02/09/2009 | Yazar: Kaos GL

Japonya’da seçimleri, Japon Demokrat Partisi (JDP) 480 sandalyenin 307’sini alarak kazandı. Eşcinseller, seçimim ardından beklenen büyük değişimlerin kendileri için de geleceğini umuyor.

Japonya’da seçimleri, Japon Demokrat Partisi (JDP) 480 sandalyenin 307’sini alarak kazandı. Eşcinseller, seçimim ardından beklenen büyük değişimlerin kendileri için de geleceğini umuyor.

‘Sessiz kaldığınız sürece insanlar tolerans gösteriyor, fakat herkes eşcinsellerin hakları olması gerektiğini düşünmüyor. Bazıları batıdaki dindar grupların yaptığı gibi açıkça bir ayrımcılık olmadığı için şikâyet etmememiz gerektiğini düşünüyor.’
 
‘Hükümet değişikliği daha çok görünürlük konusunda ilk adım olabilir. Kapının açılacağını hissediyoruz ve açıldığında tekrar kapanmamasını sağlamak zorundayız.’
 
Mariko Kato’nun seçimlerin öncesinde kaleme aldığı bu makale The Japan Times’ta (27 Ağustos) yayınlandı. Kaos GL Çeviri Ekibinden Arman Güneş, İngilizceden Türkçeye kaosgl.org için çevirdi.  

Ülkede uzun zamandır ayrımcılığa karşı bir yasa çağrısı yapan gey ve lezbiyen topluluk, son on yıldır mecliste benzeri yasaların önerildiğini ve reddedildiğini gördü.
 
Yine böyle bir yasayı önerebilecek tek parti olan Japon Demokrat Partisi’nin eşcinsel haklarını da gündeme getiren Sosyal Demokrat Parti’yle birlikte mecliste baskın bir sandalye sayısı elde etmesi, bu konudaki eylemsizliğin üstesinden gelinmesi konusundaki beklentileri arttırdı.
Bu beklenti, geçen ay Japonya’yı ziyaret eden İnsan Hakları İzleme Örgütü LGBT programı savunma direktörü Boris Dittrich tarafından da dile getirildi.
 
Dittrich, 22 Temmuz’da gazetecilere verdiği röportajda, Japonya’da cinsel yönelim temelinde ayrımcılığa karşı hiçbir yasa olmadığını belirtirken ‘Örneğin, gey ya da lezbiyen olduğu için ev sahibi tarafından evden çıkarılan birinin başvurabileceği bir yasa yok.’ diye ekledi.
 
Anavatanı Hollanda’da açık gey bir politikacı olan Dittrich, ülkesinde eşcinsel haklarının korunmasında öncülük ediyor.
 
İnsan Hakları İzleme Örgütü Tokyo direktörü Kanae Doi’ye göre Japonya’da 2002’de ‘burakumin’ler (Japonya’daki büyük bir azınlık grubu) ve diğer dışlanmış gruplara karşı ayrımcılığın önlenmesine yönelik önerilen ama reddedilen hükümet destekli yasa tasarısı eşcinsellere yönelik ayrımcılığı da önleyebilirdi. Fakat öneriyi getiren küçük grup öneri yaygınlaşamadan dağılınca bu yasa tasarısı ve JDP tarafından yapılan benzeri bir tasarı reddedildi.
 
Dittrich, seçimle gelecek değişim sonucu benzeri bir kanunun getirileceğini umduğunu ifade etti: ‘Yeni hükümetin bütün siyaseti değiştireceğine eminim ve bu konu da bu değişimin bir parçası olacak.’ diyerek konunun altını çizdi.
 
Fakat Dittrich, JDP ve SDP bloğunun Liberal Demokrat Parti ve Yeni Komeito Partisi koalisyonuyla (koalisyondaki her iki parti de muhafazakâr merkez sağ partiler) yer değiştirmesi halinde büyük değişim getireceği konusunda fazla iyimser olabilir.
 
Geçen ay JDP kampanya platformunun yaptığı açıklama gösteriyor ki cinsel yönelim temelinde yapılan insan hakları ihlalleri partinin önceliklerinden değil. Açıklamada partinin amacı insan haklarının korunduğu ve ihlallere karşı gerekli önlemlerin alındığı bir toplum yaratmak olarak belirtilse de LGBT haklarından açıkça bahsedilmedi.
 
2005’te JDP’de ayrımcılık karşıtı yasa tasarısını sunan grubu yöneten Satsuki Eda da sözcük seçimlerinin belirsiz olduğunu itiraf etti. Eda, Dittrich’le yaptığı görüşmeden sonra The Japan Times’a, ‘(Eğer JDP iktidara gelirse) insanların hemen rahatlamasını istemem fakat şu anda JDP’ye güvenebiliriz.’ açıklamasını yaptı.
 
Eda’ya göre her ne kadar Japonlar; Singapur, birçok İslami devletin ve Afrika devletinin yaptığı gibi eşcinsellere yasal bir zeminde ayrımcılık yapmasa da, Japonya’da ayrımcılık olmadığını söylemek hiç de doğru olmaz.
 
Asıl mesele ise eşcinsel hakları konusunun yıllardır ikinci planda kalması ve politik gündemi daha çok ekonomi meselelerinin işgal etmesi. Eda’nın açıklamasında göre konu eşcinsel hakları olduğunda LDP ve JDP kendi içinde ikiye bölünmüş. Ayrıca 2005’teki tasarının onaylanamamasının bir nedeni de ‘eşcinsel hakları’nın kesin bir tanımı yapılamaması.
 
Bunun yanında gey ve lezbiyen meseleleri mecliste pek de olması gerektiği gibi yaklaşılmıyor. Örneğin Eda, 2003’te sunulan ve toplumsal cinsiyet kimliği farklılıklarının nüfus kayıtlarına geçirilmesini öneren yasa taslağının lezbiyen ve geylere bir etkisi olmadığı konusunda diğer üyeleri ikna etmek zorunda kalmış. ‘Farkında olmamız gereken bir gerçek var ki insanlar eşcinsellere ihtiyatlı yaklaşıyor.’ diyen Eda, Japonya’da farklı cinsiyet kimliklerine dair bir anlayışın geliştiğini belirtti.
 
Dittrich’le görüşen SDP lideri Mizuho Fukushima, insan hakları konusunun mecliste hassas bir mesele olduğunu onayladı ve insanlar kendileriyle ilgili olduğunu düşünmediği sürece, cinsel yönelim konusunda daha büyük zorluklarla karşılaşılacağını söyledi. ‘Mesela aile içi şiddet kurbanları için üzülmek daha kolay. Fakat bazılarına göre eşcinseller toplumun uçlarında yaşadığı sürece sorun yok.’ Fukushima, bununla birlikte bu belirsizliğin bir yasa geçirmek için kullanılabileceğini de sözlerine ekledi: ‘Çünkü insanlar meselenin farkında değil, insanlar farkında olmadan bir yasa geçirilebilir, sonuçta muhtemel bir anlaşmazlık her şeyi zorlaştırabilir.’
 
Japonya’da geylere ve lezbiyenlere karşı ayrımcılık pek de görünürlük kazanmış bir mesele değil, lobiciler de seslerini duyuramıyorlar. Fukushima bu konuyu, ‘Bütün eşcinseller açılmak istiyor diye bir şey yok. Bazıları sadece mutlu bir şekilde hayatlarına devam etmek istiyorlar ve sistemi değiştirmek ya da politikaya atılmak gibi bir istekleri yok.’ diye açıkladı.
 
JDP’nin seçimleri kazanması, Fukushima’ya göre, eşcinsel haklarında istikrarlı bir artışla sonuçlanır: ‘Bu, derhal eşcinsel evliliklerine izin verileceği anlamına gelmez. Fakat şimdilik insanları bu konuda eğitmeli, hak ihlallerini kaldırmalı ve bu konudaki farkındalıklarını arttırmalıyız.’
 
Dittrich, ziyareti sırasında LDP temsilcileriyle görüşemedi. Fakat Adalet Bakanlığı Sivil Özgürlükler Bürosu danışmanı Kiyoko Yokota, The Japan Times’a yaptığı açıklamada şu anki LDP-Yeni Komeito koalisyonunda eşcinsel haklarının önemli bir konu olduğunu belirtti: ‘Irk, yaş ve cinsiyet konularındaki insan hakları ihlallerinin yanında, cinsel yönelim ayrımcılığını ortadan kaldırmak da çok önemli. Bu konudaki görüşlerimiz değişmeyecek.’
 
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Doi’ye göre Japonya, cinsiyet eşitliğini koruyan yasa dışında ayrımcılığa karşı yasa çıkartmayarak dünya standartlarının altına düşüyor: ‘Ayrımcılığa karşı yasa neredeyse dünyadaki diğer her yerde bulunuyor. Fakat Japonya’da cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, etnisite ya da ırk temelli ayrımcılıkları engelleyecek hiçbir yasa olmadığından insanların bu konuları mahkemeye taşımaları çok zor.’
 
Doi, hiçbir muhalefet partisinin insan hakları konusunu kampanyalarının odağına almadığını, burakumin hareketine destek verebilecek bir güç olan JDP’nin iktidar değişiminden sonra ayrımcılığa karşı bir yasa için çalışmasını umduğunu belirtti.
 
Önemli meclis üyeleri ve aktivistler beklenen hükümet değişikliğinin daha aydınlık bir geleceğe doğru bir umut dalgası yaydığını düşünürken, tabandakiler bu konuda daha ihtiyatlı. Eşcinsellere ve HIV mağdurlarına danışmanlık hizmeti veren ve insan hakları konusunda çalışan OCCUR grubu direktörü Masao Kashiwazaki, ‘Sadece iktidar değişimi olduğu için büyük değişikliklerin olacağını düşünmüyoruz.’ açıklamasında bulunurken, ‘Partiler farklılıklarının üstesinden gelip bir arada çalışmadıkça bu çok zor.’ diye ekledi. Kashiwazaki, problemlerin çözülmesini zorlaştıran ‘belirsiz bir tolerans’ bulunduğunu belirtti: ‘Sessiz kaldığınız sürece insanlar tolerans gösteriyor, fakat herkes eşcinsellerin hakları olması gerektiğini düşünmüyor. Bazıları batıdaki dindar grupların yaptığı gibi açıkça bir ayrımcılık olmadığı için şikâyet etmememiz gerektiğini düşünüyor.’
Kashiwazaki’ye göre OCCUR’u danışmanlık için arayanların çoğu dışlanmış hissettiklerini söylemiş: ‘Eşcinsellik, cinsel eğitimle öğretilen bir konu değil ve işyerinde ya da ailede bir eşcinsel olması hâlâ bir tabu. Eşcinseller bilgi sahibi olmak ya da birbirleriyle tanışmak için yeraltına itiliyorlar, pornografiye ya da internet üzerinden tanışmaya yöneliyorlar.’
 
Geyler ve lezbiyenler Japonya’da HIV, tacizler, intihar ve günlük yaşamda kullanılan aşağılayıcı sözcükler gibi birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar diyen Kashiwazaki, ‘Eğer birinin başkasına ‘seni acayip homo’ ya da ‘lezbiyenler kadar arkadaş canlısı’ dediğini duyduklarında hedef gösterilmiş gibi hissediyorlar.’ diye ekledi ve geylerin ve lezbiyenlerin açılacak kadar rahat hissedecekleri güne kadar ayrımcılığın devam edeceğini belirtti.
 
Bununla birlikte Kashiwazaki, hükümet değişikliğinin daha çok görünürlük konusunda ilk adım olabileceğini belirtti: ‘Kapının açılacağını hissediyoruz ve açıldığında tekrar kapanmamasını sağlamak zorundayız.’(AE)
 

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam