki”ye dikkat çeken Ahval sitesi devam ediyor: “Alışılmışın dışında bir din görevlisi portresi çiziyor. Bu nedenle islamcı ve muhafazakarların da eleştiri odağı haline gelmiş bir isim.”

“TRT ekranlarında Kur’an okuyan hafız” haberini Yurt Gazetesi “alışılmışın dışında bakımlı görüntüsüyle dikkat çeken görüntüsünü”ne dikkat çekerek, Gerçek Gündem sitesi ise

“TRT'nin hilal kaşlı hafızı sosyal medyada olay oldu!” başlığıyla verdi.

Hafız Mustafa Özyılmaz’ın “kaşları ve fiziği ile sosyal medyada dikkat çekmesi”ni paylaşan Samsun Haber ise okurlarına, “Fenomen Hafız OMÜ Mezunu Çıktı” müjdesini verdi. Samsun Haber’in bir okuru “Mustafa hoca atakum kamalı mahallesinden samsunludur kendisi” yorumu düşerken, diğeri “Fenomen miymis yeni.görüyorum” diyor. Bir diğer okur ise “ya kaşlar felan olmamış hocam hocalara saygılıyız da rajona ters :)” diye yorumluyor. “Sporsuz ve Kuran’sız bir hayat düşünemiyorum” diyen Hafız Mustafa Özyılmaz, sportif başarılarını sıralarken, futbol, atletizm, masa tenisi, hentbol, taekwondo ve voleybolu sayıyor.

“Maşallah… hem dünyaya hem ahirete çalışmış”

“Hafız Mustafa” bir yıl önce instagram hesabından, “herşeyimizi eleştiriyor” dediği “sözde klavye muslumanlarına” hitaben bir “duyuru” yapıyor: “Bazı insanlar var burada; bizleri tanımadan hakkımızda ileri geri konuşuyor, herşeyimizi eleştiriyor... Herşeyi sadece kendileri biliyor...Sanki sadece kendileri Cennete girecek, onlar gibi olmayan,onlar gibi düşünmeyen,onlar gibi giyinmeyen herkes cehenneme girecekmiş gibi konuşuyor...Burada dinden imandan bahseder dışarda yapmadığı pislik yemediği nane yoktur! Ben 4 4 lük bir insan değilim benim de hatalarım olabilir, ama enazından iki yüzlü bir insan değilim, dışarda nasılsam burada da oyleyım, her halimi paylaşırım hiç kimseden korkmam çekinmem. Bakın, beni yakından tanıyan dostlarım iyi bilir. Hiçbir eleştiriden gocunmam, rahatsız olmam, silmem öylece durur. Ancak eğer bu eleştiriler hakaret seviyesine çıkarsa onun cezasını keserim. Herkes haddini bilecek! ( Not: bu arada ben imam veya müezzin değilim, Beden eğitimi ogretmeniyim.Giydiğim eşofmana kadar laf eden sözde klavye muslumanlarına duyurulur. Kusura bakmayın derslere de takım elbiseyle giremem! )”

“Duyuru” binden fazla “like” alıyor ve takipçileri yorumlarıyla Hafız’ı teselli ediyor. Bir takipçi, “Milletin görünüşüne bakar haram der kendisi maşallah ile inşallah ile ona buna yürür.” diyerek tepki gösterirken, bir kadın takipçi ekliyor: “Bu zamanda imanı tutmak çok zor. Evlerimize elektronik cihazlarla birlikte giren haramlar artık kaniksandi.. Maalesef hepimiz tüm hayatimizi teşhir eder olduk. Riya denen şey ayyuka çıktı. Yediğini içtiğini çekebilmek için ozel sofra kuran bile var. Bir de her paylaşıma eleştiri yapma modası var ki işte o insanı büyük günaha sokuyor. Meşguliyeti Allahın kitabı olan meslegiyle ilgili fotolar paylaşan bir insanı takdir edeceğine tenkit eden kişiler aynaya baksin.Acaba ben sesim bu kadar güzel olsaydı elime gitar mi alırdım Kuran mi diye.. Her çocuk kendine idol bulur. Mustafa Bey iyi bir örnek bence çocuklarımıza Kur'an-i Kerim'i sevdirebilecek birisi. Allah razı olsun.”

