08/05/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Kadın doğum bölümünden bir hemşire telefonda ‘şekerim biz kürtaj yapmıyoruz, dikkat etmiyorsunuz, sonra da böyle ortada kalıyorsunuz’ dedi.

Jinekolog Muhabbetleri: "O odada yaşadığım şey tacizdi!" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kadın doğum bölümünden bir hemşire telefonda “şekerim biz kürtaj yapmıyoruz, dikkat etmiyorsunuz, sonra da böyle ortada kalıyorsunuz” dedi.

                                                       Eser: Jin Xingye

Bazen homofobik, transfobik bir hekim, bazen heteronormativitiye körü körüne bağlı bir sağlık çalışanı bazen de kendi ahlak kurallarını size dayatan bir doktor… Bu sayfada, “bağzı kadınlar”  ve tabi "bağzı erkekler" için çok daha zor olan jinekolog muayenelerini, jinekolog muhabbetlerine dönüştürüyoruz.

Küçük bir uyarı: “Jinekolog Muhabbetleri” yazı dizisine gönderilen anlatılar, güçlendirsin, iyi gelsin, yaşadıklarımız muayene odasında saklı kalmasın diye paylaşılsa da hepimiz için tetikleyici olabilir. Bu önerimiz akılda kalsın, anlattıklarımız bize destek versin, derdimize derman olsun.

Jinekolog Muhabbetleri’nin bugünkü anlatıcısı A. A., Jinekolog muayenesi sırasında yaşadığı tacizi bize anlatıyor.

12 yaşından itibaren yurtdışında yaşadım ve bu sure içerisinde Türkiye ile yakın bir bağım olmamıştı. Üniversite’den sonra memlekete geri dönme kararı aldım ve bir süre akrabalarımla birlikte tutucu, küçük bir şehirde yaşadım. Ülkeye, çevreye, dile ayak uydurmakta zorlanıyordum. Gittiğim her yerde yabancıydım, “buralardan” değildim. Aile büyükleri önünde bacak bacak üstüne atmam, askılı t-shirtlerim, “herkesle” arkadaş olmam ve başka birçok şey nedeniyle sürekli ikaz ediliyordum. Büyüdüğüm ülkede ki birçok kadın gibi, çok genç yastan itibaren aktif bir cinsel hayatim olmuştu.  Bir sabah karin ağrısıyla uyandım ve teyzeme haber verdim. Bir sevgilim olduğunu biliyordu ve bu durumdan hiç hoşnut kalmamıştı. Önce, ağrının geçmesini beklememizi söyledi. Öğlene doğru ağrı şiddetlenince beni jinekolog olan bir aile dostuna götürmeyi teklif etti. Kliniği unutmam mümkün değil. Doktorun eşi -sekreter görevini üstlenmiş- bizi kapıda şapır şupur öperek, sanki ev ziyaretine gelmişiz gibi karşıladı. Beni muayene için içeri geçirdiler. Koridora atılmış, eski ve kirli bir divanda kürtajdan çıktığını düşündüğüm yarı baygın bir kadın yatıyordu ve başka bir kadın onun bileklerini, yüzünü kolonya ile ovuyordu. Doktor 50'lerinde bir erkekti. Görür görmez hatırladım, çocukluğumda bayram ziyaretlerine gelirdi teyzemin evine esiyle birlikte. Soyunup, uzanmamı söyledi. “Kız mısın, kadın mısın” sorusu ile ilk defa karşılaşmıştım. Büyüdüğüm ülkede doktorlar “cinsel aktif misin” diye soruyorlardı, cevaplaması daha kolaydı. “Evli değilim” dedim, “biliyorum” diye karşılık verdi kaslarını çatarak ve asıl işkence bundan sonra başladı. Ultrason başlığını yumurtalıklarım üzerinde birkaç kez gezdirdikten sonra, eliyle kontrol etmesi gerektiğini söyledi ve parmaklarını vajinama ve makatıma sokarak, bir kaç kez ileri geri itti. Bunları yaparken bir taraftan da yüzüme bakarak sırıtıyordu, sanki zevk almak için yapıyordu. Acı içinde haykırdım. Apandisit teşhisi koyup - ve giyinmemi emrederek- dışarı çıktı. Klinikten ayrılırken doktorun esinin “bir gün oturmaya da gelin, senin yaşında kızımız var bizim de” deyişini ve teyzemin suçlayan bakışlarını hatırlıyorum. Apandisit olmadığımdan emindim. Ertesi gün, kimseye haber vermeden, genç jinekolog bir kadının kliniğine gittim ve yumurtalıklarımın iltihaplandığını öğrendim, uzun sure antibiyotik tedavisi gördüm. Muayene esnasında bir gün önce gittiğim doktordan ustu kapalı olarak bahsettim. Adamın ismini söylediğim zaman yüzüme “neden gittin ona” dercesine baktı. O doktorun odasında yasadığım şeyin taciz olduğunu sonradan fark etmiştim ve kime, nasıl şikâyet edilir bilmiyordum.

