17/05/2009 | Yazar: Bawer Çakır

HOMOFOBİ KARŞITI BULUŞMA

HOMOFOBİ KARŞITI BULUŞMA

Gazeteci Çalışlar, "Homofobiyle mücadelede en önemli mecranın medya olduğunu" söyledi, "Kürtleri savunurken LGBTT'leri dışlamanın demokratik olmadığını" belirtti. Toker, homofobinin adaletsizlikle mücadelede önemli unsurlardan biri olduğuna değindi.
 
"Kürtlerin, kadınların, Alevilerin mücadeleleri nasıl kimlik mücadelesiyse eşcinsellerin mücadelesi de kimlik mücadelesidir. Kürdün, kadınların, Alevilerin haklarını savunanlar eşcinsellerin haklarını savunmuyorlarsa aslında kimsenin hakkını savunmuyor demektir."
 
Kaos GL'nin düzenlediği Homofobi Karşıtı Buluşma kapsamında düzenlenen "Homofobi Kimin Meselesi?" başlıklı panelde konuşan gazeteci Oral Çalışlar, "Kendine demokratım diyen biri homofobikse onun demokratlığından bahsedilemez" dedi.
 
Alevi Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden Yard. Doç. Dr. Aykan Erdemir'in de katıldığı oturumda konuşan Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Nilgün Toker, oturum başlığı olan soruyu, "homofobi kimin meselesi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
 
"Benim için adalet mücadelesi çok şahsi. Ve homofobiye karşı mücadele de dünyadaki adaletsizliklerden birine, hatta en önemlilerinden birine karşı yürütülüyor. Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için homofobi benim meselem."
 
Kaos GL'den Ali Erol’un kolaylaştırıcılığını yaptığı, Ekin Sanat Merkezi'nde gerçekleşen etkinlik saat 15.00'te başladı.
 
Son günlerdeki eşcinsel hakem olayı ve Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın açıklamalarını örnek vererek konuşmasına başlayan Çalışlar, "Tutuculuğun aynı yerden ses verdiği bu tartışmalardan bir kere daha gördük" dedi.
 
"Sosyalist harekette kadın ve işçi meselesini çözeceğimizi düşünüyorduk. Fakat eşcinsellerin sorunlarını çözmeyi hiç düşünmedik. Çünkü görmüyorduk. Görseydik bu sorunu da sosyalizmle çözmeyi düşünürdük" diyen Çalışlar, Küba, Çin ve Sovyetler Birliği örneklerini vererek devam etti konuşmasına:
 
"Ancak sosyalist pratiklerle yönetildiği ülkelerdeki eşcinsellere yönelik tutucu ve baskıcı uygulamaları görünce meselenin ortadan kalması için başka bir pratiğe gerek olduğu gerçeğiyle karşılaştık."
 
Çalışlar, Cumhuriyet gazetesinde eşcinselliğin tedavisi üzerine yazılar yazan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Bulaç gibi iki farklı dünyanın insanının homofobi konusunda benzer şeyler düşünüyor olmasına dikkat çekti, "homofobiyle mücadele konusunda en önemli mecranın medya olduğunu" söyledi.
 
"Medyanın dilinin düzelmesi için ötekilerin hakları için çalışanların eleştirilerini dillendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda feminist mücadele çok önemli bir örnek. Medyada bayan kadın olduysa bu feminist mücadelenin eseridir. Bu konuda en duyarlı insanlarla başlanarak daha sonra diğerlerine de ulaşılabilir."
 
Enstitü'nün cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin temel çalışma alanlarından biri olduğu bilgisini veren Erdemir, ABD'de faaliyet gösteren Müslüman eşcinseller örgütü Al-Fatiha, Kanada'daki feminist lezbiyen topluktan bahsetti ve tek bir İslam'ın olmadığını, İslamların olduğunu söyledi.
"İnancın alternatifler yaratmak isteyenlere en büyük tepkiyi cemaatler içinden değil, bu cemaatlerin dışındaki insanlardan geliyor. Bunu da ciddiye almayarak yapıyoruz. Oysa ki bu alternatifleri önemsemeli ve saygı duymalıyız."
 
"Irkçılıkla Mücadele Homofobiyle Mücadeleden Bağımsız Yapılamaz"

Yard. Doç. Toker, "Özcü yaklaşımların ırkçılık barındırdığını, dünyadaki anayasalarında doğal/doğal olmayan ayrımı yaptığını" söyledi.
 
"En radikal karşı çıkışlardan biri LGBTT'lerinki. Bu çıkışı anlamak politik hareketlerin de kendilerini tanımaları açısından önemli. Feministlerden çok şey öğrenen bu hareketler LGBTT hareketinden de çok şey öğrenecekler."
 
Ege Üniversitesi Felsefe Bölümünden Nilgün Toker "Homofobi Kimin Meselesi?" panelindeki sunumunda şöyle konuştu:
 
"Dünyadaki tüm anayasalarda ortak bir ruh var. Eşitliği doğallık üzerinden tanımlayan bu yasalar 'doğal olmayanı' da bunun dışında tutar. Doğal/doğal olmayan tanımlamasının konu LGBTT'ler söz konusu olduğunda referans olarak verilmesi bizim handikaplarımızdan biri. Eşcinsellik doğaldır deyince iş bitmiyor çünkü. Hadi bunu böyle kabul ettik. Peki diğerleri ne olacak?"
 
Toker, "Evrensel hukuktaki bu ifadelerin gizli ırkçılık olduğunu" söyledi.
 
"İşte bu nedenle homofobi ırkçılıktır. Eğer biz ırkçılıkla mücadele etmek istiyorsak homofobiyle de mücadele etmeliyiz."
 
"Homofobinin nedeninin araştırılmasını da bu eksende değerlendiren Toker, "Yapılacak şey bu tip sorularda ya da çabalarda sohbetin/tartışmanın düzlemini değiştirmek. Bu 'araştırmacı' yaklaşımlara 'heteroseksüelliğin nedenini nedir?' diyerek sorudaki gayeyi ters yüz edebiliriz" diye konuştu.
 
Ali Bulaç ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın açıklamalarına da değinen Toker, "Şayet anayasada nefret söylemiyle/suçlarıyla ilgili bir madde olsaydı biz Bulaç ve Günay'a dava açabilir, bu söylemler üzerinden kampanyalar yürütebilirdik" dedi.
 
* LGBTT: Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel.


Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam