28/12/2006 | Yazar: Kaos GL

Taner Ceylan’ın ‘Taner Taner’ adlı resmini yayınladığı için yargılanan Kaos GL dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Umut Güner savunmasında ‘Suça konu olan resim bilimsel ve sanatsal değer taşımaktadır, pornografik durum arz etmemektedir’ dedi. Dava 28 Şubat 2007 tarihine ertelendi.

Kaos GL dergisi yargılandı! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Taner Ceylan’ın ‘Taner Taner’ adlı resmini yayınladığı için yargılanan Kaos GL dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Umut Güner savunmasında ‘Suça konu olan resim bilimsel ve sanatsal değer taşımaktadır, pornografik durum arz etmemektedir’ dedi. Dava 28 Şubat 2007 tarihine ertelendi.

KAOS GL - 28 Aralık 2006

Türkiye'nin ilk ve tek eşcinsel yayını olan Kaos GL dergisinin toplatılan Yaz 2006 tarihli 28. sayısına Ankara Cumhuriyet Basın Savcısı Nadi Türkaslan tarafından açılan dava bugün (28 Aralık) görüldü.

Oya Aydın, Yasemin Öz, Hakan Yıldırım’ın savunduğu davaya heteroseksüel, travesti, gey ve lezbiyenlerden oluşan bir grup da izleyici olarak katıldı.

Sanık Umut Güner, "Suçlamayı kabul etmiyorum. İddia edilen suç kastı ile hareket etmem mümkün değildir. Suça konu olan resim bilimsel ve sanatsal değer taşımaktadır, pornografik durum arz etmemektedir" diyerek beraatine karar verilmesini talep etti.

"Taner Taner" bir alegoridir

Avukat Oya Aydın eser sahibinin Türkiye ve yurtdışında tanınan sanatçı Taner Ceylan olduğunu belirterek savunmasına şu sözlerle devam etti:

"Söz konusu dergide yer alan ve dava açılmasına sebebiyet veren resim Taner Ceylan tarafından yapılmıştır. Resimde bir alegori vardır; resimde görülen iki aynı kişidir. Resmin adı, Taner-Taner’dir. Ressam kendisini resmetmiştir. Üstelik resimde ereksiyon halinde bir cinsel birleşme sahnesi yoktur. Yine de resim, savcılık tarafından, tartışmaya yer vermeyecek biçimde müstehcen bulunmuş ve bir sanat eseri olmadığına karar verilmiştir."



*Resmin sansürsüz halini gormek isteyenler için: http://www.tanerceylan.com/02-03/710paintings.htm

Sanat eseridir

"Ressam Taner Ceylan tarafından yapılan bu resmin bir sanat eseri olmadığına dair savcılığın bu kadar net tutum takınması ilginçtir. Çünkü biraz araştırma yapsaydı dava konusu resmin birçok sergide sergilendiğini, bir sanat eseri olarak kabul edildiğini görmüş olacaktı. Söz konusu yağlı boya resim, 20 Eylül – 16 Kasım tarihleri arasında, Başbakanlık ve Kültür Bakanlığının desteği ile İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından gerçekleştirilen 8. İstanbul Bienalinde sergilenmiş ve ‘şiirsel adalet’ başlıklı kitapta yayınlanmıştır. Aynı resim, değişik galerilerde ve son olarak İsviçre, Basel kentinde düzenlenen ART 37 BASEL sanat fuarında sergilenmiştir."

Erotizm ile pornografi ayrımı

"Müstehcen kelimesi Arapça lisanında yer alan ‘Hücnet’ kelimesinden dilimize geçmiş olup ‘Hücnet’ kelimesi sözlüklerde; ‘Soysuzluk, karışıklık, bayağılık, aşağılık, kötü davranış’ olarak tarif edilmektedir. Bu tarife bağlı olarak aynı sözlüklerde ‘müstehcen’ kelimesi; ‘Ayıp, terbiyesizce, iğrenç, açık saçık, edepsizcesine, edebe aykırı, yakışıksız’ olarak açıklanmaktadır.

Bir yayının sanat eseri mi, müstehcen mi olduğu konusunda mahkeme kararlarına bakıldığında, Yargıtay’ın, müstehcenlik ile ilgili davalarda, erotizm ve porno ayırımı yaptığı ve sanat eseri niteliğinde ya da erotik nitelikte yayınların özgürce yayınlanmasından yana kararlar verdiği görülmektedir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 1985/872–1682 sayılı kararında müstehcenlik tanımlanırken, erotizm ile pornografi ayrımının önemine işaret edilerek, pornografi, aşırı, çok şiddetli, makul olmayan bir biçimde şehvet duygularının tahrik edilmesi anlamına gelirken, erotizmin, sevginin cinsel yönünü ve cinsel aşkı, anlatan ve her türlü sanat dalının konusu olabileceği belirtilmiştir."

