28/10/2017 | Yazar: Aslı Alpar

‘Heteroseksizm ve patriyarkaya karşı ortak bir mücadele daha güçlü bir feminist politikayı var ediyor.’

KADAV, sınırları kaldırıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Heteroseksizm ve patriyarkaya karşı ortak bir mücadele daha güçlü bir feminist politikayı var ediyor.”

İllüstrasyon: Quantin Monge

Kadın Dayanışma Vakfı (KADAV) sürdürdüğü projelerle LGBTİ’lere sağlık, hukuk ve psikolojik destek alanında hizmet verdi. Bu projeler kapsamında KADAV alana dair sorunları ve çözüm önerilerini konuşabileceği bir buluşma organize ediyor.

Buluşmanın amacı göçmen ve Türkiyeli LGBTİ’ler ile mücadele deneyimlerimizi paylaşmak, müşterek bir hat kurmanın yollarını aramak. Buluşmayı fırsat bilip  All-Together İstanbul ile görüştük. KaosGL.org’a konuşan All-Together İstanbul “Heteroseksizm ve patriyarkaya karşı ortak bir mücadele daha güçlü bir feminist politikayı var ediyor” diyor.

“Sınırları kaldırıyoruz” etkinliği All-Together İstanbul ve KADAV ortaklığında gerçekleşiyor değil mi?

Evet. All-Together İstanbul platformu aslında öz-örgütlenmeye dayanan bir dayanışma platformu. Kurumsal, grupsal ve bireysel katılımlara açık. Fikir KADAV’daki çalışmalar süresinde ortaya çıktı lakin All-Together İstanbul’u KADAV’ın da içerisinde yer aldığı ve desteklediği bir platform olarak düşünebiliriz. Bu etkinlik, platform ve vakfın birlikte düzenlediği ilk büyük etkinlik. Fakat platform çalışmaları çerçevesinde daha önce buluşmalar ve etkinlikler düzenlemiştik.

“Şiddet sınırlar aracılığıyla hayat buluyor”

Neden sınırları kaldırmak? Hangi sınırlar?

İnsanlık tarihi ve toplumsal yaşama dair kurgular hep sınırlarla çevrili. Ve sınır dediğimiz kavram adından da anlaşılacağı üzere yaşamlarımızı, hayatlarımızı ve bedenlerimizi eril algının yarattığı düzenin baskı altına alan, yok sayan, dayatılan sınırları ile çevreliyor. Şiddet bu sınırlar aracılığıyla hayat buluyor. Cinsiyet kimliklerine, cinsel yönelimlere, inançlara, kimliklere, kültürlere karşı bir sınır bu. Kısacası normatif olmayan farklılıklara karşı çizilmiş bir sınır. Feminist politikayı bu dayatılan sınırları kaldıran, dayanışma kültürünü esas alan, güçlenmeyi ve güçlendirmeyi amaçlayan bir yerden üretiyoruz. Yıl içerisinde KADAV’da gerçekleştirdiğimiz “Kadın Kadının Yurdudur” Çalıştay’ı da aramızda çizilmeye çalışılan sınırlara ve o sınırların anlamsızlığına bir gönderme olarak da algılanabilir. Göçmen LGBTİ+’ların yaşadığı şiddette var olan bu sınırlarla ilgili. Göçmenlere yönelik yaşama, barınma, çalışma ve sağlık hakkına erişimin önündeki engeller de çizilen sınırlarla alakalı. Kişilerin aidiyeti başka alanlarla var olmalarına engel olabiliyor. Savaşla birlikte yerinden edilme ve beraberinde yeniden yurtlanma süreci şiddetin her türlüsünü yeniden yaratıyor. Bizler bu algı karşısında diyoruz ki; dayatılan sınırlar bizler için anlamsız. Dünyanın her yerinde, her dilinde ve her renginde insanlar bir arada yaşayabiliriz; sınırlar bizi bizden ayıramaz. Bizlerin politik sorumluluğu bu modeli yaratacak olan alanı göçmen ve yerel LGBTİ+’larla kurabilmek. Görünmez olanı görünür hale getirmek ve somut, örnek bir dayanışma alanı yaratmak hiç de zor değil. Buradaki sınırlardan kastığımız irademizle koyduğumuz sınırlarımız değil elbette.

