04/05/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Haftanın gündemi için günlerce bekleme, gastelerde ne var ne yok her gün elinizin altında…

İbne, işçi el ele… Gastelere! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Haftanın gündemi için günlerce bekleme, gastelerde ne var ne yok her gün elinizin altında…

                                            Eser: Sabiha Rüştü Bozcalı

Gastelerde LGBTİ gündemi takibini bir süre günlük tutacağız sevgili okur. Artık haftanın gündemi için günlerce beklemene gerek yok, gastelerde bugün ne var ne yok her gün elinizin altında…

Haftanın ortasından sizin için üç haber ayırdık. Haberlerin önce kötüsünü vermek makbulmüş diye duyduk; Urfa’dan Çanakkale’ye bir homofobik gönderme ile başlamaya karar verdik.

1 Mayıs işçinin, lubunyanın bayramı…

Şanlıurfa’da yayınlanan GAP Gündem Gazetesi köşe yazarı Ahmet Yusuf Öncel’in “1 Mayıs ve İslam” başlıklı bir yazısına bakalım. Öncel, 1 Mayıs’ta açılan pankartlar ve taşınan dövizlere takmış kafasını. Öncel, işçi bayramı bahanesiyle İslam düşmanlarının sahneye çıktığını iddia etmiş. “Kiminin elinde sizinle paylaşmaktan iğrendiğim pankartlar, kiminin elinde ‘Imam-Hatipler kapatılsın’ pankartları” diye sürdürdüğü yazısını 1 Mayıs bayramının “dünya üzerindeki İslam düşmanlarının, İslam'ın işe, işçilere verdiği ehemmiyeti gölgede bırakmak” için ilan ettiğini öne sürüyor.

Öncel, okurlarıyla paylaşmaktan iğrendiği pankartlardan birini dayanamayacağım diyerek köşesine eklemiş ve bitirmiş yazısını. Çanakkale’deki 1 Mayıs kutlamalarında açılan “İşçi, ibne el ele; cinsel sınıfsal devrime” pankartından bahsediyor ve şöyle diyor: “1 Mayıs şöyle bir pankarta şahit oldu; İŞÇİ İBNE ELELE İşçiyi, emekçiyi böyle ahlaksız emellere alet edenler derhal cezalandırılsın.

Oldu paşam, malkara keşan! Öncel’in “ahlakı” Çanakkale LGBTİ İnsiyatifi’nin açtığı, sınıf dayanışmasına güç veren bu pankartı “ahlaksız” ilan ediyor, bu pankartı açanları da zaten cezalandırmaya fırsat kollayan yetkililere havale ediyor. Aynı “ahlak” sermayenin yeşilinin iliklerine kadar sömürdüğü işçileri görmezden geliyor, asgari ücreti yüksek bulan muhafazakâr patronlara dair ağız açıp tek bir laf etmiyor. Ancak pankartı hazırlayan çoğu işçi ya da işçi adayı gencecik lubunyaya saldırıyor. Nefretini, homofobisini ezilenlerin birliğine yöneltiyor egemenlerin gücüne değil. Sonra da 1 Mayıs yazısı yazmış oluyor! Olur mu, olmazzzz!

Görsel sanatlarda queer araştırmalar

Güzel haberle devam edelim. İstanbul Art News dergisinden bugün için bir haber… Bu sene Salt Araştırma Fonlarıyla desteklenen projelerden biri Rüstem Ertuğ Altınay'ın, "Arzuyu Resmetmek: Sabiha Rüştü Bozcalı'nın Reşad Ekrem Koçu Eserleri İçin Yaptığı İllüstrasyonlarda Queer Zaman ve Cinsellik" isimli araştırması oldu. Altınay’ın araştırması Türkiye'nin ilk kadın illüstratörlerinden ressam Sabiha Rüştü Bozcalı'nın Reşad Ekrem Koçu ansiklopedileri için hazırladığı görsellerin, queer özneler için yarattığı alternatif tarihe odaklanıyor. Görsel sanatlarda queer öznenin varlığını tarihsel bir okumayla buluşturacak bu proje ilgi alanı sanat olan tüm lubunları şimdiden heyecanlandırmış olmalı.

Homofobinin dört atlısı!

Çarşamba’nın son haberi Antalya Körfez Gazetesinden Mustafa Koç’un Kaos GL.org editörlerinden Yıldız Tar ile yaptığı röportajdan gelsin.

“Eşcinsellik hastalık değil” manşetiyle çıkan röportajda web sayfamızın editörlerinden Yıldız Tar, LGBTİ’lerin ayrımcılığa uğramasına neden olan dört kavramdan bahsediyor, sözü Tar’a bırakalım: “Söz konusu eşcinsel ve translar olduğunda benim ‘mahşerin dört atlısı’ demeyi tercih ettiğim dört temel kavram karşımıza çıkıyor. Bunlardan ilki ‘hastalık’, ikincisi ‘suç’, üçüncüsü ‘günah’, dördüncüsü ‘anormal’. Baktığınızda hepi topu bir elin beş parmağını bile etmeyecek dört kelime toplumun önemli bir kesiminin gizlenmesine, saklanmasına, açığa çıktığında şiddet görmesine, eğitim hakkının gasp edilmesine, sağlık hakkının engellenmesine; aklımıza gelebilecek her hakkın yaşamın her alanından dışlanmasına neden olmakta.”

Yarın görüşmek üzere…


Etiketler: medya
nefret