28/05/2014 | Yazar: Yıldız Tar

‘İbne tweeti’ yüzünden Başbakan’a hakaretten para cezasına çarptırılan LGBTİ aktivisti Levent Pişkin, ‘Bu davada ben değil ibnelik yargılandı. Hakaret meselesinde kasıt önemlidir. Hangi sözü, hangi kasıtla söylediğiniz belirler hakareti.’

Levent Pişkin: ‘Ben Değil İbnelik Yargılandı’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
“İbne tweeti” yüzünden Başbakan’a hakaretten para cezasına çarptırılan LGBTİ aktivisti Levent Pişkin, “Bu davada ben değil ibnelik yargılandı. Hakaret meselesinde kasıt önemlidir. Hangi sözü, hangi kasıtla söylediğiniz belirler hakareti.”
 
Başbakan Erdoğan’ın LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) aktivisti Levent Pişkin’e açtığı “ibne” tweeti davasında Pişkin’e 1500 lira para cezası verildi. Böylece Yeni Akit gibi yayın organlarının hedef gösteren, hakaret eden, nefret suçu içerikli yayınlarının cezasız kaldığı bir atmosferde; bir “ibnenin” yurttaşı olduğu ülkenin yasama, yürütme ve fiilen yargının başındaki isimden açıklama beklemesi cezalandırılmış oldu.
 
“Bu davada ben değil; ibnelik yargılandı” diyen Pişkin’in suç duyurusu ile işleme konulmadı. Pişkin ile dava sürecini, cezanın hukuki ve toplumsal anlamlarını konuştuk.
 
Bir ibne olarak, ibne kelimesini hakaret olarak kullanmasının mümkün olmadığını hatırlatan Pişkin, hakaretten ceza verilebilmesi için kasıt olması gerektiğini söyledi
 
Pişkin tekrar suç duyurusunda bulunacağını ve “ibnelik” mücadelesini her alanda sürdüreceğini de sözlerine ekledi…
 
Dava sonuçlandı. Ceza aldın. Şimdi sen Başbakan’a hakaret etmiş mi oldun?
Daha gerekçeyi görmedik ve neden ceza aldığımızı henüz bilmiyoruz. Büyük ihtimalle ibne kelimesi gerekçeli kararda hakaret olarak geçecek. Bu davada ben değil ibnelik yargılandı. Hiçbir zaman kendi davam olarak algılamadım. Bu davanın ardından zaten 17 tane LGBTİ örgütü ibneliği sahiplenen açıklamalar yaptı. Ki zaten slogan ve lolipoplarımızda da var. Para cezası ertelendi şu anda ama Erdoğan’ın avukatının sanki çok ihtiyacı varmışçasına vekalet ücretini bana ödetecekler.
 
Sen Başbakan’a ibne mi demiştin ki?
Yok, yani bildiğin üzere dememiştim. Erdoğan’dan “dört dörtlük ibneyim, ibneliği sizden öğrenecek değilim” açıklaması da bekliyorum demiştim. Ama sanırım Erdoğan ve ibne kelimelerinin aynı cümlede geçmesi dahi büyük hakaret olarak görülüyor. Oysaki demediğim aşikar.
 
Aslında ibnelere sahip çıkalım temennisi sanki?
Dediğim tam olarak o. Herkese sahip çıkıyorsun, tüm kimlikleri sahiplendin, bizi de sahiplen demek istedim. (Gülüyoruz) Neyse hiç gereği yok sahiplenmesinin bir yandan da…
 
Verilebilecek en alt sınırdan ceza verildi. Kamu görevlisine hakaretten açılmıştı ceza ama herhangi bir kişiye “hakaretten” verildi ceza. En alt sınırdan vermesinin sebebi de bana kalırsa hâkimin korkması. Şu anda hem para hem de hapis cezası temyiz sınırının altında. Bir yandan hükmün açıklanmasının geri bırakılması meselesi de var. Temyize gidersek dosya bozulacaktı ve hâkim bir daha uğraşmak zorunda kalacaktı. “Ne şiş yansın ne de kebap” dedi bana kalırsa.
 
Peki şu andan itibaren ibne kelimesi bir hakaret olarak hukuken tescillenmiş mi oldu?
Bir yanıyla evet; bir yanıyla hayır. Anayasa Mahkemesi’ne şikayet süreci var. Muhtemelen o süreçte ben haklı çıkacağım. Her halükarda ibneyi hakaret olarak kullanmadığımı tescillenmiş olacağım. Yani bir ibne olarak; herhangi birine ibne kelimesini hakaret olarak kullanmayacağımı tescillemiş olacağım. Hakaret meselesinde kasıt önemlidir. Hangi sözü, hangi kasıtla söylediğiniz belirler hakareti.
 
Diyelim ki ibne kelimesinin hakaret olmadığı Anayasa Mahkemesi tarafından tescillendi. Bu durumda Yeni Akit gibi hedef gösteren yayınların, “ibneler” diye manşet atması da hakaret olmaktan çıkacak mı?
Olamaz. Çünkü gerekçeler çok farklı olacak. Suçta saik önemlidir. Orada bir nefret saiki ve hakaret kastı var. Aynı şey olamaz hukuken de. Davanın sembolik önemi de ibneliğin hakaret olmaktan çıkartılması için bir mücadele aynı zamanda. Yine aynı şekilde LGBTİ hareketi ibne kelimesini hakaret olmaktan çıkartabilecek bir algı hegemonyası kurabilir. Buna inanıyorum ben.
 
Senin açtığın karşı dava ne oldu peki?
Savcılık’a verdiğim yazılı ifadeyle beraber suç duyurusunda bulundum ancak Savcılık soruşturma açmadı. Zaten, kendilerinin dokunulmazlığı olduğu için soruşturulamaz. Ama ben tekrardan suç duyurusunda bulunacağım. İlerleyen süreçte de maddi ve manevi tazminat davası açacağım.
 
İlgili haberler:

Etiketler: yaşam
İstihdam