03/04/2008 | Yazar: Kaos GL

İranlı mülteciler hakkında konuşurken, aktivistler İçişleri Bakanlığı’nın oyununu oynamamaya özen göstermeliler.

İranlı mülteciler hakkında konuşurken, aktivistler İçişleri Bakanlığı’nın oyununu oynamamaya özen göstermeliler. İki yıldan fazladır İran’ın işkence hikayelerini dinlemeye uzun saatler harcamış, benim gibi, herkes Mehdi Kazemi’nin sığınma iddiası üzerine çıkan tartışmaların ıskaladığı noktayı fark edecektir. Scott Long’un makalesini Artunç B. Yavuz Türkçe’ye çevirdi.

George Galloway diyor ki, İran’da idam edilenler geyler değil, yalnızca tecavüzcüler. Peter Tatchell diyor ki, Galloway ‘İranlı propagandası’ şeklinde ateş püskürüyor. Hiçbiri Mehdi’nin durumundaki budalalığın ya da İngiltere’nin işkenceye yönelik kırılan yükümlülüklerinin eline su dökemez.

Gerçeklerle başlayalım

İran’da eşcinsel davranış size ölüm cezasını getirebilir. Erkekler arasında penetrasyon içeren seks eylemi ilk celseden ölümü getirebiliyor; penetrasyon içermeyen eylemse 100e varan kırbacı. Kadınlar ilk üç celsede kırbaçlar yiyor -dört darbe alıyor ve ölüyorsunuz.

İran’ın ceza kanunları livatayı ya da oğlancılığı ispatlamak için dört birbirinin tekrarı teyidi, ya da dört ‘dürüst adam’ın görgü şahitliğini talep ediyor. Yine de jürinin tahmin ve çıkarsamaya yetkisi var. Dahası, polis yardımsever şekilde gözlemi sağlıyor, Mayıs 2007de İsfahan’daki bir partiyi basarak ,muhtemelen dürüst, dört adamı izlemeleri için de beraberinde getiriyor.

Geylere işkence yapmak ve onları öldürmek İran’da yasal: bunu ispatlamak için bedenleri göstermeye ihtiyacınız yok. Uluslararası yasa İngiltere’yi insanları işkence riskine geri iade etmeye mahkum ediyor. İngiltere gey İranlılara sığınma hakkı vermelidir.

Yine de bu netliğe rağmen, muğlaklık İran’daki durumda etkisini koruyor. Bazı aktivistler, Mehdi’ye samimi olarak yardım etmek isterken, İngiliz hükümetinin kısıtlamasına yardımcı oluyorlar.

Peter Tatchell’in gerçek kanıtı olmadan, gey erkeklerin rutin olarak toplumda boyun eğdiklerini; kitle ‘kıyımlar’ının son yıllarda kitle infazlarına yol açtığını; ya da asılsız tecavüz sorumlularının muntazaman rızalı eşcinsel eylemlerin sorumluluğuyla ilişkilendirildiğini ileri sürmesi yanlıştır. Kimsenin sığınma durumunun böylesi iddialara dayanak oluşturamayacağı gibi. Son belgelenen İran’daki rızalı eşcinsel davranışın ölüm cümlelerinin Mart 2005te hükmü verildi. Yürürlüğe girip girmediği bilinmiyor. Savlara hız vermek hükümetin abartılı kanıt standartlarını kabul etmek demek. Ve geri tepebilir – İran’daki insanların aleyhine.

Postmodern bir Meryamana resmi gibi

Avrupa ve Amerika son yıllarda gey erkek katli şeklindeki idamları, genelde rasgele olanları, tespit etmek için oluşmuş bir toplum kampanyasına tanık oldu. Büyük olasılıkla, ikisi de küçük oldukları halde 13 yaşındaki erkek çocuğa tecavüzden hüküm giyen Ayaz Marhoni ve Mahmut Asgari’nin 2005te Mashbad’daki asılma törenlerinin korkunç resimleri tüm dünyada postmodern bir Meryemana resmi gibi virüs şeklinde yayıldı. Akıl almaz, evet: ama onların gey olduğuna dair nihai bir kanıt yok veya rızalı eşcinsel eylemleri onların adli katliyle nasıl bağdaşabilir. Bundan aylar sonra, Amerika ve Avrupa’daki kampanya yürütücüleri, kanıt olmadan, tekrar tekrar İran’daki tecavüz için asılmaların aslında gey erkeklere yönelik bir ‘kıyım’ olduğunu iddia ettiler. Bir Amerika gazetesi dört erkeğin ‘gey olmak’ yüzünden asıldıklarını iddia etti. Bunların bir kadına ve 7, 8 ve 10 yaşlarındaki üç kıza tecavüzden hüküm giydikleri ortaya çıktı.

Bu tarz hataların korkunç sonuçları olabiliyor. Kasım 2007de Kermanşah’da, Makwan Mouloudzadeh, (20) yedi yıl önce çeşitli çocuklara tecavüzden asılsız suçlamalar üzerine ölüm cezasına çarptırıldı. Suçlayanları iddialarını geri çekti. Hiçbir kanıt İran yasaları altında onun herhangi bir suç işlediğini ileri sürmedi.