“Seni beğenmeyen gitsin çok afedersin kendi götüne göbeğine baksın. Fit sportmen hoca olmuyormu yani anlamış değilim.”

“Of insanlar ne kadar çabuk eleştiriyor imam görseler imam kafede otursa vay efendim bir de imam olacak gibi laflar o insan değil mi ya hoca da sizin gibi olsun modern medeni sporunu da yapan tatiline de giden bakımını da yapan”

“Sosyal medyada sürekli fotoğrafları dolaşan” Hafız Mustafa Özyılmaz, giyimine kuşamına laf edenlerden yakındığı paylaşımdan bir sene sonra ise gene instagram hesabında, kendisiyle ilgili “sosyal medyada dikkat çeken hafız” haber kupürünü memnuniyetle paylaşır ve beş binden fazla “like” alırken, takipçilerinin desteği “maşallah… maşallah…” ile “islamda bedene iyi bakma” yorumları arasında sıralanıyor.

“Maşallah… hem dünyaya hem ahirete çalışmış” övgüsünden “Milletin derdi kaşın olmuş kardeş hafız olmusun kimin umrunda” sitemine salınan yorumlar dönüp dolaşıp “beden bakımı”na geliyor: “Bazıları diyor bir insan hem dindar olup hem kendine bakabilir diye ama zaten bakım temizlik demektir . Bir müslüman da temiz yani bakımlı olmalidir. Bakımlı olan insanlar dinsiz mi ? Herşeyiyle maşallah diyelim kardeşimize.”

“Ilk izlediğimde eşime dedim aaa kaşlara bak adamdaki bakıma bak hem kuran okuyor hem de artist şimdi hepimiz aydınlandık iyi oldu iyi . Allah sizin gibi gençleri var etsin. O kaşlar olmasa bende sizi bilmicektim”

“Kaşlarınız tüm sosyal medyada dilden dile dolaşırken bir bakayım dedim kim bu hoca maşallah diyelim kafamızda oluşmuş kalıplaşmış tüm hocaların dışında bir çizginiz var”

“Türk filmlerinde dayatılan,pis , dolandırıcı sahtekâr hoca tipi dışında has bir delikanliyla karşılaştılar ya müslümana yakiştiramadılar. Aslan hemşerim kardeşim bozma moralini. Allah'a emanet olun.”

“iyi ki sosyal medayada dolaşmış bu resimler. böylece harika bir insan tanımış olduk”

“Bakimlisiniz ve vucudunuzla ilgi cekiyorsunuz. Kiyafetiniz vucut hatlariniza oldukca oturuyor. Hem hayattan baginizi koparmiyorsunuz hemde maneviyatinizi yerine getirip bu meslegi yapiyosunuz.Biraz sfnizi inceledigimde de gordum ki herkes begeniyor sizi. Benim tek dilegim kadinlara da ayni sekilde tepki verilmesi. ''Yok sen suslumansin. Hicbir kivrimin gorunmeyecek. Duzgun ortun.O nasil basortusu? Kocanin dedigi kiymetlidir. '' tarzi surekli kadini yonetmeye calisan kesimler umarim tukenir. Bence iyi bir orneksiniz.”

“Müslüman fakir hakir paspal olacak görüşünü yıkıyoruz ve bunu kabullenmeleri de kolay olmayacak. Çünkü bu dünya onlarındı şimdi bizde ortak çıktık onlara göre... yolun açık olsun kardeşim selam ve dua ile...”

