06/08/2009 | Yazar: Bawer Çakır

Avukat Özsoy, "Bir haftada bir gey ve transseksüel kadının öldürüldüğü, bir transseksüel kadının da bıçaklı saldırıya uğradığı İzmir'de polisin tavrının LGBTT'lere yönelik şiddeti arttırdığını" s

Avukat Özsoy, "Bir haftada bir gey ve transseksüel kadının öldürüldüğü, bir transseksüel kadının da bıçaklı saldırıya uğradığı İzmir'de polisin tavrının LGBTT'lere yönelik şiddeti arttırdığını" söyledi. "Polisi nefret suçlarını önlemeye yönelik adımlar atmaya" çağırdı.
 
İzmir'de Siyah Pembe Üçgen Derneği'nden avukat Elif Ceylan Özsoy'un bianet'e verdiği bilgiye göre 17-24 Temmuz tarihleri arasında bir gey ve bir transseksüel kadın öldürüldü, bir başka transseksüel kadın da bıçaklanarak yaralandı. Olayların failleri yakalanmış değil.
 
Eski İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın izlediği Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüel (LGBTT) bireyleri yok sayma ve kentin dışına sürme uygulamalarının sürdüğünü belirten Özsoy'un anlattığına göre Derneğin 1 Ağustos'ta, yaşanan olayları protesto etmesinin ardından polis eyleme katılan iki transseksüeli karakola götürerek tehdit etti.
 
Özsoy'la İzmir'de LGBTT'lere yönelik artan şiddeti ve polisin tavrını konuştuk.
 
"Halk LGBTT'leri de, onlara yönelik şiddeti de görmüyor"
 
"İzmir'de genel bir görmezden gelme var. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehir olmasına rağmen daha çok büyük bir kasaba havası taşıyor olmasının da getirdiği bu tavır LGBTT bireylere yapılan olumsuz uygulamaların da görünmemesine neden oluyor."
 
Siyah Pembe Üçgen derneği çok sayıda sivil toplum kuruluşunun da desteğiyle 1 Ağustos'ta, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde yaşanan olayları protesto eylemi yaptı.
 
Özsoy, sloganlar eşliğinde yaptıkları yürüyüşe hiçbir olumsuz tepkiyle karşılaşmamalarını da bu görmezden gelmeye bağlıyor ve "görünür oldukça halkın ve emniyetin gerçek tepkisini ölçebileceğiz" diyor.
 
Çapkın'ın özellikle transseksüel kadınları yaşadıkları merkezi yerlerden sistemli bir şekilde kent dışına sürdüğünü, seks işçiliği yapan insanları çalışamaz hale getirdiğini kaydeden Özsoy beklentilerini şöyle aktarıyor:
 
"Çapkın'ın döneminde yapılan uygulamalar sürüyor. İzmir Emniyeti nefret suçlarını önleyici uygulamalara bir an önce geçmeli. Bir transseksüel kapısının önüne çıktığında ona ceza yazmak, evinin kapısının altından biber gazı sıkmak gibi hukuki olmayan uygulamalar sayesinde nefret suçları da artıyor. Toplumun her alanda körüklediği transfobiyi polisin bu uygulamaları da arttırıyor ve şehirde LGBTT'lere yönelik şiddet ve cinayetler giderek artıyor."
 
Polisin eyleme katılan iki kişiyi tehdit etmesini "İzmir polisi mağdur olanın mağduriyetini ifade etmesinden rahatsız" diyerek tarif eden Özsoy, "bu tip davranışların bir an önce terk edilmesi gerektiğini ve LGBTT'lere yönelik insan hakları ihlallerinin azaltılması yönünde çalışmalar yapılması gerektiğini" söyledi.(BÇ)


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret