23/12/2013 | Yazar: Yıldız Tar

İhsan Hala Manisa’da Kayışlar köyünde yaşayan bir trans kadın.

İhsan Hala: İster herkese veririm, ister patlatırım ayol! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
İhsan Hala Manisa’da Kayışlar köyünde yaşayan bir trans kadın. Onun hikayesini gazetelerden okuduk. Yakın zamanda da yönetmenliğini Veysel Akşahin’in yaptığı  “Hala” belgeseli ile köyde yaşayan bir trans kadın olmak üzerine çokça konuşuldu.
 
İhsan Hala ile Manisa’da bir panelde tanıştım. Belgeselde de giydiği şık kırmızı elbisesi ve başörtüsüyle panelin gerçekleştiği salona girdiğinde, bütün dikkatleri üzerine toplayan İhsan ile hayatı üzerine konuştuk.
 
“Bana hanım deme, hala de”
Başlarda çekingen cevaplar verse de sohbet ilerledikçe, “Yıldızcım İhsan Hanım filan demeyi bırak ben senin de halan sayılırım” dedi. Hala’nın hikâyesi ana akım medyada ‘sıradışı’ olarak lanse edilse de bir çok transın hikâyesi ile benzerlikler taşıyor.
 
İhsan Hala Kayışlar köyünde doğuyor. 11 yaşına kadar yaşadığı köyden ailesi ile birlikte İzmir’e taşınıyor. Sonrasında annesinin hastalığı üzerine köye geri dönüyor ve annesini kaybettikten sonra da köyde kalıyor.
 
“Esrar satıyor dediler, dışladılar”
Köye geri dönüşünü şöyle anlatıyor İhsan Hala: “İlk başlarda zorluk yaşadım, dışlandım, itildim ama yılmadım. Güleryüzle üzerinden gelmeye çalıştım. Köy gibi bir yerde bir direniş veriyorum. Doğup büyüdüğüm köye kendimi zor kabul ettirdim. Benim hakkımda ‘esrar satıyor’ diye dedikodu çıkardılar. Sonra bir gün kafama tak etti ve kahveye girdim. Ulan dedim siz benden bir kötülük gördünüz mü? Benden bir pislik gördünüz mü?”
 
“İster veririm, ister patlatırım benim değil mi ayol!”
Kahvedeki konuşması ise Kutluğ Ataman’ın Lola und Bilidikid filminde Kalipso’nun yaşadığı yeri terk ettiği sahneyi hatırlatıyor. Cinsiyet kimliğini kamufle ettiği apartmandan “Bu kadın bu sahneyi böyle terk eder” diyerek eteğiyle terk eden Kalipso gibi İhsan Hala da kahvenin orta yerinde bağırıyor: “Bu benim değil mi ayol? İster önüme gelene veririm, ister bomba koyar patlatırım.”
 
Köylüler başta abla demişler ona ama İhsan beğenmemiş ablayı. “Şu an köyün biricik halasıyım. Söyledim, rahatladım yani. Üzerimden bir yük kalktı. Eskiden hep bir baskı altındaydım. Sonuçta bu benim hayatım. Kimse başıma zorla silah dayayıp bir şey yaptırmıyor bana” diyor.
 Konuşurken başörtüsünü işaret ediyor ve gülüyor: “E namuslu bir kadınım bir yandan da. Başörtümü hiç çıkarmam.”
 
“En büyük sorunum işsizlik ve parasızlık”
Yaşadığı sorunları sorusuna cevabı ise parasızlık oluyor: “İşsizlik ve parasızlık Yıldızcım. Evim kira. Ev sahibi başımda sürekli. Allah yardımcım olsun. Evlere temizliğe gidiyorum. Yumurta satıyorum. Yılda bir ya da iki kez İzmir’de oryantal oynuyorum. Sahneye çıkıyorum.”
 
“Herkes benim sırtımdan para kazandı ama ben hâlâ açım”
Konu gazetelerden açılıyor. İhsan Hala gazetelere çıktığı için mutsuz olmadığını söylüyor ancak bir yandan da kızıyor gazetecilere: “Gazetelere çıktım. Diyeceksin ne kazandın? Hiçbir şey. Benim sırtımdan para kazanan çok oldu, ama İhsan yine aç İhsan. Hâlâ tavukların poposuna bakıyorum ki yumurtlasınlar satayım para kazanayım.”
 
Konu tavuklarına gelince gülümsüyor. Şehirde asla yaşamayacağını söylüyor. Benim şehirlerde yükselen LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) hareketini ve Onur Yürüyüşü’nü hatırlatmam üzerine ise, “İnşallah bizlerin daha özgür olduğu bir dünyaya gidiyoruz. Hiçbir suçumuz yok. Bu benim içimden gelen bir şey” diyor.
 
“Köye gelme, şimdilik”
Söyleşimiz bittiğinde Hala hüzünleniyor. Bir şey söylemek istiyor ama diyemiyor. Ayrılmaya yakın kulağıma eğiliyor: “Bana misafirliğe gel diyemiyorum. Sakın yanlış anlama. Köye gelme. En azından şimdilik. Köyde sorun yok diyorum ama başkası gelirse olmaz. Sakın darılma bana.”
 
Şimdilik gidemiyorum Hala’nın köyüne. Ama eminim İhsan Hala, köydeki direnişini başka LGBT’lerin kendisini ziyaret edebileceği günler gelene kadar sürdürecek.
 
Ben de aklımda acaba ‘namuslu kadın’ olmasa da köylüler İhsan Hala’yı kabul eder miydi sorusuyla geri dönüyorum… 

Etiketler: yaşam
İstihdam