02/12/2009 | Yazar: Kaos GL

Marketing Türkiye dergisi bu ay kapak konusunu LGBTT’ye ayırdı. Türk medyasında ve reklam dünyasında homofobik bir yaklaşım var mı?

Homofobiğim, Homofobiksin, Homofobik! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Marketing Türkiye dergisi bu ay kapak konusunu LGBTT’ye ayırdı. Türk medyasında ve reklam dünyasında homofobik bir yaklaşım var mı? Dünyada "Gey Lezbiyen pazarlama" kavramı. Türkiye için bir ütopya mı? Tüm gazeteler haber dillerinde sık sık homofobi çıkmazına düşüyorlar. Uzmanlar bunun nedenini neye bağlıyorlar? gibi soruların yanıtları Marketing Türkiye dergisinin Aralık sayısında.
 
Yurtdışındaki pazarlamacılar şimdilerde niş bir kitlenin peşinde koşuyor: LGBTT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transeksüel) pazarı. Bu yeni kitleye özel çalışmalar, araştırmalar, kampanyalar hayata geçiriyor, alım gücü yüksek, şehirli, özgür bu kitlenin gönlünü fethetmeye çalışıyorlar. Çünkü bu pazar markalar için hâlâ bakir ve oldukça potansiyel vaat eden bir alan. Peki, Türkiye’de durum nedir diye baktığımızda markalar tarafında böyle bir farkındalık düzeyinden bahsetmek bir yana dursun Türk medya ve reklam dünyasının hâlâ katı cinsiyet kuralları, cinsel ayrımcılık ve çok ciddi boyutta bir homofobi çıkmazında olduğunu görüyoruz. Özellikle ABD ve Avrupa’daki markalar bu alana yaptıkları yatırımların meyvelerini bir bir toplarken Türkiye’deki markaların bu alana yatırım yapabilmesi için daha kırılması gereken çok önyargı var gibi görünüyor.
Her şey bundan birkaç ay önce Ian Johnson adında 43 yaşında bir pazarlama uzmanının bir Türk muhabire verdiği söyleşiyi okumamızla başladı. Johnson zaten yeterince zor olan pazarlama yarışında daha da zorlu bir alan seçmişti kendinde. Kendi uzmanlığına "gey marketing" diyordu. Yani eşcinsellere yönelik pazarlama. Pazarlama dünyasına "nişlerin" damgasını vurduğu son birkaç yılda artık bu tarz kavramlar kulağa hiç de ilginç gelmiyor evet ama Johnson Hürriyet gazetesinden Ayten Serin'e verdiği röportajda oldukça ilginç verileri paylaşıyordu.
Bunun yanı sıra kurucusu olduğu danışmanlık şirketi Out Now Consulting'in web sitesi de dünyaca ünlü markalarla eşcinsellere yönelik hazırlanmış kampanyaların başarı öyküleriyle doluydu. 18 yıldır bu işte uzman olan Johnson, ortalama ülke nüfuslarının yüzde 6'sının gey ve lezbiyenlerden oluştuğunu söylüyordu. "Bu rakam şehirlerde yüzde 7'ye, 3 milyonun üstündeki şehirlerde ise yüzde 8'e çıkıyor" diyordu Johnson ve şöyle ekliyordu: "Tabii ki ülkeden ülkeye değişiyor, rakamlar sosyal kabul meselesiyle de ilgili. İngiltere'de gey'ler başka yerlere oranla geyet iyi kabul ediliyorlar. İngiltere'de 2008'de yaptığımız son pazar araştırmasına göre gey ve lezbiyen nüfusu 3 milyona yakın. Ve bu kitlenin 2007 yılındaki toplam tahmini geliri 81 milyar sterlindi"
 
Beni kategorize etme, benle oynama!
Bu çarpıcı verileri gördükten kısa süre sonra "gey pazarlama" nedir, ne değildir diye araştırmaya başladık. Dünyada pazarlama alanında yaşanan her gelişme eş zamanlı olarak Türkiye'de uygulanmaya başlarken bakalım iş eşcinsel kitleye yönelik bir pazarlama stratejisi oluşturmaya gelince bizim "cabbar" pazarlamacılarımız ne yapacak, ya da ne yapabilir diye merak ediyorduk açıkçası.
 
Ama işin içine girdikçe aslında ne kadar zor bir konuya el attığımızı bir kez daha anladık. Çünkü bırakın İngiliz Johnson'ın dediği gibi eşcinsel pazarlamayla "pembe paralar" kazanmayı, Türk medya ve reklam dünyası eşcinsellere yönelik topyekun bir karalama, görmezden gelme, karikatürleştirme ve ötekileştirme yarışına girmişlerdi adeta. Ve garip bir şekilde bundan hiçbir şekilde gocunmuyor, rahatsız olmuyor, birilerine haksızlık ettiklerini düşünmüyorlardı bile.
Aradan zaman geçtikçe ve biz medyada olan biteni gözlemledikçe gördük ki Türk medyası korkunç bir "homofobi" kıskacında kıvranıyor. Üstelik buna dur diyen kimse de görünmüyor ortalarda. Duruma tepki gösteren, ifşa eden LGBTT dernekleri ise ya sesini duyuramıyor ya da kapatılma davalarıyla uğraşmaktan başını kaldıramıyor. Biz de Marketing Türkiye'nin yeni sayısının kapak konusunu "Medyada ve reklam dünyasında Homofibi"ye ayırarak uzmanlara bu korkunun ardında yatan gerçekleri sorduk. İşte yanıt aradığımız diğer sorular...
 
• Türk medyasında ve reklam dünyasında homofobik bir yaklaşım var mı?

• Dünyada "Gey Lezbiyen pazarlama" diye bir kavram yükseliyor. Yani bugüne kadar hep saklanmış, görmezden gelinmiş, genelde şehirli, (çoğunlukla) hali vakti yerinde, gezmeyi tozmayı seven niş bir kitle var. Şimdilerde markalar bu kitleyi yakalamaya ve onlara özel pazarlama stratejileri geliştirmeye çalışıyor. Peki, pazarlama/reklam dünyasının Türkiye'de böyle bir kıvama gelmesi bir ütopya mı?

• Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Birgün, Taraf ve Radikal gazeteleri dışında hemen tüm gazeteler haber dillerinde sık sık homofobi çıkmazına düşüyorlar. Uzmanlar bunun nedenini neye bağlıyorlar?

http://www.marketingturkiye.com


Etiketler: medya
nefret