“Hocam siz bu ülkeye bu ülkede size iftira atan insanlara fazlasınız. Ekşi sözlük denen pislik çukurunda eleştiri almanız normal fazla takılmayın. Tebrikler”

Öte yandan, aynı fotoğrafı “hoca da hocaymış be, tütütü maşallah” beğenisiyle paylaşan bir twitter kullanıcısı, iki gün sonra fotoğrafın altına, “hoca instadan hepimize sallamış ya, ne yaptıysak sanki güzel kaşlı, nur yüzlü dedik. ne dedik hoca ne dediiiiik” yorumu ekliyordu.

Ablan homofobik bebeğim!

“TRT ekranlarında Kur’an okuyan hafız”ın sosyal medyada dolaşıma giren söz konusu fotoğrafıhomofobik söylemlerin de saçılıp dolaşıma girmesini beraberinde getirdi.

Bir twitter kullanıcısı, Samsun’da sahne aldığı mekânda homofobik saldırıya uğrayan bir başka sosyal medya fenomeni DJ Kerimcan Durmaz’ın fotoğrafı ile “TRT’de Kur’an okuyan hocanın kaşları” fotoğrafını Ablan imam bebeğim” kolajıyla paylaştı.

Bir başka sosyal medya hesabının homofobik “espri”sinde gene DJ Kerimcan’a göndermeli “Kaşların bakımı özenle yapılmış - İmamcan Durmaz mı bu?” deniyor ama esprisine takipçilerinden beklediği ilgiyi göremiyor.

Hafız Mustafa Özyılmaz’a yönelik sosyal medyada dolaşıma sokulan homofobik söylemli önyargılar, hafızın heteroseksüel cinsel yönelimine dair kuşkudan kaynaklı olmayıp, asıl olarak, heteroseksüel maskülenliğin hâkim sınırlarını zorlamasına karşı kişilerin kendi toplumsal cinsiyet kimliklerini savunma ve sağlama alma hedefiyle ifade edildiği görülüyor.

Homofobi, ister kişinin kendisinde olsun ister başka bir kişide rastlasın; kaçınılması ya da yok edilmesi gereken “eşcinsellik algısı” için kullanılır. Homofobik önyargının yöneltildiği kişinin ille de heteroseksüellikten başka bir cinsel yönelime sahip olması gerekmez. Bu aşamada devreye heteroseksizm girer ve toplumda kabul görecek biricik cinsel yönelimin heteroseksüellik olması gerektiğini dayatır. Ardından, farklı cinsel yönelimi olan insanlara “heteroseksüel gibi” davranmaları yönünde dayatılan kurallar bütünü heteronormativite karşımıza çıkar. İşte tam da bu noktada heteronormativite sadece farklı cinsel yönelimi olan insanlara değil heteroseksüellere de dayatılır: “Benim kaşımdan düzgün yeminle kadınlığımdan utandım”

“Hocalar caga ayak uyduruyor laf ediyorsunuz. geri kaliyor laf ediyorsunuz. adam belli ki sosyal bir hoca”

“TRT'de Kur'an okuyan Mustafa Özyılmaz'ın kaşları olay oldu” haberine Mynet sitesinin takipçileri 94 “yorum” düştüler.

Bir yorum “hocaların gercek yuzu hocalarda evrım degıstırdı gunumuzdekı hıcbır hocaya guvenmıyorum tamamen maddıyatcılar” derken, 2120 oy alıyor ve 1389’u katılırken, 731 takipçi bu “yorum”u beğenmiyor.

Bir diğer yorumda, “Ya arkadaslar hocalar caga ayak uyduruyor laf ediyorsunuz. geri kaliyor laf ediyorsunuz. adam belli ki sosyal bir hoca” eleştirisi geliyor ve 2114oy alıyor ve bu “yorum”u sadece 193 kişi beğenmiyor.

Mynet takipçileri arasında Hafız Mustafa Özyılmaz’ın “kaş aldırması”nı, “modern bir hocaymış” diye olumlu karşılayan bir takipçi, Cübbeli Ahmet Hoca’nın “kaş aldırmak haram mıdır?” tartışmasını hatırlatıyor.

Nihayet “konu”yu bir başka takipçi, “LGBT isimli topluluk”a getiriyor ve tamamı büyük harflerle şu yorumu düşüyor: “şimdi C H P liler bu hocaya şey mey. derler. ama düne akdar ve herzaman LGBT isimli topluluk ! için cinsel tercihleri bunların. özgürlük var .. dünya görüşü var deyip  .. nasıl çığırtkanlıklar yapacaklar bu C H P liler bakacam yorumlarına :)” Hemen ardından bir takipçi, “sey mey ne la” diye soruyor.

Mynet takipçileri arasında, “ehli metroseksüel”, “bence gıtsın fıtnes hocası olsun”, “ne hoca ya güzellik yarışmasına gitsin”, “hoca değil metroseksüel hoca bu :))” yorumları ilgi görmezken, bir takipçi de, “başkası yapsa tüm dinciler homo derler kendilerinden olunca çıt yok, sorun değil derler, ağzından çıkana bak derler” eleştirisi getiriyor.

“hocanın okuduguna temizliğine karizmazına ve diksiyonuna bak . tipine kaşına gözüne değil bırakın şekilciliği”

“insan bakımlı olmalı! bir şeye haram demek için Allahın emri gerekir. ayrıca din paspallığı emretmez... bunlar Hep Kuranın yerine geleneği koymaktan kaynaklanıyor. ayda yılda bakımlı temiz bir din adamı gördük Allah aşkına başlamadan bitirmeyin bu umudu!”

“ne var bunda arkadaş demekki adamın kaşları şekilsiz çok fazla, adam düzeltmiş ! saç kesip düzeltiyorsun sakal kesip düzeltiyorsun bıyık kesip düzeltiyorsun kaşı kesip düzeltince ne oluyor sanki! boş boş işlerle uğraşmakta üstümüze yok!”

“Resmen kadın misali kaşlarını aldırıp garip bir hâle girmiş”

Mynet’in internet sitesinde paylaştığı “TRT'de Kur'an okuyan Mustafa Özyılmaz'ın kaşları olay oldu” haberine düşülen okur yorumlarındaki üsluptan farklı olarak, haberin Mynet facebook sayfasında paylaşımına yapılan yorumların küfür ve hakaretle açıldığı görülüyor.

Kaş aldırmanın kadına mı, erkeğe mi “haram” olduğu tartışmaları karşılıklı küfür ve hakaretlerle seyrederken, bir kadın takipçi, “resmen kadın misali kaşlarını aldırıp garip bir hâle girmiş. Ayıptir bu yaptığı” diyor. Bir başka kadın takipçi ise “Hocanın cinsel tercihide kendini ilgilendirir, kerimcana benziyo” diyor ve basıyor kahkahayı.

Mynet’in facebook sayfasında bir kadın takipçi, “belki de ekrana çıkan herkese yapılan makyajdan öyle görünüyor olamaz mı” sorusunu hatırlatsa da, “resmen kadın misali… ayıptır bu yaptığı” yorumunu düşen kadın takipçi gene yetişiyor ve “Fatih Ürek aklıma geldi bunu görünce” diyor.

Bir erkek takipçi ise “Bu nasıl erkek? Erkek adam böyle kaş almaz zaten dinimizdede mübah değildir.Kadına haram olduğu gibi erkeğede haramdır” diye tekrar tekrar yorum düşerek diğer takipçileri ikna etmeye çalışıyor.

Nihayet bir grup erkek takipçi “konu”yu erkekçe sulandırma aşamasına geçiyor ve “hoca kaşlarını aldırmış” yorumu ilk defa yapılan bir “espri”ymiş gibi karşılıklı eğleniyorlar. “Kadın gibi kaşını almış”, “Bülent teyze gibi kaşını almış”, “Hoca annesi gibi kaşını almış”, “Acaba kaşını kimin için almış”, “Kerimcana özenmiş olabilir”, “Metroş”, “Dudak boyası eksik” ve nihayet “Yakinda Gaylardanda bir Hoca TRT ye cikarsa hiç şaşirmayin.”

Haberi paylaşan Mynet internet sitesine yönelik küfür ve hakaretler nihayet tehdide varıyor: “Mynet bence seninde oran buran oynuyor dikkat et bu ülkede orası burası oynayanların halinin ne olduğunu biliyorsun ona göre siyoniste hizmetkarlık etme bu millet sana haddini bildirir yoksa.”

“Gelmiş adama top muamelesi çekiyorsun”

Hafız Mustafa Özyılmaz’ın TRT “Ramazan Sevinci” programından alınan ve sosyal medyada dolaşıma giren söz konusu fotoğraf ile Ekşi Sözlük’te “kaşlarını alan hocaefendi” başlığı açılıyor ve düşülen ilk yorum: “metroseksüel olmak isteyen, özgür bir imamdır ama biraz şey olmuş sanki.”

Ekşi Sözlük’te “kaşlarını alan hocaefendi” başalığı altına düşülen yorumlar “…biraz şey olmuş…”la başlayıp diğer sosyal medya ortamları ile internet sitelerindeki cinsiyetçi ve homofobik söylemlerden farkı olmayan bir seviye ile devam ederken, biri daha ikinci sayfadan, diğeri de son sayfadan iki “yorum” alıp “ekçisözlük”ten çıkalım:

“insanlar ile alenen dalga geçmek ne zamandan beridir meziyet olmuştur beyefendiler? 24 saat burada kuru sıkı liberal söylemler yaparsınız. ancak ilk sınavınızı kaybedersiniz böyle bir ahmaklık ile. yakışıp yakışmaması ayrı. islam'daki kaş aldırma sorunu çözümü içtihadında imam efendinin hangi tarafı seçmiş olduğu meselesi de ayrı. ama kişinin onuru ile oynamak bu kadar kolay mı? şahsiyet hakları bu kadar kolay mı ihlal edilmeli? şuraya bir resmini koy desek ekşi sözlüğe bi daha girmezsin korkundan. gelmiş adama top muamelesi çekiyorsun.”

“hayatı spor yapmakla geçmiş bir insanın kaşlarını düzeltmesi özgürlükçü bir sözlüğün yazarları için dert olmamalı. sakal bıraksa eleştirilir, kaşlarını düzeltse eleştirilir, küpe taksa eleştirilir, sürme çekse eleştirilir. velhasıl işimiz zor.”

“Erkeler farklılaşıyor” mu?

“TRT'de Kur'an okuyan Mustafa Özyılmaz'ın kaşları”nın sosyal medyada “olay” olması ile br kez daha gündeme gelen “erkeklik” tartışmaları nerdeyse yüzyıllardır hiç bitmez. Toplumsal cinsiyetin inşa edildiği toplumsal süreçlerin değişip dönüşmesiyle söz konusu tartışmaların seyri değişse de her seferinde ve her dönemde, “kadının erkekleşmesinden, erkeğin kadınlaşmasından” şikâyet edilir ve kadınlar neyse de asıl olarak “erkekler farklılaşıyor mu” sorusu sorulur.

“Kaş aldırma” ne ki erkeklerin, tabii ki hetero erkeklerin “güzellik” serüveninin estetik ameliyatlarına kadar uzandığı gerçeği de yeni bir “konu” sayılmaz:

“Bir makyajla üzeri gölgelenmeye çalışılan toplumsal erkeklik nedir? Heteroseksüel erkek iktidarıyla korunan toplumsal erkeklik, o iktidarın kurumlarınca yeniden yeniden üretilir. Birçok hetero erkek süreci toplumsal erkeklikten vazgeçmek eşittir eşcinsellik olarak algıladığından ikilemler yaşayabiliyor. Rol ve davranış kalıplarına uymayan en küçük bir hareket ve yönelimin (karı mısın, ibne misin?) şiddetle cezalandırıldığı ortada iken söz konusu kaygılar anlaşılabilir. Rol ve davranış kalıplarının adı üstünde toplumsal kategorilerce belirlendiğini ve her zaman değişebildiğini ve değişebileceğini görmek lazım.”