Aradan bir kaç sene geçti. İstanbul’a taşınmıştım ve istenmeyen bir gebelik yaşadım. Kürtaj olmak için doktor araştırmaya başladım ve - bu sefer Hristiyan kökenli - özel bir hastaneye telefon açtım. Kadın doğum bölümünden bir hemşire telefonda “şekerim biz kürtaj yapmıyoruz, dikkat etmiyorsunuz, sonra da böyle ortada kalıyorsunuz” diye saydırdıktan sonra telefonu suratıma kapadı. Beynimden vurulmuşa dondum. Şikâyet için defalarca başvurdum ama hiç bir sonuç alamadım. Bu tecrübeler sonucunda, Türkiye’de bulunduğum süre boyunca jinekologlardan uzak kalmak için caba harcadım.

“Benim de homofobik, transfobik, ahlakçı jinekologlarım oldu” diyor ve yazı dizisine katkı sunmak istiyorsanız asli.alpar@kaosgl.org adresine hikâyelerinizi bekliyoruz. Yazı dizisi sizden gelen hikâyelerle devam edecek…

İlgili yazılar

"Jinekolog Muhabbetleri" başlıyor...

Jinekolog Muhabbetleri: "Hikâyem bir jinekologda geçmedi!" 

Jinekolog Muhabbetleri’nde bugün Gizem’in hikâyesi

Jinekolog Muhabbetleri: Toplumun bakışı, doktorun “ahlakı”

Jinekolog Muhabbetleri: "Araya gerilen kumaş neyi temsil ediyor?" 

Jinekolog Muhabbetleri: Söylenmemesi gereken cümleler bizimkiler değil!

Jinekolog Muhabbetleri: "Evli misin canım?"

Jinekolog Muhabbetleri: “Ahlak” dersi! 

Jinekolog Muhabbetleri: “Senin çocuğun olmaz”

Jinekolog Muhabbetleri: "Sağlam!"

Jinekolog Muhabbetleri: Bu daha başlangıç mücadeleye devam!

Jinekolog Muhabbetleri: Putkadan ilk muayene

Jinekolog Muhabbetleri: Evli olmayana smear testi yok!

Jinekolog Muhabbetleri: Evlenince geçer!!!

Jinekolog Muhabbetleri: "Artık jinekologlardan korkuyorum"

Jinekolog Muhabbetleri: Ahlakçı doktorlar tıp fakültelerinde yetişiyor

Jinekolog Muhabbetleri: “Gerçekten bakire!”

Jinekolog Muhabbetleri: “Penis acıtmıyor mu?”

Jinekolog Muhabbetleri: Evli misin, bakire misin? Emin misin?

Jinekolog Muhabbetleri: “Bunun için buralarda insanlar öldürülüyor!”


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam