09/05/2006 | Yazar: Umut Güner

‘Dergiyi eleştirirken neye dikkat ediyoruz farkında mıyız? Kaos GL’de dönem dönem çok sık duyduğumuz ‘ahlaki ve politik’ ilkelerimiz olabileceğini unutuveriyorduk. Türkiye’nin ilk ve tek gey-lezbiyen dergisi olması üzerinden eleştirilerimizi dile getiriyorduk.’

‘Dergiyi eleştirirken neye dikkat ediyoruz farkında mıyız? Kaos GL’de dönem dönem çok sık duyduğumuz ‘ahlaki ve politik’ ilkelerimiz olabileceğini unutuveriyorduk. Türkiye’nin ilk ve tek gey-lezbiyen dergisi olması üzerinden eleştirilerimizi dile getiriyorduk.’

KAOS GL

Umut Güner

‘Kaos GL dergisini tartışmaya açmaya ne zaman karar verdik’ diye düşünmeye başladığımda aslında ‘böyle bir karar’ almadığımızı fark ettim. Ekim 1994, yani ilk sayısında bile derginin ‘dili’ üzerinden eleştiriler aldığını görebiliriz. KAOS GL başlangıcından bugüne eleştirilen bir dergi olageldi.

Kaos GL dergisinin nasıl başladığı ve bugünlere nasıl geldiği üzerine yazmak sanırım bana düşmez. Umarım bu dergide Kaos GL dergisinin dünden bugüne gelişimi üzerine de bir şeyler okuyabiliriz. Ben Kaos GL Dergisinin zarftan çıkma sayısından itibaren dergicilik sürecindeyim.

Peki ne oldu da biz ‘derginin kendisini’ derginin dosya konusu haline getirdik? Belki bu sorunun yanıtı bizi bir yerlere götürebilir.

...

Yayın kurulu olarak, dergiye gelen her eleştiriyi tek tek ele alıp ‘bu eleştiriler doğrultusunda neler yapabiliriz’ sorusunu da soruyorduk. Ama o dönemde dergiye eleştiri getiren arkadaşlar eleştirdikleri noktalar üzerinden dergiye katkı sunabileceklerini düşünmüyorlardı. Biz de ‘o kadar çok biliyorsun sen yap o zaman’ psikolojisiyle hareket etmeyecek kadar profesyoneldik.

Geri dönüp baktığımda şunu görüyorum: o dönem Kaos GL Dergi ekibi içinde olan bizler de dergiyi eleştiren okurlar-okumayanlar da ‘Nasıl bir dergi istiyoruz’ sorusunu hiç sormamıştık. Dolayısıyla sorunun cevabını da bilmiyorduk... Sanırım bu soru çoğumuzun aklına gelmedi. Eminim eşcinselliğimizi bir kimlik olarak sahiplediğimiz dönemlerde ‘benim gibi başka insanlar vardır’ sorusunun altından, ‘eşcinsellerin de bir dergisi olmalı’ gelmiyordu. Yani Türkiyeli bir çok gey-lezbiyen için Kaos GL Dergisi hayaldi. Ve bu hayal derginin satılmadığı illerde bugün bile ‘büyükşehir efsanesi’ olarak hayal ediliyor. Sanırım bu hayal bizi yaşatıyor.

...

Şimdiye kadar ‘nasıl bir dergi olmalı’ sorusunu değil de ‘Nasıl bir dergi olmamalı’ üzerinden dergiyi eleştirdik. Örneğin bir sayıyı üzerinden değerlendirme yaparken ‘tek bir yazı’ üzerinden eleştirilerimizi sıralıyorduk ve ‘böyle bir yazının olduğu dergiyi okumam’ diyecek kadar pamuk ipliğiyle okuyorduk. Okurken dergiye küsüyorduk okumuyorduk, yazarken dergiden sakındığımız yazılarımız oluyordu ama dergiye sakladığımız yazılar hiç olmadı.

...

Hepimiz derginin kendi beklentilerimiz üzerinden eleştiriyorduk. Beklentilerimizi ne kadar karşılıyordu ne kadar karşılamıyordu. Ve iyi bir dergi bireysel beklentilerimize karşılık verdiği müddetçe iyi oluyordu. Farklı beklentilere ve ihtiyaçlara pek sıcak bakmıyorduk. ‘Ahmet’in gündemiyle derginin gündemi örtüşmeliydi’ ama neyse ki bunu hiçbir zaman beceremedik. Her zaman farklı gey-lezbiyenlerin sesleri dergiye yansıdı.

...
Dergiyi eleştirirken neye dikkat ediyoruz farkında mıyız? Kaos GL’de dönem dönem çok sık duyduğumuz ‘ahlaki ve politik’ ilkelerimiz olabileceğini unutuveriyorduk. Türkiye’nin ilk ve tek gey-lezbiyen dergisi olması üzerinden eleştirilerimizi dile getiriyorduk. Yani ‘bu derginin de köşeleri var’ ve bu köşelerde ortaklaşan Türkiye’nin dört bir yanında gey-lezbiyenin çabasıyla, aşkıyla, inadıyla bu dergi çıkıyor. X yayın grubunun çıkardığı gey-lezbiyen dergisiyle, Kaos GL grubunun çıkardığı gey-lezbiyen dergisi arasında fark olmasının çok doğal olduğu ve her iki dergiyi de farklı noktalardan hareket ederek eleştirmemiz gerektiğinin farkında olmadığımız zamanlar olmadı değil.

...

Dergiyi eleştiriyor olmak yetiyor mu? Aslında bu sorunun ardından hemencecik ‘yetmiyor’ cevabını yapıştırıveririz. Ama bu nokta da söyle bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Dergi üzerinden birbirlerine tahammül edemeyen düşünceler ve bu düşüncelerin sahipleri bar da hamam da her yerde yan yana olabiliyorlar ve bu alanlar üzerinden sorun yaşayamayabiliyorlar. ‘Dergi üzerinden yan sayfa da okumak istemediğimiz bir hikayenin kahramanı kendimiz olabiliyoruz.’ Sanırım bunu unutmamak gerekiyor.



Etiketler: yaşam
İstihdam