“Heteroseksizm ve patriyarkaya karşı ortak daha güçlü bir feminist politikayı var ediyor”

KADAV ne zamandır LGBTİ’lerle bir arada çalışıyor?

KADAV, çalıştığı feminist zemin üzerinden yaygın tüm fobik tutumlara karşı kurumsal bir alt yapı oluşturmaya çalıyor kurulduğu günden bu yana. Cinsiyet kimliğine ve cinsel yönelime dayalı şiddet ve ayrımcılıkla mücadelede heteroseksizm ve patriyarkaya karşı birlikte mücadeleyi örmeye çalışıyor; çoklu ayrımcılıkların altını çiziyor. Ve bu kesişim beraberinde alanların birleşmesini ve daha güçlü bir feminist politikayı (farklı feminizmlerle bezeli) açığa çıkartıyor. Özellikle ikili cinsiyet sisteminin dayattığı kadınlık, erkeklik mefhumlarına dair algılarımıza başka bir pencere açma çabası aslında.

Feminist politika ile mücadelede ortak zemin aslında yerel yönetim seçimlerine dayanıyor. Sene 2014. O dönemde yerel yönetimlerin stratejik planlarına belediyecilikte ısrarla cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim çeşitliliğine dayalı politikalar geliştirilmesini talep ederek çalışma yürütülmüştü. Hapishanede natrans kadın ve LGBTİ+’lara yönelik destek çalışmalarımız da aynı şiar ile gerçekleştiriliyor. Son olarak geçtiğimiz yıl başlamış olduğumuz LGBTİ+ göçmenler ve göçmen nakadınları şiddet karşısında güçlendirmeyi hedefleyen çalışmamız var. Göçmen seks işçilerine yönelik alan çalışması beraberinde natrans kadın ve trans seks işçileri ile iletişime geçmemizi sağladı. Ve cinsiyet temelli şiddet LGBTİ+’larla daha kurumsal bir çalışmayı dayatmış oldu. Tüm bu çalışmalarla birlikte de aslında All-Together İstanbul fikri ortaya çıkmış oldu.

Elbette vakıfta çalışan arkadaşlarımızın cinsiyet kimlik ve cinsel yönelim çeşitliliğinden olması da hep bu çalışmaların zeminini oluşturdu.

“Göçmenlerle aramızdaki sınırı yok edeceğiz”

Bu etkinlikte nelerden konuşmayı düşünüyorsunuz?

Etkinliğin genel çerçevesi Suriye ve Türkiye’deki LGBTİ+ hareketini tanımak, karşılıklı öğrenmek üzerinden kurgulandı. Ve göçmenlerle aramızdaki sınırı yok edecek, dayanışma kanallarını yeniden kurgulayacak, alanın ihtiyaçlarını birlikte belirleyebileceğimiz bir çerçeveyi yaratmak adına söz söyleyeceğiz. Ve tabi açık kürsü uygulaması bunu enginleştirecek en önemli uygulama olacak.

KADAV, projeye katılan ya da katılmayan, bu buluşmada bulunmak isteyen tüm LGBTİ+’ları 29 Ekim Pazar günü, saat 16.00-19.00 arası, Bomontiada’da “Sınırları Kaldırıyoruz!” etkinliğine bekliyor. Ayrıntılar için alltogetheristanbul@gmail.com adrese mail atabilirsiniz.

Bomontiada: Merkez Mah., Silahşör Cad., Birahane Sok. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası No:1, 34384 Şişli/İstanbul


Etiketler: yaşam
nefret