05/12/2012 | Yazar: Murat Köylü
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu hazırlığını sürdürdüğü ‘Strateji Değerlendirme Raporu’ öncesi Türkiyeli insan hakları savunucularıyla bir araya geldi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu hazırlığını sürdürdüğü “Strateji Değerlendirme Raporu” öncesi Türkiyeli insan hakları savunucularıyla bir araya geldi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu dün (4 Aralık) Türkiyeli insan hakları savunucularının ve sendika üyelerinin durumuna dair buluşma düzenledi. Delegasyon’un Ankara merkezinde gerçekleşen buluşmada Avrupa Birliği yetkilileri ve uzmanları dışında sivil toplum örgütlerinden ve sendikalardan çok sayıda temsilci yer aldı. Toplantıya Kaos GL, Pembe Hayat ve SPoD’dan temsilciler de katıldı.
Etkinlik ile 2010 yılından bu yana süren “AB’nin Yerel İnsan Hakları Savunucuları 2010-2012 Stratejisi”nin biçimlendirildiği AB – sivil toplum koordinasyon toplantıları şimdilik sonuçlanmış oldu.
Strateji ile aşağıdaki çıktılar hedeflenmişti:
-AB misyonları ve sivil toplum arasında bilgi paylaşımının ve koordinasyonun sağlanması
-İnsan hakları savunucularının durumu ile ilgili sürekli takip
-Türkiye kamu otoritelerine yönelik farkındalık güçlendirme etkinlikleri
-İnsan hakları savunucularının tanınması ve görünürlüklerinin desteklenmesi
-Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’ne ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü’ne prosedürsel destek
-Tehlike altındaki insan hakları savunucularına destek
Önümüzdeki günlerde Delegasyon süreç ile ilgili ayrıntılı “Değerlendirme Raporu”nu yayımlayacak. Raporda, çeşitli hak kategorilerinde çalışan insan hakları savunucularına dair davalara ve yasal-politik gereksinimlere Türkiye devletinin dikkati çekilerek, ihlallerin önlenmesi ve tazmini için çağrıda bulunulacak.
Toplantının odağında KESK ve İHD vardı
Strateji Değerlendirme Raporu öncesi son kez sivil toplum görüşlerinin paylaşıldığı 4 Aralık’taki etkinlik, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) hazırladığı tutuklu KESK üyesi sendikacıların durumuna dair raporun sunumu ile başladı. KESK, tutuklamaların KCK operasyonları çerçevesinde veya DHKP-C gibi örgütlere üyelik gerekçesi ile gerçekleştirildiğini anlattı. Bununla birlikte, kürtaj ya da 4+4+4 tartışmaları sırasında anayasal toplanma ve gösteri haklarını kullanan pek çok üyelerinin de gözaltına alındığını anımsattı.
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) ve İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) katılımcılar ise, KCK operasyonlarında tutuklanan İHD üyelerinin durumu ile ilgili bilgi verdiler. Tutuklu İHD üyelerinin birçoğu İHD’nin merkez yürütme kurulundan veya şube yönetimlerinden. Pek çok ilgili dava AİHM’de ya da taşınmaya hazırlanıyor. İHD’nin paylaştığı Türkiye’de İnsan Hakları Savunucuları Raporu’nda kamu yetkililerinin sıklıkla nefret söylemine maruz kalan LGBT bireyler, örgütler ve vicdani retçiler ile ilgili yürütme ve yargıya dair endişe verici sorunlar da yer alıyor. Altı çizilen diğer sorun alanları arasında Terörle Mücadele Kanunu, “Türklük’e hakareti” hükme bağlayan 301. Madde ve “halkı kin ve düşmanlığa çağırmayı” hükme bağlayan 216. madde uygulamaları kapsamında risk ve tehdit yaşayan insan hakları savunucularının durumu bulunuyor.
Trans ve Eşcinsel Hakları Savunucularına Dair Tehditler
Buluşmaya katılan LGBT derneklerinden temsilciler kolluk kuvvetlerinin sıklıkla kötü muamelesine maruz kalan trans insan hakları savunucularının durumuna dikkat çektiler. Ankara, İstanbul ve İzmir’de emniyet güçlerinin “bellediği” savunucuları yıldırmak amacıyla Kabahatler Kanunu’nun ve Trafik Kanunu’nun hukuksuz ve orantısız biçimlerde uyguladığını hatırlattılar. Ayrıca, geçtiğimiz aylarda İçişleri Bakanı’nın eşcinselleri de “terörün arka bahçesi” içinde hedef göstermesinin hemen ardından Kaos GL, Pembe Hayat, İstanbul LGBTT ve Lamdaistanbul derneklerine yönelen dernekler masası denetimleri hakkında bilgi verdiler.
AB yetkilileri, LGBT hakları savunucularına ilişkin, geçtiğimiz Kasım’da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin sonuçlandırdığı Türkiye Sonuç Gözlem Raporu’nu da takip ettiklerini bildirdiler. Rapor, BM Medeni Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne ülke uyumunu incelemişti ve Komite’ye devlet tarafının ve sivil toplumun sunduğu yanıtlardan faydalanılmıştı. Komite’nin devlete yönelttiği sorular arasında Pembe Hayat Derneği üyesi aktivistleri hedef alan “brutal” polis şiddeti de yer alıyordu.
Etiketler: insan hakları