’Müstehcenlik anlayışı değişkendir’

"Ceza Genel Kurulu, 1996/27–45 sayılı kararında, ‘Müstehcenlik anlayışı toplumdan topluma değiştiği gibi, aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak da değişikliğe uğramaktadır. Bu kavramın varlığını tespitte, fiilin işlendiği zamanın sosyal ve kültürel düzeyinin göz önünde tutulması yanında, sübjektif kıstasa göre failin saiki dikkate alınmalı, cinsel duyguları tahrik gayesi olup olmadığı araştırılmalıdır.’ diyerek suçun oluşması için cinsel istismarın önemine ve objektif koşullar dışında failin saiki gibi sübjektif koşulların da dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir."

Pornografi üreten değil fenomenini analiz ediyor

"Dava konusu yayın açısından bu sübjektif durum araştırıldığında, iddianamede de belirtildiği üzere, derginin 28. sayısının pornografi konusuna ayrıldığı ve resmin yer aldığı yazıyı da kaleme alan Taner Ceylan’ın yazısının pornografi eleştirisi olduğu görülecektir. Dava konusu yayın ‘pornografi üreten’ değil, ‘pornografi fenomenini analiz eden’ bir yayındır. Söz konusu yayının takdim yazısında ‘Bu dosyayla birlikte dünyanın içine battığı pornografi aleminin kapılarını aralıyor ve etrafımızı saran, zihnimizi bulanıklaştıran bütün imgelerin nasıl pornografik öğelere dönüştüğünü sorguluyoruz’ denilmektedir."

"Söz konusu tabloda ressam kendi çıplak bedenine kendisinin arkadan sarılmasını resmetmiştir. Resmedilen her iki şahıs da ressamın kendisidir. Kişinin kendisi ile cinsel ilişkiye girmesi fiziken mümkün olmadığından, tablo iddia edildiği gibi pornografik olmadığı gibi pornografiye hizmet etmesi de mümkün değildir. Tabloda resmedilen kişinin kendisiyle ve kendi dünyasıyla kurduğu ilişkidir."

Derginin okuyucuya ulaşmadı

"Ayrıca, iddianamede; "…derginin açıkta, korumasız biçimde ve özellikle çocukların ulaşmasına, satın almasına ya da eline geçmesine engel olmayacak biçimde satılması karşısında…’ ifadesine yer verilmiştir. Oysa dergi basıldığı gün henüz hiçbir yere dağıtımı yapılmadan, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi 2006/848 Müt. sayılı kararı ile toplatılmıştır. Yani, okuyucuya hiçbir şekilde ulaşmamış bir yayın aracılığıyla, okuyucuya ulaşma ihtimali üzerinden, suç işlendiği iddiası yürürlükteki mevzuata aykırı olduğu gibi, anılan (Halis-Türkiye davasında) AİHM kararına ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara da aykırıdır.

Ayrıca, söz konusu tablo daha önce kamuoyuna teşhir edildiğinden ve kamuoyunun malumu haline geldiğinden, daha önce kamuoyuna mal olmuş bir tablonun dergide yer alması suç teşkil edemez. Söz konusu tablo daha önce hiçbir şekilde engellenmeksizin ve cezai bir yaptırımla karşı karşıya kalınmaksızın kamuoyuna sunulduğu halde, ikinci bir defa dergide yer aldığında suç teşkil edeceğinin kabulü mümkün değildir."

Oya Aydın, yaptığı bu savunmadan sonra beraat kararının verilmesini talep etti. Hakim Mehmet Nuri Öztürk ise söz konusu resmin sahibi Taner Ceylan’ın tanık olarak dinlenmesini, resmin kendisine ait olup olmadığının ve yayınlanması için kendisinden izin alınıp alınmadığının tespit edilmesini isteyerek duruşmayı 28 Şubat 2007 tarihine erteledi.

*Konuyla ilgili diğer haberler:

[[Kaos GL dergisi yargılanıyor!]]

[[‘Pornografik dava’ The Advocate'de]]

[[‘Pornografik’ Kaos GL’ye dava açıldı]]

[[Pornografik dünyaya hoş geldiniz!]]

[[‘Kaos GL dergisinin toplatılması bir ifade hürriyeti ihlalidir!’]]

[[Ankara Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’ne…]]

[[Eşcinsel dergisi AİHM yolunda]]

[[Eşcinsel dergisinin ‘porno dosyası’ AİHM yolunda]]

Etiketler: yaşam
nefret