28/02/2018 | Yazar:

Öfke masadaki müşfik muhafızdır ve kocaman bir kılıç taşır. Orada ve dahil olmasına, ona kulak vermeye ihtiyacımız var.

İçindeki o sayko var ya, işte ona ihtiyacın var Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Öfke masadaki müşfik muhafızdır ve kocaman bir kılıç taşır. Orada ve dahil olmasına, ona kulak vermeye ihtiyacımız var.

*Anna Kunnecke’in 24 Mayıs 2016 tarihli ve “That psycho bitch in you? You need her” başlıklı yazısının çevirisidir.

Şefkatli ol.

Öfkenin faydası olmaz.

Unut gitsin.

Terbiyeli kızlar sinirlenmezler.

Sadece kibar ol.

Onların gözünden bakmaya çalış.

Bu iyi niyetli ama yoldan sapmış tavsiyelerden tanıdık gelen var mı? İçinizde bir yerde bir ziyafet salonu olduğunu hayal edin. Bir konsey toplamışsınız.

Tüm çeşitli yönleriniz orada: Bilmiş siz etrafı incelemekte, bitkin siz telefonunu kontrol ediyor, hayaller kuran hassas küçük kız siz de orada. Geveze siz bir sağa bir sola sigarasını sallıyor. Şefkatli gözleriyle anne herkese yemek dağıtıyor. Kolayca sinirlenen ergen laf sokmaya hazır.

Tüm bu görünümleriniz olmazsa olmaz. Bir bütün ve sağlıklı olduğumuzda tüm bu farklı görünümlerimiz masada ağırlanır çünkü hepsi kendilerine has bilgeliklerini ve içgüdülerini getirirler.

Ancak konuştuğum çoğu kadın için bu iç konseyde birkaç eksik var. Belki bazı parçalarınız travma nedeniyle saklanıyor, belki de bu parçalar hiç beslenilmedi ve fark edilmediler bu yüzden de bir perdenin arkasında utanarak masaya davet edilmeyi bekliyorlar.

Belki de bazı parçalarınız büyük bir korku ya da utanç duyduğunuz bir zamanda kopup gitti. Belki de şakayıklar üzerine düşünürlerken içleri geçti ve bahçeyi bırakıp içeriye dönmeyi unuttular.

Ama bariz bir şekilde en çok ortalıkta olmayan kim biliyor musunuz?

Öfkenin güçlü, sevecen, belalı varlığı.

O kadar çok kıza öfkelerini bir sandığa koyup kitlemeleri öğretildi ki.

İç sesinizi kullanın.

Hiç hoş değil.

Eğer böyle davranırsan kimse seni sevmez.

Kibar konuş.

Ah, hadi ama tatlım.

Büyüklük sende kalsın.

Bir parka gidin ve yetişkinlerin kız çocuklarıyla nasıl konuştuklarını izleyin. Kız çocuklarına binlerce örtük ve bariz şekilde öfkelenmelerinin yasak olduğu söyleniyor.

Öfkelerinin tehlikeli,

Utanç verici

Ve itici olduğu da.

Mesaj yetişkinlikte de devam ediyor:

Cadaloz

Dırdırcı

Kancık

Şirret

Böylece öfkeleri daha da derine itiliyor.

Öfke güçlü bir müttefiktir.

Sınırın aşıldığının, ele alınması gereken bir mesele olduğunun işaretidir. Bizi güvende tutmak için oradadır. Korku gibi, en saf halinde, bizi güvende tutmak için çabalar.

Öfke bizi korumak için vardır.

Haksızlığa karşı ses çıkarmak için.

Kırılması gereken zincirleri kırmak için.

Zayıf olanları savunmak için.

Öfke olmazsa, kabul etmememiz gereken şeyleri kabul ederiz.

Bizi soyan sözleşmelerin altına imzamızı atarız.

İğrenç davranışlara katlanırız.

Kendimizdeki ve başkalarındaki çarpıklık için bahaneler üretiriz.

Görülmesi gereken şeylere arkamızı döneriz.

Konuşulması gereken doğruları yutarız.

Öfke masadaki müşfik muhafızdır ve kocaman bir kılıç taşır. Orada ve dahil olmasına, ona kulak vermeye ihtiyacımız var.

Sorun şu ki, sağlıklı ve sevecen bir insanı onlarca yıl kafeste kilitli tuttuğunuzu düşünün. Ne hale geleceğini bir düşünün. Nasıl da çaresiz, kaba ve gözü dönmüş hale geleceğini. Nasıl da sapıtacağını.

Öfkemizi kilit altında tuttuğumuzda böyle olur.

İyi niyetli bir müttefik olmak yerine, öfkemiz içimizde bizi çıldırtan, kötüleştiren ve kindar yapan şeytani bir güç gibi hissettirebilir. Düşününce pek de şaşırtıcı değil; kim olsa hiddetiyle ortalığı inletirdi.

İşte bu yüzden benim nazik, sevecen, olgun ve güzel danışanlarım kendilerini şiddetli bir öfke içinde bulduklarında çok korktuklarını fısıldıyorlar bana. Tüm o yoga seansları ve meditasyona rağmen, nasıl olurdu bu!

Hiç yokken nasıl da çocuklarına bağırıyorlardı, sonrasında dehşete düşmüş titrer halde kalarak.

Kaba bir memura nasıl da patlıyorlardı.

Aylarca süren müzakereleri nasıl da bir anda kesip atarak neredeyse sabotaj ediyorlardı.

Nasıl da defalarca alttan alıp susarak sonrasında çileden çıkıyorlardı.

Öfkeli olmayı nasıl durdurabileceklerini öğrenmek istiyorlar.

Ancak daha iyi hissetmenin yolu öfkeden kaçınmaktan geçmiyor. Aksine, onu sonuna kadar hissetmeli ve çaresizce söylemeye çalıştıklarına kulak vermeliyiz.

Sorun öfkeye kapılmaları değil.

Sorun öfkeye kapılmalarının çok uzun zaman almış olması.

Öfkeleri işlerin nerede yolundan çıktığını göstermeye çalışıyor. Yapmamız gereken öfkemizi daha da uzağa sürgün etmek değil, onu bütünümüze dahil etmeye çalışmak, masaya geri çağırmaktır. Ona ihtiyacı olduğu süre boyunca kalacağı bir yer vermektir, konseyde hakkı olan yerini iade etmektir.

Her kadının kişisel ve kurumsal tüm baskılara karşı kullanışlı olma potansiyeli olan iyi stoklanmış bir öfke deposu vardır. Zaten başta bu baskıların doğurmuş olduğu bir öfke… Öfke bilgi ve enerjiyle doludur. -Feminist yazar Audre Lorde

Çünkü onun müşfik korumasıyla biz daha güçlü oluyoruz. Daha güvende oluyoruz. Sınırlar koymakta ve hayır demekte daha atik oluyoruz. Kesilmesi gereken bağları kesmekte ve tehlikeli insanları etrafımızdan uzak tutmakta daha hızlı oluyoruz.

Bu şekilde korunduğumuzda ne oluyor, biliyor musunuz?

Daha kibar ve net oluyoruz. Daha sevecen oluyoruz. İçimizdeki tüm şefkat çiçek açıyor çünkü öfke burada, bize göz kulak oluyor. Dünyanın böyle tomurcuklanan daha fazla kadına ihtiyaç duyduğu da bir gerçek.

Arjantinli binlerce kadın 16 yaşındaki bir kız çocuğunun tecavüz edilip öldürülmesi sonucu öfkeyle sokaklara çıktılar. #BirKişiDahaEksilmeyeceğiz 

Antik Yunan Mitolojisi’nin kadınlarıyla ilgileniyorsanız size çok sevdiğim bu kitabı okumanızı önerebilirim.


Etiketler: kadın
İstihdam