25/03/2019 | Yazar: Cem Öztürk

BM İnsan Hakları Konseyi; kadın atletlerin tıbbi prosedürler ve hormon terapisine maruz kalarak kanlarındaki testosteron seviyesini tıbbi olarak düşürmek zorunda bırakılmalarını içeren ayrımcı uygulamalar hakkında karar yayınladı.

İnterseks haklarına dair ilk BM kararı: Sporda ayrımcılığı bitirmeye çağrı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

BM İnsan Hakları Konseyi; kadın atletlerin tıbbi prosedürler ve hormon terapisine maruz kalarak kanlarındaki testosteron seviyesini tıbbi olarak düşürmek zorunda bırakılmalarını içeren ayrımcı uygulamalar hakkında karar yayınladı.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, kadın atletlerin yarışma sporlarına katılmaları için gereksiz, aşağılayıcı ve zararlı tıbbi prosedürler veya hormon terapisine maruz kalarak kanlarındaki testosteron seviyesini tıbbi olarak düşürmek zorunda bırakılmalarına dair mevcut ayrımcı düzenleme, kural ve uygulamalar hakkındaki kaygılarını dile getiren bir kararı oylama yapmadan kabul etti.

Güney Afrika tarafından teklif edilen karar, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin spor alanında ırk ve cinsiyet ayrımcılığı arasındaki kesişimler üzerine bir rapor hazırlamasını da talep ediyor.

“Beden bütünlüğü ihlalinin vurgulanması interseksler için çok önemli”

İnterseks İnsan Hakları Avustralya (IHRA) eş direktörü ve YP+10 imzacısı Morgan Carpenter, “Güney Afrika ve İnsan Hakları Konseyi’ne interseks çeşitliliklerle doğan kişilerin haklarına dair bu ilk kararı onayladıkları için teşekkür ederim. Spora erişim, yasal doğum sınıflandırmalarımızın nasıl tanınmadığını, bedenlerimizin nasıl kamu denetimi ve damgalama alanı olduğunu ve bedensel bütünlüğümüzün nasıl ihlal edildiğini vurgulaması bakımından interseks kişilerin hakları için bir turnusol kağıdı” diye konuştu.

Carpenter sözlerini, “Cinsiyet karakteristiği çeşitlilikleri ile doğan kadınları etkileyen önceki IAAF düzenlemeleri, 2015’te kadın sporuna zarar verdiğine dair bir kanıt olmaksızın askıya alınmıştı. Cinsiyet karakteristiği çeşitliliği ile doğan kadın sporcuların diğer kadın sporcular üzerinde etik dışı veya açık bir avantaja sahip olduğuna dair yayınlanmış, şeffaf ve tekrarlanabilir bir kanıt bulunmuyor. Kadın yarışma sporlarından dışlanma bu şartlar altında makul ve orantılı değil, ayrımcı ve keyfidir. Spor otoriteleri ve dernekleri şimdi uluslararası insan hakları standartlarını karşılayacak prosedürlere olan ihtiyacı kabul etmeli” şeklinde sürdürdü.

Kadın sınıflandırması düzenlemesi, uluslararası insan hakları hukuku ile uyumlu mu? 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin kararı, kadın ve kızların spor çevrelerinde ırk ve cinsiyetleri nedeniyle karşılaştığı çoklu ve kesişen ayrımcılık türleri ile bedensel bütünlük ve özerklik haklarını tanıyor.

Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından 2018’de yayımlanan kadın sınıflandırması düzenlemesi, makul ve nesnel olmaması bir yana cinsiyet karakteristiği çeşitlilikleriyle doğan kadınlar üzerinden doğrudan bir etkiye sahip ve uluslararası insan hakları hukuku ile uyumlu değil.

2015’te revize edilen UNESCO Uluslararası Beden Eğitimi, Fiziksel Aktivite ve Spor Sözleşmesi, sporda tüm süpervizyon ve karar verme düzeylerine katılmak ve dahil olmak için eşit fırsatın her kadın ve kızın hakkı olduğunu ifade ediyor. İnsan Hakları Konseyi’nin kararı ise, uluslararası spor kurumlarını “fair play” adına kadınların bedensel bütünlük ve özerklik haklarını baskılamaya son vermeye çağırarak bu standardı güçlendiriyor.

Dahası karar, devletlerin ve spor kurumlarının intersekslerin tam ve güvenli bir şekilde spora katılmaları için kapsayıcı bir kültür yaratmaları amacıyla uygulayacakları eylemlerin ana hatlarını çizen Birleşmiş Milletler Özel Raportörü’nün 2016 tarihli herkesin ulaşılabilir en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standardından yararlanma hakkına dair raporunu destekliyor.

“Gereksiz, değiştirilemez ve zararlı tıbbi prosedürlere son!”

ILGA Program Koordinatörü Zhan Chiam ve ILGA’nın BM Savunuculuk Sorumlusu Diana Carolina Prado Mosquera yaptıkları açıklamada, “Raporda belirtildiği gibi, spor otoriteleri herhangi bir kadın sporcuyu yarışmalara katılmak için gereksiz, değiştirilemez ve zararlı tıbbi prosedürlere girmeye zorlamaktan, mecbur bırakmaktan veya başka şekilde baskı yapmaktan kaçınmalıdır. Bu, cinsiyet karakteristiği çeşitliliği ile doğan kadınların yarışmalara tam katılımı için getirilmiş ön koşullardan olan konuyla ilgisiz klinik veriler için zorunlulukların kaldırılmasını ve gereksiz tıbbi prosedürlerin sona ermesini içerir” dedi.

ILGA Interseks Komitesi Başkanı Tony Briffa ise, “Güney Afrika’nın bu çığır açıcı kararı sunmadaki üstün çalışmasını takdir ediyoruz ve aynı zamanda bu konuyu ilk kez Konsey’e getirmenin önemini kabul ediyoruz” diye konuştu. 

Uluslararası LGBTİ Birliği (ILGA World), Avrupa Uluslararası İnterseks Örgütü (OII Europe), Athlete Ally, Hollanda İnterseks Ağı (NNID), Iranti ve GATE, spor alanında kadınların karşılaştığı çoklu ve kesişen ayrımcılık türleri üzerine dikkat çekeceğini ifade ettikleri kararı kutladı.

ILGA World, kararda sağlanan konsensüsü, “devletlerin bu tip kılavuz ve düzenlemelerin özel hayatın gizliliği hakkı ve işkence ve zalim, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve ceza görmeme hakkı gibi insan haklarını ihlal ettiğini tanımalarına dair olumlu bir sinyal” olarak niteledi.


Etiketler: yaşam, spor
İstihdam