Yine de, Avrupalı aktivistler vahşice onu başka bir ‘gey’ kurban olarak ele geçirdi. Ahmedinejad’a kitlesel bir dilekçe düzenlediler ‘genç İranlı gey’e merhamet adına. Ricaları kasıtsız bir mesaj yolluyordu: Makwan kapital bir suçun masumuydu, ama Avrupa onun başka bir tanesinden suçlu olduğuna inandı. 5 Aralık’ta, Makwan Mouloudzadeh, muhtemelen ne gey ne de tecavüzcü olarak, darağacına gitti.

Neden bu kadar kafa karışıklığı? Neden ‘gey’ kurbanlar bulmak için bu ihtiyaç, zaten ölüm kuyruğunda olan bir adamı tehlikeye atsa dahi .

Duygu tartışmayı zorlaştırıyor

Kanıt gerçekten nedir diye soran insanlar ‘İran için taziyeciler’ olarak anılabilir gibi görünüyor. İngiltere’nin çarptığı sığınma kapısı, doğrusu umutsuzluğu besliyor. Yine de, şunu hatırlamanın önemi büyük ki, mülteci otoritelerinin gey Müslümanları reddetmek için gözlediği bahanelerinin sebebi ‘İranlı propaganda’sı değil: bu Müslüman göçmenler korkusunu körükleyen bir yerli malı propaganda. Aktivistler İngiltere’de ırkçılıkla savaşmalı, yalnızca İran’daki baskıyla değil.

İdam yok, zulüm yok!

En tatminkar cevap, yine de, İngiltere’nin mülteci ve işkence politikalarındaki başarısızlığını gösteriyor. İçişleri bakanı Lord West, Mehdi hakkında ‘İran’da son yıllarda eşcinsellik sahasında herhangi bir kişinin idam edildiğinden haberdar değiliz. Ve İran’da gey erkeklere yönelik sistematik zulmün varolduğunu düşünmüyoruz.’ dedi.

Başka bir deyişle: idam yok, zulüm yok. Eğer ölü değilseniz, iyisiniz demektir. Bu, uluslararası yasa altında İngiltere’nin sorumluluklarından felaketlere gebe bir firarıdır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) İngiltere’nin nasıl işkence üzerine yükümlülüklerini yeniden tanımlamaya , ki böylece insanları mezara girme riskiyle yüzleşecekleri ülkelerine geri göndermeye çabaladığını gösterdi. Genellikle bu karşıt terörizm bağlamında yaşanıyor. Ama gey İranlılarla, yine, hükümet, yasal işkencenin ‘zulüm’ olduğunu reddederek, kuralları değiştirmeyi amaçlıyor.

İngiltere – Hollanda’nın yaptığı gibi- hatırlamalıdır ki gey İranlılara ölümü ya da işkenceyi tayin eden bir yasayla, geçmiş zulmün detaylarını iyice göstermesine ihtiyaç yok. Mehdi’den ve onun gey yurttaşlarından kanıtın yükünü alın. Sınırdışı tehdidine son verin.

Aktivistler, yine de, hükümetin işkenceci oyununu oynamaktan kaçınmalılar. İçişleri bakanlığının işkenceyi darağacındaki bir cesedin geçer tek kanıt olduğuna indirgeyecek şekilde tanımlamasına izin vermeyin. İngiltere’yi gerçek yükümlülüklerine sahip çıkarın. Öteki türlü, bu durum zulme suç ortaklığı olmayı koruyacaktır.


Mehdi Kazadi: Erkek arkadaşı eşcinsel olduğu gerekçesiyle İran polisi tarafından idam edilen 19 yaşındaki Mehdi Kazemi, yaşamak için sığındığı İngiltere’den sınır dışı edilmemek için Hollanda’ya kaçtı. 2004 yılında İngilizce öğrenmek için İngiltere’ye gelen Mehdi Kazemi, İran’daki erkek arkadaşının eşcinsel olduğu gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alınarak idam edildiğini öğrenince, yaşamak için bu ülkede kalmaya karar verdi. 2006 yılında gerçekleşen idam öncesinde İran’da bulunan babasıyla bir telefon görüşmesi yapan Kazemi, erkek arkadaşının polis sorgusu sırasında cinsel ilişkiye girdiklerini itiraf etmesi üzerine hakkında yakalama emri çıkartıldı. İran’a geri dönmesi durumunda idam edileceğini anlayan genç adam, İngiliz devletine sığınarak, yardım istedi. Kazemi’nin umutlarını bağladığı İngiliz devleti, 2007 yılında sığınma talebini reddetti. Sınırdışı edileceğini anlayan genç adam, idam edilmemek için İngiltere’den kaçarak Hollanda’ya sığındı. Sığınma talebini inceleyen Hollanda mahkemesi, sınırdışı edilmesine kesin gözüyle bakılan Kazemi’yi, şimdilik İngiltere’ye geri göndermeme kararı aldı. (Kaynak: Birgün gazetesi 08/03/2008 ç.n.)

Kaynak: Guardian (UK) – Scott Long, 31 Mart 2008

Çeviren: Artunç B. Yavuz


Etiketler: insan hakları, mülteci
nefret