“Fiziksel değişiklikler sosyokültürel çağrışımlıdır. Yani sembolik bir anlam da taşırlar. Kadınsılık ve erkeksiliğin dışında bir süreçtir bu. 60'lı ve 70'li yıllarda erkeğin uzun saçı bir asilik belirtisi idi ve köylerde bile klasik uzun saçlı erkekler olurdu. 80'lerle birlikte hatta biraz daha erkenlerde saçlar birden kısaldı. Günümüzde kırda uzun saçlı erkek görmek belki de imkânsız iken kentlerde yeniden saçlar uzadı. Ama hiç kimsenin aklına asilik ya da devrimcilik gelmiyor. Artık uzun saçlı bir erkek hele de atkuyruğu yapmışsa ya entel ya da ibne olarak algılanıyor. Giysiler, takılar ve benzeri şeylerin sosyo kültürel süreçte birden çok anlamları olabiliyor ve aynı şeyler farklı zamanlarda farklı anlamlar kazanabiliyor. Bu anlamları ilgili zaman ve mekânda değerlendirmek gerekir.

Cinsiyet ifadesine yönelik ayrımcı yaklaşım ve nefret söylemi

Cinsiyet ifadesi, kişinin biyolojik varsayılan atanmış cinsiyeti ve cinsiyet kimliğinden bağımsız sergilenebilir. Kişiler, davranışlarıyla cinsel yönelimlerini ifade edebilecekleri gibi etmeyebilirler de. Diğer taraftan, cinsiyet kimliği de, sadece bedenle ilgili olmayıp, psikolojik ve sosyal yönleri de içeren bir sürece işaret eder. Nihayet “cinsiyet ifadesi”, kişinin biyolojik/atanmış cinsiyet veya cinsiyet kimliğinden beklenir rol ve sorumlulukları karşılayabileceği gibi farklı da olabilir.

“Biyolojik cinsiyet”, insanları “kadın” ya da “erkek” olarak genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri üzerinden tanımlar. Bu sınıflandırmada “biyolojik farklılıklar” temel alınır. Bununla birlikte, insanların toplumsal ilişkiler içinde kadın, erkek ve diğer cinsiyetlere atfen belirlenen konumlarının ve bu işbölümünün gerektirdiği rol ve sorumlulukların biyolojik cinsiyetleri ile bir ilgisi yoktur. Bu normlar tamamen toplumsal süreçlerde inşa edilir, zaman içinde ve toplumdan topluma değişebilir. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet dinamik bir kavram olarak belli bir zaman döneminde belli bir kültürde “erkeksi” ya da “kadınsı” kabul edilen rol ve davranış özellikleri üzerinden tanımlanır. Bu özellikler saç şekli ve giyim stilinden, insanların konuşma ya da duygularını ifade etme tarzlarına kadar uzanan büyük bir çeşitlilik içindedir. Ayrıca, toplumsal cinsiyet, toplumsal önyargı haline gelmiş iki sabit toplumsal cinsiyet kimliği düşüncesinin ötesine geçerek farklı cinsiyet kimliklerini içeren bir kavramsallaştırmadır. Başka bir deyişle, bu tanımlamada erkek, kadın ya da trans olarak kendimize dair içsel algımızı ifade eden toplumsal cinsiyet kimlikleri yer alır.

Nihayetinde, farklı kültürlerde, farklı coğrafyalarda ve farklı tarihsel zamanlarda kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen roller ve sorumluluklar bütününü ifade eden toplumsal cinsiyet, toplumsal süreçlerde inşa edilir ve dönüştürülebilir. Tipik olarak kadınlara ya da erkeklere ait özellikler ve beceriler ile değişik durumlarda kadın ve erkeklerden genellikle beklenen davranış biçimlerini de içerir. Toplumsal cinsiyet kavramı; kadın ve erkeğin toplum içindeki farklı rollerini, sosyal konumlarını, ekonomik ve politik güçlerini yansıtır ve aynı zamanda tüm bunları etkiler.

Önyargı, kalıp yargılar, damgalama

Nefret söylemine varabilecek ayrımcı yaklaşımlar “önyargı”, “kalıp yargılar” ve “damgalama” saikleriyle şekillenir.

Bir grup veya grubun üyelerine karşı, genelde negatif bir ön değerlendirme olarak tanımlanan önyargı, psikolojide genelde kullanıldığı şekliyle, sadece bir fikir ya da inanç üzerine bir beyanat değil, horgörme, sevmeme ve nefret gibi duyguları içeren bir tutumdur.

Stereotipleştirme diye de bilinen kalıp yargılar, bir grubun üyeleri hakkında genellemeler ya da daha çok aşırı genelleme anlamına geliyor. Önyargıda olduğu gibi bu genellemeler bazen olumlu olabilir ancak çoğunlukla olumsuz ve değişime karşı dirençli olabiliyor. 

Toplum tarafından reddedilmeye yol açan fiziksel veya davranışsal özelliklere yönelik etiketleme, toplumsal kişiliği olumsuz yönde etkileyerek insanları damgalar. Ayrımcı yaklaşım için etiketlemeye bahane çoktur, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi de “damgalama”ya birer gerekçe olabilir. Damgalama, ayrımcılık, tecrit edilme, öz-imajın ve öz-saygının yara alması gibi çeşitli ekonomik, sosyal ve ruhsal sonuçlara yol açabilir.

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor olacak.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal Psikolog, Porf. Dr. Melek Göregenli, nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili araçlardan birinin medya olduğuna dikkat çekiyor:

“Medya, dünyada ve ülkemizde nefret suçlarına yol açan ayrımcılığı oluşturan ve besleyen kalıpyargıların, önyargıların kısaca nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili aracılardan biridir. Medyanın nefret suçları kapsamında ele alınabilecek eylemleri haberleştirme, kullanılan dil ve mağdurları ya da olayı sunma şekli, eylemi meşrulaştırmaya ve suçun altında yatan ayrımcılığı gizlemeye yol açabilir; sıklıkla böyle olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de bütünüyle nefret suçları kapsamında görülmesi gereken eşcinsellere, travesti ve transseksüellere yönelik saldırılar, genellikle mağdurların yarattığı tahrik sonucunda oluşan eylemler gibi sunulmaktadır. Açık bir saldırı ve çoğunlukla cinayete varan ya da bizim ülkemizde ancak ölümle sonuçlandığında ‘haber’ değeri taşıyabilen suçlar, mağdurların çıkardıkları ‘olaylar’ sonucunda gerçekleşmiş, ‘doğal’ sonuçlar olarak ele alınmaktadır. Genellikle mağdurlar, faillerin ‘hassasiyetlerine’ dokunur ve cezalarını bulurlar; oysa failin hassasiyetinin tek kaynağı ayrımcılık ideolojileridir. Bu yaklaşım, sadece şiddeti meşrulaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kendini ifade etme ve gerçekleştirme hakkının, bir toplumda kimlere ait bir ayrıcalık olduğunu da tarif eder; bu doğrudan herkesin sadece insan olmak bakımından eşit olduğu ön kabulüne dayanan çoğunu bizim de kabul ettiğimiz evrensel hukuk normlarının çiğnenmesi anlamına gelir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

İlgili bağlantılar:

NİSAN - “Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; heteroseksist ahlaka karşıdır”

MART - “İnsanların cinsiyet seçimi kimseyi ilgilendirmez!”

ŞUBAT - Sağlık, Anayasal haktır!

OCAK - “Kahrol düşman al sana bomba ayol”


Etiketler: medya
İstihdam