12/02/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Referandum tartışmaları, KHK ihraçları ve biber gazı içinde haftalık gazete takibimiz devam ediyor sevgili okur. Sizler için geçtiğimiz haftanın gastelerinde LGBTİ’lerin vaziyetini izledik.

İhraç günlerinde gasteler LGBTİ’leri de ihraç etti Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Referandum tartışmaları, KHK ihraçları ve biber gazı içinde haftalık gazete takibimiz devam ediyor sevgili okur. Sizler için geçtiğimiz haftanın gastelerinde LGBTİ’lerin vaziyetini izledik.

Gazetelerin pazartesi sendromu

Haftanın ilk haberi Şok Gazetesi’nden. Gazete, Texas Eyaleti New Hope Belediye Başkanı Jess Herbst’in trans olduğunu söyleyerek açılmasını, “Başkaniye” manşeti ile verdi. Geçen hafta başkanın açılma haberini, Habertürk Gazetesi “Başkandan İtiraf” başlığıyla vermiş ve homofobik haberler köşemizde kendine yer edinmişti. Bu hafta kısmet Şok Gazetesininmiş.

Haftanın ilk günü de bu yapılır mı demeyin, homofobik haberlerle devam ediyoruz. Yerel Kocaeli Gazetesi’nden Mesut Bulut “Günlerin Getirdiği” isimli köşesine Hasan Pulur’un 1992 tarihli “Hayâsızlığın Faturası” isimli yazısını taşımış. Mesut Bulut köşesinde LGBTİ’leri sapkın olarak ifade ediyor ve devam ediyor: “Orospuluğa, pezevenkliğe, sapıklığa övgünün elbette bir faturası olacaktır.” Köşesine, Hasan Pulur’dan alıntıladığı yazının genel bir özetini hazırlayan Mesut Bulut, böylelikle 1992 yılının nefret dilini günümüze taşımış oluyor, yetinmiyor LGBTİ’lere gözdağı veriyor…

Hem homofobik hem yalan

Salı günü için tek bir haber seçtik. Yeni Şafak Gazetesi Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) raporunu haberleştirmiş. Bu haber hem çarpıtma hem de nefretle dolu. Gazete, dünyada eşcinselliğin yayılması için çalışıldığını ileri sürüyor. Özellikle Almanya’da Müslüman göçmen çocukların eşcinsel ailelere verildiği, böylelikle hem İslami kimliklerini kaybetmeleri hem de çocukların eşcinsel yapılmasını hedeflediklerini iddia ediyor.

Çarşamba çarşaflara dolandı

Haftanın ortası madilik gani… Çarşamba gününe bir magazin haberi ile başlayalım. Posta Gazetesi drag queen Onur Gökhan Gökçek’in yer aldığı Atenha’nın albüm kapağını “Olay Kapak” olarak sayfalarına taşıdı. Gazetenin, rock müzik grubu Atenha’nın “Ses Etme-remix” albümünün kapak fotoğrafında yer alan Onur Gökhan Gökçek’e neden bu kadar şaşırdığına anlam vermek zor. Görünen o ki daha önce de Atenha’nın klibinde drag queen olarak performans sergileyen Gökçek’i Posta Gazetesi marjinalleştirmelere doyamamış.

Bir haber de Yeni Söz’den. Gazete, Barbaros Şansal hakkında hazırlanan iddianamenin savcılık tarafından reddedilmesini “Türk milletine hakareti yanına kar kaldı” manşeti ile verdi. Hatırlatalım, Barbaros Şansal’ın hakkında hazırlanan iddianamede “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Bu iddianame İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yeterli delil olmadığı için reddedilmişti. Yeni Söz Gazetesi, savcılığın bu kararını Şansal’ı hedef göstererek ele almayı tercih etmiş. Üstelik gazete, savcılığın bahsi geçen suça ilişkin yeterli delil bulamamasına aldırış etmemiş, Şansal’ın Türk milletine hakaret ettiği yargısına varmış. Yeni Söz, okurlarına yanlış bilgi vererek onları kışkırtmaya çalışıyor. Son olarak gazete Şansal’ın linç edilmesini “havalimanında tepiklerle karşılandı” olarak görmeyi yeğlemiş.

Haftanın sonuna doğru

Perşembe günü bir haberde birden farklı kesime ve kişiye nefret kusabilen yazısıyla Yeni Akit Gazetesi’nden Yusuf Ziya Genç’le karşılaştık. Kendisi, başkanlık anayasası referandumunu bahane ederek İstanbul LGBTİ, Kaos GL, Selçuk Candansayar ve HDP’yi hedef tahtasına yerleştirmiş. Yazı ziyadesiyle homofobik olduğu için hafta içi bu yazıya özel bir başlık bile açtık. O yüzden tekrara düşmeyelim, kısacası Yeni Akit referandum tartışmalarını bahane ederek LGBTİ derneklerini ve bu derneklere destek olanları sapkın ilan ediyor. Yazının detayını merak ediyorsanız sizi şöyle alalım.

Haftanın yorgunluğunu üzerimize dokundurmadan devam… Güneş Gazetesinden Kayahan Uygur köşesinde ihraç edilen akademisyenleri tartışmak istemiş. İhraç edilen barış imzacısı akademisyenlerin, hem devlet okullarında çalışıp hem de devlete haksız ve asılsız suçlamalar yönelttiklerini ileri sürmüş. Barış imzacısı akademisyenleri eleştirirken LGBTİ’lerin eşit evlilik mücadelesini de küçümsemeyi başarabilmiş.  “Ortadoğu kan ve ateşe boğulmuşken, Afrika açlıktan kıvranırken, demokrat maskeli liberallerin eşcinsel evliliği” için mücadele verdiğini ileri süren yazıda eşcinsellerin evlilik hakkını fantezi olarak görüyor ve akademisyenleri sahte demokrat olmakla suçluyor Kayhan Uygur.

Cumartesi günü, Milli Gazete’de İshak Beyazay’ın yazısına göz gezdirelim. İshak Beyazay, İslam düşmanı saldırıların, “Hristiyan, Yahudi, homoseksüel ya da azınlıklara yönelik diğer nefret saldırılarıyla” aynı kefeye koyulmasına karşı çıkıyor. Beyazay, acıları, nefret saldırılarını ayrıştırıyor, nefretin aynı kaynaktan, ötekileştirmekten geldiğinin farkına varamıyor.

“Hayır” kampanyasından LGBTİ sloganı

Haftanın son gününü güzel bir haberle sonlandıralım.  Demokrasi İçin Birlik Platformu’nun "Hayır Kampanyası"nı konuşacağı ilk toplantısı bugün ODTÜ Vişnelik Tesisleri'nde 14:00 -18:00 arasında gerçekleşecek. “Hayır” kampanyasının ilk toplantısını haberleştiren Cumhuriyet Gazetesi, “Hayatımızın ve tüm kadınların, LGBT+ ve kız çocuklarının hayatları hakkında tüm kararları bir adamın almasını istemiyorsak birlikte "Hayır" diyelim” sloganına yer verdi. Ayrıca etkinlik hakkında daha detaylı bilgiye ihtiyaç duyuyorsanız şöyle buyurunuz.

Üniversitelerde akademisyenlerin kalmadığı, üniversite öğrencilerinin okula alınmadığı, cüppelerin postallarla ezildiği bir haftayı da böyle bitirdik sevgili okurlar. Gelecek haftanın daha güzel geçmesini umuyoruz. Haftaya görüşme üzere…

 


Etiketler: medya
İstihdam